Translation of "Yardımcı" in Dutch

0.010 sec.

Examples of using "Yardımcı" in a sentence and their dutch translations:

Ona yardımcı olmalısın.

- Ge moet hem helpen.
- Je moet hem helpen.

Ona yardımcı oluyor.

- Ze helpt hem.
- Ze is hem aan het helpen.

Nasıl yardımcı olabilirim?

Hoe kan ik helpen?

Bu yardımcı olmayacak.

Dat zal niet helpen.

Bu yardımcı olur.

Het helpt.

Tom'a yardımcı olabilirim.

Ik kan Tom helpen.

Ona yardımcı olacağız.

We gaan hem helpen.

Bu yardımcı olacak.

Dat zal helpen.

- Ben size memnuniyetle yardımcı olurum.
- Size memnuniyetle yardımcı olurum.
- Memnuniyetle sana yardımcı olacağım.

- Met plezier zal ik je helpen.
- Ik zal je met plezier helpen.
- Ik help je graag.

- Ben size memnuniyetle yardımcı olurum.
- Size memnuniyetle yardımcı olurum.

- Met plezier zal ik je helpen.
- Ik zal je met plezier helpen.
- Ik help je graag.

Yardımcı olma konusunda heyecanlıyım.

de controle hebben over hun leven.

Yetişkinlere "büyük yardımcı" diyoruz.

'Senior Helper' is er voor volwassenen.

Bob bana yardımcı oldu.

- Bob heeft mij geholpen.
- Bob heeft me geholpen.
- Bob hielp mij.

Anneme mutfakta yardımcı oldum.

Ik heb mama in de keuken geholpen.

O size yardımcı olacak.

Hij gaat je helpen.

O ona yardımcı olur.

Hij helpt haar.

Hepimiz hasata yardımcı olduk.

We hielpen allemaal bij de oogst.

O size yardımcı olamaz.

Hij kan je niet helpen.

Lütfen bana yardımcı olun.

- Help me alsjeblieft.
- Help me alstublieft.

Bana yardımcı olabilir misiniz?

Kunt u me helpen?

Yardımcı olmak istiyor musun?

Heb je zin om te helpen?

Tom'a nasıl yardımcı olacaksın?

Hoe zou jij Tom helpen?

Allah çocuğuna yardımcı olsun.

God moge met je kind zijn.

Tom kendine yardımcı oldu.

- Tom hielp zichzelf.
- Tom heeft zichzelf geholpen.

Bu size yardımcı olmaz.

Dat zal je niet helpen.

Saatimi onarmama yardımcı oldu.

Hij hielp me mijn horloge te repareren.

Tom bize yardımcı olur.

Tom helpt ons.

Ben Tony'ye yardımcı oldum.

- Ik heb Tony geholpen.
- Ik hielp Tony.

Umarım bu yardımcı olur.

Ik hoop dat dit helpt.

Ona nasıl yardımcı olabilirim?

Hoe kan ik haar helpen?

O yardımcı olur mu?

Helpt dat?

O, Tom'a yardımcı oldu.

- Zij hielp Tom.
- Zij heeft Tom geholpen.

Umarım o yardımcı olur.

Ik hoop dat het helpt.

Mary Tom'a yardımcı oldu.

Mary hielp Tom.

O ona yardımcı oldu.

Zij hielp hem.

O, ona yardımcı olur.

Zij helpt haar.

Bu ekonomimize yardımcı oluyor.

Het helpt onze economie.

- Merhaba, size nasıl yardımcı olabilirim?
- İyi günler, size nasıl yardımcı olabilirim?

Goedendag, waarmee kan ik u van dienst zijn?

Bu birçok kişiye yardımcı olacak.

Dit gaat een hoop mensen helpen.

Bir robot nasıl yardımcı olabilir?

Hoe kan een robot daarbij helpen?

Zorluk zamanlarında bize yardımcı olur.

Het helpt ons in moeilijke tijden.

Size yardımcı olabilir miyim, madam?

Kan ik u helpen, mevrouw?

Ben belki size yardımcı olamam.

Ik kan je onmogelijk helpen.

Televizyon bilgimizi genişletmemize yardımcı olur.

Televisie helpt ons onze kennis te verruimen.

Bana biraz yardımcı olabilir misin?

Kun je me een beetje helpen?

O, bu projeye yardımcı olacaktır.

Hij zal dit project bijstaan.

Merhaba, size nasıl yardımcı olabilirim?

Goedendag, waarmee kan ik u van dienst zijn?

Teşvikler her zaman yardımcı olur.

Stimuli helpen altijd.

O, benim taşınmama yardımcı oldu.

Hij hielp me verhuizen.

Üzgünüm, ben size yardımcı olamam.

Het spijt me, ik kan je niet helpen.

Buzdolapları gıdanın korunmasına yardımcı olur.

Koelkasten helpen om voedsel te conserveren.

Bana yardımcı olmak istiyor musun?

Willen jullie me helpen?

Taşınırken bana yardımcı olur musun?

- Kunt ge mij helpen als ik verhuis?
- Kunt u me helpen wanneer ik verhuis?

Bu ilaç size yardımcı olacaktır.

Dit medicament zal u helpen.

Mary yarın bize yardımcı olacak.

Maria gaat ons morgen helpen.

Yarın Tom bize yardımcı olmayacak.

Tom gaat ons morgen niet helpen.

Tom'un sana yardımcı olacağına eminim.

Ik ben er zeker van dat Tom je zal helpen.

Birisi bana yardımcı olabilir mi?

Kan iemand me helpen?

Tom sana yardımcı olmaya çalışıyordu.

Tom probeerde je te helpen.

Gelin ve bize yardımcı olun.

- Kom en help ons.
- Kom ons helpen.

Ben şimdi sana yardımcı olamam.

Ik kan je nu niet helpen.

Ev ödevimde bana yardımcı ol.

Help me met mijn huiswerk.

O onlara yardımcı olmak istedi.

Zij wou hen helpen.

Tamam, sana nasıl yardımcı olabilirim?

Oké, hoe kan ik u helpen?

"Bu yardımcı oldu mu?" "Biraz."

"Heeft het geholpen?" "Een beetje."

Bunun bize yardımcı olacağını umuyorum.

Ik hoop dat dit ons zal helpen.

Onun sana yardımcı olabileceğini sanmıyorum.

Ik denk dat hij je niet kan helpen.

Tom, Mary'nin yardımcı olacağını düşünüyor.

Tom denkt dat Mary mee zal werken.

Tom'un sana yardımcı olduğunu biliyorum.

Ik weet dat Tom je heeft geholpen.

İşte size yardımcı olacak bir numara.

Er is een truc die je kan helpen.

Balık stoklarında çöküşü önlemeye yardımcı oluyor

en te voorkomen dat het visbestand instort,

Herkese yardımsever olana "küçük yardımcı" gibi.

en 'Junior Helper' voor wie anderen helpt.

Dolunayın ışığı çitaların avlanmasına yardımcı oluyor.

Het volle maanlicht helpt jachtluipaarden jagen.

Yüksek gelgit, resifi aşmalarına yardımcı olur.

Het helpt ze om over het rif te komen...

Bu bana çok yardımcı olmuştur. Pekâlâ.

Dat heeft me vaak geholpen. Oké.

Diplomatik diyalog çatışmayı bitirmeye yardımcı oldu.

Het diplomatieke gesprek hielp een einde te maken aan het conflict.

Tom dün annesine yardımcı oldu mu?

Heeft Tom gisteren zijn moeder geholpen?

Okuldan sonra bize yardımcı olur musun?

Zouden jullie ons kunnen helpen na school?

Bana yardımcı olmak için yolunu değiştirdi.

Hij deed grote moeite mij te helpen.

O benim bavulumu hazırlamama yardımcı oldu.

- Ze hielp mij mijn valies inpakken.
- Zij hielp mij mijn koffer inpakken.

Paula mutfakta babasına yardımcı olmak zorundadır.

Paula moet haar vader in de keuken helpen.

Sana yapabildiğim kadar çok yardımcı olacağım.

Ik zal je zoveel als ik kan helpen.

Hiç kimse sana yardımcı olamaz, Tom

- Niemand kan u helpen, Tom.
- Niemand kan je helpen, Tom.

Bulaşık yıkamada bana yardımcı olabilir misin?

- Kun je me helpen met afwassen?
- Kun je me helpen de afwas te doen?

Yoga, onu sakin olmasına yardımcı olur.

Yoga helpt haar te ontspannen.

Meşgul olduğum için size yardımcı olamam.

Ik kan niet helpen, want ik ben bezig.

Ben bir şey yardımcı olabilir miyim?

Kan ik met iets helpen?

Onlar onun Kanada'ya gitmesine yardımcı oldu.

Ze hielpen hem naar Canada te komen.

Tom ev işinde Mary'ye yardımcı oldu.

- Tom hielp Maria met het huiswerk.
- Tom heeft Maria geholpen met het huiswerk.