Translation of "çift" in Dutch

0.006 sec.

Examples of using "çift" in a sentence and their dutch translations:

Mutlu çift kim?

Wie is het gelukkige paar?

Çift, ​​nişanlarını bozdu.

Het stel verbrak hun verloving.

Bir çift kayak kiraladım.

Ik huurde een paar ski's.

Bir çift bot aldım.

Ik kocht een paar laarzen.

O, iki çift çorap aldı.

Ze kocht twee paar sokken.

O bir çift kişiliğe sahiptir.

Hij heeft een tweezijdige persoonlijkheid.

Sadece çift sayılı günlerde çalışıyorum.

Ik werk op de even data.

Sana bir çift mesaj bıraktım.

- Ik heb een paar berichten voor u achtergelaten.
- Ik heb u enkele berichten achtergelaten.

O çift birbirleri için yaratılmış.

Dat echtpaar is voor elkaar geschapen.

Bir çift kadife kumaş olabilir.

of een broek in ribfluweel

Tom çift eklemli, değil mi?

Tom is hypermobiel, nietwaar?

Fazladan bir çift çorap al.

Pak een extra paar sokken in.

Bu tembel hayvan çift ampüte geçirdi

Deze luiaard herstelde van een dubbele amputatie

Başka ardışık çift sayı seti verirsiniz.

Nou, je kon andere sets van opeenvolgende even getallen voorstellen:

Nancy bir çift kırmızı ayakkabı istiyor.

Nancy wil een paar rode schoenen.

Tom bir çift buz pateni kiraladı.

Tom huurde een paar schaatsen.

O yeni bir çift eldiven aldı.

Hij kocht een nieuw paar handschoenen.

Tom yeni bir çift ayakkabı giyiyor.

Tom draagt een paar nieuwe schoenen.

Tek ya da çift kişilik oda?

Een- of tweepersoonskamer?

On iki çift kranial sinir vardır.

- Er zijn twaalf paar hersenzenuwen.
- Er zijn twaalf paar craniale zenuwen.

Ben yeni bir çift ayakkabı aldım.

Ik kreeg een paar nieuwe schoenen.

Çoğu insan ardışık çift sayılar olduğunu düşünür?

De meeste mensen zouden denken aan opeenvolgende even getallen.

İyi bir çift güneş gözlüğüne ihtiyacım var.

Ik heb een goede zonnebril nodig.

Çift bir yetimi evlat edinmeye karar verdi.

Het paar besloot een wees te adopteren.

Uygulamayı açmak için uygulamanın simgesine çift tıklamalısın.

Je moet dubbelklikken op het icoontje van de applicatie om haar te openen.

O bir çift yeni eldiven satın aldı.

Hij kocht een nieuw paar handschoenen.

Çift dilli bir ülke olmak gerekiyor. Bundan kaçış yok. Çift dilli bir ülke olmak gerekiyor. Evet.

Jullie moeten een tweetalig land worden. Het kan niet anders. Jullie moeten een tweetalig land worden. Ja, toch?

Tom yeni bir çift buz pateni satın aldı.

Tom heeft een nieuw paar schaatsen gekocht.

Tom, arabasının bagajında fazladan bir çift ayakkabı bulunduruyor.

Tom bewaart een extra paar schoenen in de achterbak van zijn auto.

Gittikçe daha fazla çift balayı gezilerine yurt dışına gitmektedir.

Meer en meer bruidsparen gaan naar het buitenland op huwelijksreis.

Sami ve Leyla çok mutlu bir çift gibi görünüyordu.

Sami en Layla lijken een zeer gelukkig koppel te vormen.

Arkamı döndüğümde bir çift güzel yeşil göz aşağıdan bana bakıyordu

...en ik keek terug en zag twee prachtige groene ogen net onder me...

İki kişi aynı siyasi davayı paylaşınca çift olmak daha kolay.

Het is makkelijker een stel te worden... ...als je een politiek doel deelt.

Yağmurlu bir sabahtan sonra bulutlar aniden ayrıldı ve gökyüzünde bir çift gökkuşağı göründü.

Na de regenachtige ochtend braken de wolken open en verscheen een dubbele regenboog aan de hemel.