Translation of "Oğlum" in Dutch

0.008 sec.

Examples of using "Oğlum" in a sentence and their dutch translations:

Oğlum!

Mijn zoon!

Oğlum nasıl?

Hoe gaat het met mijn zoon?

Oğlum var.

Ik heb een zoon.

- Üç oğlum var.
- Benim üç oğlum var.

Ik heb drie zoons.

Oğlum roketleri sever.

Mijn zoon houdt van raketten.

Oğlum henüz sayamıyor.

Mijn zoon kan nog niet tellen.

Oğlum odama geldi.

Mijn zoon kwam naar mijn kamer.

Bir oğlum var.

Ik heb een zoon.

Oğlum sekiz yaşında.

Mijn zoon is acht jaar oud.

Oğlum on yaşında.

Mijn zoon is tien jaar oud.

- Tom, benim kuzenimdir.
- Tom kuzenim.
- Tom amca oğlum.
- Tom dayı oğlum.
- Tom hala oğlum.
- Tom teyze oğlum.
- Tom emmi oğlum.
- Tom kuzenim olur.

Tom is mijn neef.

- Oğlum şimdiden yüze kadar sayabiliyor.
- Oğlum şimdiden yüzece sayabiliyor.

Mijn zoon kan al tot honderd tellen.

- Benim hiç oğlum yok.
- Benim herhangi bir oğlum yok.

Ik heb geen zoon.

Benim hiç oğlum yok.

Ik heb geen zoon.

Bu çocuk benim oğlum.

Deze jongen is mijn zoon.

Oğlum da yurtdışında okuyor.

Mijn zoon studeert ook in het buitenland.

Oğlum Noel Baba'ya inanıyor.

Mijn zoon gelooft in de Kerstman.

İki tane oğlum var.

- Ik heb twee zonen.
- Ik heb twee zoons.

"Ama benim bir oğlum var.

"Maar ik heb een zoon.

Oğlum, Londra'ya, doğduğum yere, gitti.

Mijn zoon ging naar Londen, waar ik geboren ben.

Oğlum için bir saat alacağım.

Ik ga een horloge voor mijn zoon kopen.

Evliyim ve iki oğlum var.

Ik ben gehuwd en heb twee zonen.

Bugün oğlum dört yaşına giriyor.

Mijn zoon wordt vandaag vier jaar.

Oğlum benden daha uzun boylu.

Mijn zoon is langer dan ik.

Benim oğlum yaşına göre küçük.

Mijn zoon is klein voor zijn leeftijd.

Oyuncağını aradığım çocuk benim oğlum.

Het kind, wiens speelgoed ik zoek, is mijn zoon.

Benim oğlum hâlâ sayı sayamıyor.

Mijn zoon kan nog niet tellen.

Oğlum hâlâ Noel Baba'ya inanıyor.

Mijn zoon gelooft nog steeds in de kerstman.

Oğlum yüze kadar saymaya başladı.

Mijn zoon kan nu tot honderd tellen.

Benim oğlum Noel Baba'ya inanır.

Mijn zoon gelooft in de Kerstman.

25 yaşında bir oğlum var.

Ik heb een zoon van 25.

Bu benim en sevdiğim oğlum.

Dit is mijn geliefde zoon.

Oğlum okulda zorbalığa maruz kalıyor.

Mijn zoon wordt gepest op school.

On yaşında bir oğlum var.

Ik heb een zoon van tien jaar.

Oğlum şu an yüze kadar sayabiliyor.

Mijn zoon kan nu tot honderd tellen.

Oğlum o raftaki her kitabı okudu.

Mijn zoon heeft alle boeken op die plank gelezen.

İki kızım ve iki oğlum var.

Ik heb twee dochters en twee zonen.

Oğlum şimdi benim kadar uzun boylu.

Mijn zoon is nu zo groot als ik.

Oğlum için yeni bir takım elbise almalıyım.

- Ik moet voor mijn zoon een nieuw kostuum kopen.
- Ik moet voor mijn zoon een nieuw pak kopen.

Oğlum kadınların erkeklerden daha güçlü olduklarını düşünüyor.

Mijn zoon denkt dat vrouwen sterker dan mannen zijn.

İki yaşındaki oğlum için istediğim dünya da bu değil.

Dat is niet de wereld die ik wens voor mijn tweejarig zoontje.

Oğlum bu aşamada su altındaki her şeyle çok ilgiliydi.

Mijn zoon was toen erg geïnteresseerd in alles onder water.

- Oğlumun dişi ağrıyor.
- Oğlum diş ağrısı çekiyor.
- Oğlumun diş ağrısı var.

Mijn zoon heeft kiespijn.

Bir oğlum ve bir kızım var. Biri New York'ta, diğeri Londra'da.

Ik heb een zoon en een dochter. De ene is in New York, en de andere in Londen.