Translation of "Bıraktım" in Japanese

0.121 sec.

Examples of using "Bıraktım" in a sentence and their japanese translations:

Bıraktım, bırakmadım.

そして「辞めたけど 辞めなかった」

Saatimi evde bıraktım.

家に時計を忘れた。

Bira içmeyi bıraktım.

ビールを飲むのはやめている。

Şemsiyemi takside bıraktım.

タクシーに傘を忘れてしまった。

Anahtarımı odamda bıraktım.

部屋に鍵を忘れました。

Çantamı geride bıraktım.

私は財布を置き忘れた。

Parayı ona bıraktım.

私は彼にお金を貸した。

Eldivenlerimi kütüphanede bıraktım.

図書館に手袋を置き忘れてきた。

Anahtarı odada bıraktım.

部屋に鍵を置いてきた。

Şemsiyemi trende bıraktım.

- 電車に傘を忘れた。
- 電車のなかに傘を忘れてきた。
- 電車に傘を忘れてしまった。

Şemsiyeni otobüste bıraktım.

君の傘をバスの中に忘れてきてしまった。

Çantamı otobüste bıraktım.

バスにかばんをわすれました。

Tatlı yemeği bıraktım.

私はデザートを食べるのをあきらめました。

Kameramı rehin bıraktım.

私はカメラを質に入れた。

Ben ipi bıraktım

- 私は縄を手放した。
- 私はロープから手を放した。

Şemsiyemi otobüste bıraktım.

私はバスの中にかさを忘れてしまった。

Sigara içmeyi bıraktım.

- 私はタバコを吸うのをやめた。
- 禁煙中なんです。

Şemsiyemi bir otobüste bıraktım.

私はバスの中にかさを忘れてしまった。

Evrak çantamı otobüste bıraktım.

バスにかばんをわすれました。

Ben onu kilitlemeden bıraktım.

それを鍵をかけないままにしておいた。

Adres defterimi odamda bıraktım.

アドレス帳を部屋に忘れちゃった。

Yedinci sınıftayken okulu bıraktım.

私は中二で学校を退学した。

Onu arabayla şehre bıraktım.

彼女を町まで乗せてやった。

Arkada bir şemsiye bıraktım.

傘を置き忘れた。

Kediyi evin dışına bıraktım.

私は猫を家の外に出した。

Ben kartımı evde bıraktım.

家にクレジットカードを忘れてきた。

Tenis raketimi trende bıraktım.

電車にテニスラケットを忘れてきた。

Yeni eldivenlerimi kütüphanede bıraktım.

私は新しい手袋1組を図書館に置き忘れてきた。

Akşam yemeğinizi fırında bıraktım.

- 食事はオーブンのなかにおいてあります。
- あなたの夕飯はオーブンの中に入れてあります。

Sana bir mesaj bıraktım.

メッセージを残しておきました。

Sonunda sigara içmeyi bıraktım.

私はとうとうタバコをやめた。

Onları arabayla Kanda'ya bıraktım.

私は彼らを神田で降ろした。

Cüzdanımla birlikte anahtarları bıraktım.

私は財布を置いたところに鍵を置いてきた。

Kredi kartımı evde bıraktım.

家にクレジットカードを忘れてきた。

Bir anda etrafa bakmayı bıraktım.

物には注意が 向かなくなりました

Yemeğin bir kısmını yemeden bıraktım.

料理をちょこっと残してしまった。

Son zamanlarda sigara içmeyi bıraktım.

私は最近タバコをやめた。

Maalesef, ev ödevimi evde bıraktım.

あいにく、宿題を家に忘れてきた。

Ben başarısızlıktan dolayı okulu bıraktım.

私は学校を退学になった。

Ben pasaportumu bir yere bıraktım.

- 旅券をどこかに置き忘れました。
- パスポートをどこかに忘れた。

Üzgünüm, ev ödevimi evde bıraktım.

すみません、宿題家に忘れてきました。

Geçen sezon beyzbol oynamayı bıraktım.

私は昨シーズンで野球を辞めた。

Ben parayı onun emrine bıraktım.

私はその金を彼の自由に任せた。

Altı ay önce sigarayı bıraktım.

私は六ヶ月前に煙草を止めた。

- Pencereyi bütün gece boyunca açık bıraktım.
- Bütün gece boyunca pencereyi açık bıraktım.

私はひと晩窓を開けたままにしておいた。

Kirayı ödemek için gitarımı rehin bıraktım.

私は家賃を払うために、ギターを質にいれた。

- Sigara içmeyi bıraktım.
- Sigara içmekten vazgeçtim.

- 私はタバコを吸うのをやめた。
- 私は煙草をやめました。

İki yıl önce sigara içmeyi bıraktım.

私は2年前に禁煙した。

- Sigara içmeyi bıraktım.
- Sigara içmeyi bırakıyorum.

- 私は禁煙します。
- 私は禁煙している。

Sigara içmeyi ve içki içmeyi bıraktım.

私は煙草と酒をやめた。

Altı ay önce sigara içmeyi bıraktım.

私は六ヶ月前に煙草を止めた。

İlk ve son defa sigarayı bıraktım.

私は永久にタバコを吸うのを止めた。

Kirayı ödeyebilmem için gitarımı rehin bıraktım.

私は家賃を払うために、ギターを質にいれた。

Artanını ona bıraktım ve dışarı çıktım.

彼に後の仕事を任せて外出した。

Çantamı trendeki baş üstü rafında bıraktım.

電車の網棚に鞄を置いたまま、降りてしまった。

Porno izlemeyi, iki temel nedenden dolayı bıraktım.

私がポルノを見るのをやめたのは 主に2つの理由からです

Ben 3 ay önce sigarayı tamamen bıraktım.

タバコは3ヵ月前にきっぱりやめたんだよ。

Ben sağlığımın hatırı için sigara içmeyi bıraktım.

私は健康のためにたばこを吸うのをやめた。

Kendi başıma olmak istediğim için firmayı bıraktım.

私がその会社を出たのは独り立ちしたかったからだ。

Şemsiyemi gördün mü? Onu burada dururken bıraktım.

私の傘を見ませんでしたか? ここに立てておいたのですが。

- Anahtarlarımı masanın üstüne bıraktım. Onları bana getirir misin?
- Anahtarlarımı masanın üzerinde bıraktım, onları bana getirebilir misin?

鍵をテーブルの上に置いてきました。行って取ってきてくれませんか。

Aslında bu yüzden karımı doğum odasında neredeyse bıraktım,

分娩室で妻を置いて 出ていきかけたのも

Sigarayı bıraktım ve yeni bir insan gibi hissediyorum.

喫煙を止めて私は生き返った。

O kadar acele ettim ki çantamı geride bıraktım.

私はとても急いでいたので鞄を置き忘れてきた。

Eskiden çok sigara içerdim ama artık sigara içmeyi bıraktım.

昔はたくさんたばこを吸っていたが、今ではやめました。

Her iki şişeyi içemedim, bu yüzden birini sana bıraktım.

2本も飲めなかったから、1本はあなたに残しておきました。

Yönetici dışarıdaydı, bu yüzden onun sekreterine bir mesaj bıraktım.

支配人が外出中だったので、私は彼の秘書に伝言を残した。

Maaşımın dörtte birini son üç yıldır bir kenara bıraktım.

私は過去3年間、給料の4分の1を貯金しています。

Oh hayır! Dikkat etmiyordum ve cep telefonumu restoranda bıraktım.

しまった!ウッカリして、携帯電話をお店に忘れてきちゃった。

Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım.

転職も引っ越しもして、心機一転、新たなスタートを切った。

O akşam bahşişimi masada başaşağı bıraktığım bir kahve fincanının altına bıraktım.

その晩私はテーブルの上で逆さにしたコーヒーカップの下にチップを置いて出た。

O, telefona cevap vermedi, bu yüzden ona bir e-posta bıraktım.

電話には出なかったからメールしておきました。

Görünüşe göre, Tom'un aklında çok şey vardı, bu yüzden onu yalnız bıraktım.

見た感じ、トムには気がかりなことがたくさんあるようだったから、ちょっと彼を一人にしてあげたのさ。