Translation of "Arkadaşı" in Dutch

0.022 sec.

Examples of using "Arkadaşı" in a sentence and their dutch translations:

- Onun yeterli arkadaşı yok.
- Yeterince arkadaşı yok.

Hij heeft niet genoeg vrienden.

- Erkek arkadaşı Türk.
- erkek arkadaşı bir türk

Haar vriend is Turks.

Erkek arkadaşı Türk.

Haar vriend is Turks.

O kimin arkadaşı?

Wiens vriend is hij?

- Bill'in çok arkadaşı var.
- Bill'in birçok arkadaşı var.

Bill heeft veel vrienden.

- Tom'un çok sayıda arkadaşı var.
- Tom'un birçok arkadaşı var.
- Tom'un bir sürü arkadaşı var.

Tom heeft veel vrienden.

- Tom, Mary'nin eski erkek arkadaşı.
- Tom, Mary'nin eski arkadaşı.

Tom is de ex van Mary.

Bill'in birçok arkadaşı var.

Bill heeft veel vrienden.

Hiç kız arkadaşı yok.

Hij heeft geen vriendin.

O onun erkek arkadaşı.

Dat is haar vriend.

Arkadaşı onu kapıda bekledi.

Haar vriend wachtte op haar bij de poort.

O, arkadaşı kadar zekidir.

Hij is net zo slim als zijn vriend.

Onun birkaç arkadaşı var.

Zij heeft enkele vrienden.

Tom'un birçok arkadaşı vardı.

Tom had veel vrienden.

Bill'in çok arkadaşı var.

Bill heeft veel vrienden.

Onun kız arkadaşı Japon.

Zijn vriendin is Japans.

Arkadaşın arkadaşı da arkadaştır.

Een vriend van een vriend is ook een vriend.

Tom'un hiç arkadaşı yok.

Tom heeft geen vrienden.

Tom'un yeterli arkadaşı yok.

Tom heeft niet genoeg vrienden.

Onun hiç arkadaşı yok.

- Ze heeft geen enkele vriend.
- Ze heeft helemaal geen vrienden.

Onun kız arkadaşı Romanyalıdır.

- Zijn lief is een Roemeense.
- Zijn vriendin is een Roemeense.

Onun birçok arkadaşı var.

Zij heeft veel vrienden.

Onun erkek arkadaşı aptal.

- Zijn vriend is een idioot.
- Zijn vriendje is een idioot.

Tom'un kız arkadaşı Kanadalı.

- Toms vriendin is Canadees.
- Tom zijn vriendin is Canadees.

Bu onun kız arkadaşı.

Dat is haar vriendin.

Sami'nin hücre arkadaşı Müslüman'dı.

Sami's celgenoot was moslim.

Onun çok arkadaşı yok.

- Ze heeft weinig vrienden.
- Zij heeft weinig vrienden.
- Ze heeft niet zo veel vrienden.

- Tom Mary'nin eski erkek arkadaşı.
- Tom, Mary'nin eski erkek arkadaşı.

Tom is de ex van Mary.

Mike'ın Florida'da birkaç arkadaşı var.

Mike heeft een aantal vrienden in Florida.

O çocuğun birkaç arkadaşı var.

Dat kind heeft maar een paar vrienden.

Onun az sayıda arkadaşı var.

- Ze heeft weinig vrienden.
- Zij heeft weinig vrienden.

Mike'ın iki kız arkadaşı var.

Mike heeft twee vriendinnen.

Tom'un çok sayıda arkadaşı var.

Tom heeft veel vrienden.

Tom'un iki kız arkadaşı var.

Tom heeft twee vriendinnen.

Kyoto'da çok fazla arkadaşı yok.

Ze heeft niet veel vrienden in Kyoto.

Tom'un bir kız arkadaşı var.

Tom heeft een vriendin.

O, kızımın en iyi arkadaşı.

Zij is de beste vriendin van m'n dochter.

Onun en iyi arkadaşı kim?

Wie is haar beste vriend?

Kızımın hayali bir arkadaşı var.

Mijn dochter heeft een denkbeeldige vriend.

Mary'nin iki erkek arkadaşı var.

Maria heeft twee vrienden.

Tom kız arkadaşı ile oradaydı.

Tom is daar met zijn vriendin geweest.

Glenn'in iki kız arkadaşı var.

Glenn heeft twee vriendinnen.

Tom'un çok arkadaşı var mı?

Heeft Tom veel vrienden?

Çocuğun çok oyun arkadaşı yok.

Het jongetje heeft niet veel speelkameraadjes.

Tom harika bir takım arkadaşı.

Tom is een geweldige teamgenoot.

O, Tom'un kız arkadaşı mı?

- Is dat Toms vriendin?
- Is dat Tom zijn vriendin?

Sen Tom'un kız arkadaşı mısın?

- Ben jij Toms vriendin?
- Ben jij Tom zijn vriendin?

Onun yeni erkek arkadaşı siyahtır.

Haar nieuwe vriend is zwart.

Kız arkadaşı ona gerçekten kızgındı.

Zijn vriendin was zeer boos op hem.

Tom'un hücre arkadaşı bir Kanadalı.

Toms celgenoot is een Canadees.

Tom'un İtalyan bir arkadaşı var.

Tom heeft een Italiaanse vriend.

Sami'nin çok Müslüman arkadaşı olmuştu.

Sami had veel moslimvrienden.

Sami'nin Müslüman bir arkadaşı var.

Sami heeft een moslimvriend.

Birlikte oynayacağı hiç arkadaşı yok.

Hij heeft geen vrienden om mee te spelen.

Tom'un Boston'da bir arkadaşı var.

Tom heeft een vriend in Boston.

Mike'ın Şikago'da yaşayan bir arkadaşı var.

Mike heeft een vriendin die in Chicago woont.

Onun bir sürü erkek arkadaşı var.

Ze heeft te veel vriendjes.

O, birçok arkadaşı var gibi görünüyor.

Zij lijkt veel vrienden te hebben.

Tom'un yeni kız arkadaşı oldukça çekicidir.

Toms nieuwe vriendin is best aantrekkelijk.

O ve erkek arkadaşı birlikte yaşıyorlar.

Zij en haar vriend wonen samen.

Tom'un yeni kız arkadaşı bir vejetaryen.

Toms nieuwe vriendin is vegetarisch.

Hong Kong'ta bir sürü arkadaşı var.

Ze heeft veel vrienden in Hongkong.

Onun bir erkek arkadaşı var mı?

Heeft zij een vriend?

Birkaç arkadaşı ve biraz parası vardı.

Hij had weinig vrienden en weinig geld.

Onun yeni bir kız arkadaşı var.

Hij heeft een nieuwe vriendin.

Onun yeni bir erkek arkadaşı var.

Ze heeft een nieuwe vriend.

Tom'un Boston'da bir sürü arkadaşı var.

Tom heeft veel vrienden in Boston.

Tom'un Boston'da bir kız arkadaşı var.

Tom heeft een vriendin in Boston.

O, yeni bir oda arkadaşı buldu.

- Ze heeft een nieuwe kamergenoot gevonden.
- Ze heeft een nieuwe kamergenote gevonden.

Tom artık Mary'nin erkek arkadaşı değil.

Tom is niet meer Mary’s vriendje.

Tom'un yeni bir kız arkadaşı var.

Tom heeft een nieuwe vriendin.

Mary'nin yeni bir erkek arkadaşı var.

Maria heeft een nieuwe vriend.

Mary'nin sevimli bir erkek arkadaşı var.

Maria heeft een knap vriendje.

Tom'un yeni kız arkadaşı çok genç.

Toms nieuwe vriendinnetje is erg jong.

Tom'un bir kız arkadaşı var mı?

Heeft Tom een vriendin?

Ona kız arkadaşı tarafından eşlik edildi.

Hij werd vergezeld door zijn vriendin.

Tom üç tane kız arkadaşı var.

Tom heeft drie vriendinnen.

Tom'un benden daha az arkadaşı var.

Tom heeft minder vrienden dan ik.

Belki onun çok sayıda kız arkadaşı vardır.

Misschien heeft hij veel vriendinnen.

O, çok sayıda arkadaşı var gibi görünüyor.

Zij lijkt veel vrienden te hebben.

Tom'un kız arkadaşı, ondan ayrılmakla tehdit etti.

- Toms vriendin dreigde hem te verlaten.
- Toms vriendin dreigde ermee hem te verlaten.

Onun bir sürü arkadaşı var gibi görünüyor.

Zij lijkt veel vrienden te hebben.

Bir arkadaşı bulmak zor ve kaybetmek kolaydır.

Een vriend is moeilijk om te vinden en makkelijk om te verliezen.

Tom'un zaten yeni bir kız arkadaşı var.

Tom heeft al een nieuwe vriendin.

Sami'nin kız arkadaşı bir güzellik yarışmasına girdi.

Sami's vriendin nam deel aan een schoonheidswedstrijd.

- Profesör Hudson babamın arkadaşıdır.
- Profesör Hudson babamın arkadaşı.

Professor Hudson is een vriend van mijn vader.

Tom Mary'yi onun en iyi arkadaşı olarak düşünüyor.

- Tom denkt dat Mary zijn beste vriendin is.
- Tom gelooft dat Mary zijn beste vriendin is.

Onun bir kız arkadaşı olup olmadığını biliyor musun?

Weet jij, of hij een vriendin heeft?