Translation of "Bıraktım" in Spanish

0.007 sec.

Examples of using "Bıraktım" in a sentence and their spanish translations:

Bıraktım, bırakmadım.

abandoné, no abandoné.

İşimi bıraktım.

Yo renuncié a mi trabajo.

Gülmeyi bıraktım.

Dejé de reír.

Saatimi evde bıraktım.

Me he dejado el reloj en casa.

Şemsiyemi takside bıraktım.

Dejé mi paraguas en el taxi.

Anahtarımı odamda bıraktım.

Olvidé la llave en la habitación.

Eldivenlerimi kütüphanede bıraktım.

Me dejé los guantes en la biblioteca.

Anahtarlarımı arabada bıraktım!

- ¡Dejé mis llaves en el coche!
- ¡Dejé mis llaves en el carro!
- ¡Dejé mis llaves en el auto!

Bira içmeyi bıraktım.

He dejado de beber cerveza.

Ben kovulmadım. Bıraktım.

- No me despidieron. Me fui.
- No me despidieron. Renuncié.

Şemsiyemi trende bıraktım.

Dejé mi paraguas en el tren.

Çantamı otobüste bıraktım.

- Dejé mi maletín en el autobús.
- Me dejé el maletín en el autobús.

Çantamı burada bıraktım.

Dejé mi mochila aquí.

Ceketimi sınıfta bıraktım.

Dejé la chaqueta en la clase.

Anahtarlarımı masada bıraktım.

Dejé mis llaves encima de la mesa.

Tom'u geride bıraktım.

Dejé a Tom atrás.

Pencereyi açık bıraktım.

Dejé la ventana abierta.

Ben ipi bıraktım

Solté la cuerda.

Şemsiyeni otobüste bıraktım.

- Dejé tu paraguas en el colectivo.
- Dejé tu paraguas en el bus.

Kahve içmeyi bıraktım.

Dejé de beber café.

Onları havaalanında bıraktım.

Los dejé en el aeropuerto.

Geride ne bıraktım?

¿Qué dejé atrás?

Şemsiyemi otobüste bıraktım.

Me dejé el paraguas en el autobús.

Sigara içmeyi bıraktım.

Dejé de fumar.

Şemsiyemi bir otobüste bıraktım.

Me he olvidado el paraguas en un autobús.

Ben onu kilitlemeden bıraktım.

Lo dejé sin seguro.

Adres defterimi odamda bıraktım.

Dejé mi libreta de direcciones en mi pieza.

Pasaportumu bir yerde bıraktım.

Me dejé el pasaporte en alguna parte.

Yeni eldivenlerimi kütüphanede bıraktım.

- Me dejé el par de guantes nuevos en la biblioteca.
- Dejé mis guantes nuevos en la librería.

Akşam yemeğinizi fırında bıraktım.

- Dejé tu cena en el horno.
- Te he dejado la cena en el horno.

Sana bir mesaj bıraktım.

Te dejé un mensaje.

Her şeyi geride bıraktım.

Dejé todo atrás.

Sigarayı ve içkiyi bıraktım.

He dejado de fumar y de beber.

Ben kapıyı açık bıraktım.

- No cerré la puerta.
- Dejé la puerta abierta.
- Me he dejado la puerta abierta.
- Le dejé la puerta abierta.

Sonunda sigara içmeyi bıraktım.

Por fin he dejado de fumar.

Tenis raketimi kulüpte bıraktım.

Me dejé mi raqueta de tenis en el club.

Kitaplarımdan birini okulda bıraktım.

Dejé uno de mis libros en la escuela.

Uzun zaman önce bıraktım.

Renuncié hace mucho tiempo.

Cüzdanımla birlikte anahtarları bıraktım.

Dejé las llaves con mi cartera.

Anahtarlarımı burada mı bıraktım?

¿Dejé mis llaves aquí?

Size bir not bıraktım.

Os he dejado una nota.

- İstifa ettim.
- Vazgeçtim.
- Bıraktım.

- Lo dejé.
- Me rendí.
- Tiré la toalla.
- Cedí.

Anahtarı resepsiyon masasında bıraktım.

Dejé la llave en el mostrador de recepción.

Her şeyi sundurmada bıraktım.

- Dejé todo en el porche.
- He dejado todo en el porche.

- Belki de masanın üzerinde bıraktım.
- Belki de masanın üstünde bıraktım.

Tal vez lo dejé sobre la mesa.

Egzersiz yapmayı bıraktım böylece çalışabilirdim.

Dejé de entrenar para poder trabajar.

Bir anda etrafa bakmayı bıraktım.

dejé de notar todo lo demás.

Yemeğin bir kısmını yemeden bıraktım.

Dejé parte de la comida sin comer.

Son zamanlarda sigara içmeyi bıraktım.

Dejé de fumar hace poco.

Ben pasaportumu bir yere bıraktım.

- Me dejé el pasaporte en alguna parte.
- He dejado el pasaporte en alguna parte.

Ben arkadaşımı tren istasyonunda bıraktım.

Despedí a mi amigo en la estación.

Geçen sezon beyzbol oynamayı bıraktım.

Dejé de jugar béisbol la temporada pasada.

Ben telefonumu konferans salonunda bıraktım.

Dejé mi teléfono en la sala de conferencia.

Ben onlara birkaç mesaj bıraktım.

Les dejé un par de mensajes.

Üç yıl önce sigarayı bıraktım.

Dejé de fumar hace tres años.

Ben cep telefonumu evde bıraktım.

Yo dejé mi celular en casa.

Altı ay önce sigarayı bıraktım.

Dejé de fumar hace seis meses.

Yarım yıl önce sigarayı bıraktım.

Yo dejé de fumar medio año atrás.

Kitabın sonuna gelmeden sıkılıp bıraktım.

Me aburrí del libro y lo dejé antes de llegar al final.

- Pencereyi bütün gece boyunca açık bıraktım.
- Bütün gece boyunca pencereyi açık bıraktım.

Dejé abierta la ventana toda la noche.

- Ben sigara içmeyi bir yıl önce bıraktım.
- Sigarayı bir sene önce bıraktım.

Dejé de fumar hace un año.

- Sigara içmeyi bıraktım.
- Sigara içmekten vazgeçtim.

- Dejé de fumar tabaco.
- He dejado de fumar.
- Dejé de fumar.
- Yo he dejado de fumar.

İki yıl önce sigara içmeyi bıraktım.

Dejé de fumar hace dos años.

Sigara içmeyi ve içki içmeyi bıraktım.

Paré de fumar y de beber.

Altı ay önce sigara içmeyi bıraktım.

Dejé de fumar hace seis meses.

Bu sabah Tom'a bir mesaj bıraktım.

Le dejé un mensaje a Tom esta mañana.

İlk ve son defa sigarayı bıraktım.

He dejado de fumar de una vez por todas.

Ben sadece onlara bir mesaj bıraktım.

Solo les dejé un mensaje.

Ben kapının altına bir not bıraktım.

Dejé una nota debajo de la puerta.

Artanını ona bıraktım ve dışarı çıktım.

Le encargué el resto a él y salí.

Porno izlemeyi, iki temel nedenden dolayı bıraktım.

Dejé de ver porno básicamente por 2 razones.

Ben 3 ay önce sigarayı tamamen bıraktım.

Dejé de fumar totalmente tres meses atrás.

Şemsiyemi burada bıraktım ama şimdi onu bulamıyorum.

Dejé mi paraguas aquí, pero ahora no lo encuentro.

- Okulu erken terk ettim.
- Okulu erken bıraktım.

Me fui del colegio temprano.

Bu sömestr iki öğrenciyi intihalden dolayı bıraktım.

- Este semestre reprobé a dos alumnos por plagio.
- Este semestre suspendí a dos estudiantes por plagio.

Ben sağlığımın hatırı için sigara içmeyi bıraktım.

- Dejé de fumar por el bien de mi salud.
- Por razones de salud he dejado de fumar.

Mary son sayfada yazdı: "Gözlüklerimi nerede bıraktım?"

En la última página, María escribió: ¿Dónde dejé mis anteojos?

- Anahtarlarımı masanın üstüne bıraktım. Onları bana getirir misin?
- Anahtarlarımı masanın üzerinde bıraktım, onları bana getirebilir misin?

Dejé mis llaves sobre la mesa. ¿Me las puedes traer?

Aslında bu yüzden karımı doğum odasında neredeyse bıraktım,

Y es por eso que casi dejo a mi mujer abandonada en la sala de partos,

Sigarayı bıraktım ve yeni bir insan gibi hissediyorum.

He dejado de fumar y me siento como nuevo.

Anahtarlarımı masanın üstüne bıraktım. Onları bana getirir misin?

Dejé mis llaves sobre la mesa. ¿Me las puedes traer?

Eskiden çok sigara içerdim ama artık sigara içmeyi bıraktım.

Solía fumar mucho, pero ahora lo he dejado.

Maziye sünger çekip yeniden başlamak için işimi bıraktım ve taşındım.

Dejé mi trabajo y me mudé para poder empezar de cero.

O akşam bahşişimi masada başaşağı bıraktığım bir kahve fincanının altına bıraktım.

En aquella noche dejé mi propina debajo de una taza de café la cual dejé al revés en la mesa.