Translation of "Sahiptir" in Dutch

0.013 sec.

Examples of using "Sahiptir" in a sentence and their dutch translations:

Paul kuru saça sahiptir.

Paul heeft droog haar.

Çocuk cebinde bir elmaya sahiptir.

De jongen heeft een appel in zijn zak.

Şarkıcı güzel bir sese sahiptir.

De zangeres heeft een mooie stem.

O iyi bir üne sahiptir.

Hij heeft een goede reputatie.

O güzel bir kişiliğe sahiptir.

Hij heeft een prettige persoonlijkheid.

O bir çift kişiliğe sahiptir.

Hij heeft een tweezijdige persoonlijkheid.

O, elinde bir çiçeğe sahiptir.

- Zij heeft een bloem in haar hand.
- Ze heeft een bloem in haar hand.

Bükreş 2.1 milyon nüfusa sahiptir.

Boekarest heeft een inwoneraantal van 2,1 miljoen.

Ülkemiz zengin bir tarihe sahiptir.

Ons land heeft een rijke geschiedenis.

Amerikalılar silah taşıma hakkına sahiptir.

Amerikanen hebben het recht wapens te dragen.

O, pek çok kitaba sahiptir.

Hij heeft te veel boeken.

O, harika bir kişiliğe sahiptir.

Hij heeft een geweldige persoonlijkheid.

Tom güzel bir cilde sahiptir.

Tom heeft een mooie huid.

Tom kötü bir üne sahiptir.

Tom heeft een slechte reputatie.

Tom bölünmüş bir kişiliğe sahiptir.

Tom heeft een gespleten persoonlijkheid.

Ülke büyük bir nüfusa sahiptir.

Het land heeft een grote bevolking.

O çok kıskanılacak bir konuma sahiptir.

Ze neemt een begerenswaardige positie in.

O yaklaşık olarak 2,000 kitaba sahiptir.

Ze heeft ongeveer 2000 boeken.

Portakallar bol miktarda C vitminine sahiptir.

Sinaasappels hebben een heleboel vitamine C.

O dürüstlük biçiminde bir üne sahiptir.

Hij staat bekend om zijn integriteit.

O, bir sürü orijinal fikirlere sahiptir.

Hij heeft veel originele ideeën.

Kongre kütüphanesi bir Youtube kanalına sahiptir.

De Library of Congress heeft een YouTube-kanaal.

Merkür çok ince bir atmosfere sahiptir.

Mercurius heeft een heel dunne atmosfeer.

Bu ülke ılıman bir iklime sahiptir.

Dit land heeft een mild klimaat.

Taro güçlü bir sorumluluk duygusuna sahiptir.

Taro heeft een sterk verantwoordelijkheidsgevoel.

Annem iyi bir el yazısına sahiptir.

Mijn moeder heeft een mooi handschrift.

Tom iyi bir mizah duygusuna sahiptir.

Tom heeft een goed gevoel voor humor.

Tom kalbimde özel bir yere sahiptir.

Tom heeft een speciaal plaatsje in mijn hart.

Meksika Japonya'nın yarısı kadar çok insana sahiptir.

Mexico telt half zo veel mensen als Japan.

Tom, ağrı için yüksek bir eşiğe sahiptir.

Tom heeft een hoge pijngrens.

O bir köpeğe ve altı kediye sahiptir.

Ze heeft een hond en zes katten.

İngilizce Fransızcadan gelen birçok ödünç kelimeye sahiptir.

Het Engels heeft veel woorden uit het Frans overgenomen.

Hangi yılan en uzun zehirli dişe sahiptir?

Welke slang heeft de langste giftanden?

Venedik artık 60.000'den az nüfusa sahiptir.

Venetië heeft nu minder dan 60.000 inwoners.

O iyi bir Rusça gramer bilgisine sahiptir.

Hij heeft een goede kennis van de Russische grammatica.

Fakat doğadaki her şey gibi bir yere sahiptir.

...maar heeft zoals alles in de natuur zijn eigen plek.

Aslen bir primat olsa da kemirgen dişlerine sahiptir.

Ze is een primaat, maar heeft de tanden van een knaagdier.

Grip ise ortalama 2 günlük kuluçka süresine sahiptir.

De griep daarentegen heeft een incubatietijd van maar twee dagen.

Bütün hayvan türleri yaşamak için içgüdüsel dürtüye sahiptir.

Alle vormen van leven hebben de instinctieve drang om te overleven.

İzlanda, dünyadaki en küçük Müslüman topluluklarından birine sahiptir.

IJsland heeft een van de kleinste moslimgemeenschappen ter wereld.

Çok sayıda bilim adamı eksantrik olma ününe sahiptir.

Veel wetenschappers hebben de reputatie excentriek te zijn.

Jane, İngilizceyi iyi konuşan Japon bir arkadaşa sahiptir.

Jane heeft een Japanse vriend die goed Engels spreekt.

- Japonya sık depremlere sahiptir.
- Japonya'da sık sık deprem olur.

- Japan heeft regelmatig aardbevingen.
- Japan heeft dikwijls aardbevingen.

- O on çocuğa sahiptir.
- Onun on tane çocuğu var.

Ze heeft tien kinderen.

O, benim sahip olduğumdan çok daha fazla paraya sahiptir.

Hij heeft veel meer geld dan ik.

Bir diyabetik kanında ve idrarında çok fazla şekere sahiptir.

Een diabeticus heeft te veel suiker in zijn bloed en in zijn urine.

Soğuk su, sıcak sudan daha yüksek bir yoğunluğa sahiptir.

Koud water heeft een hogere dichtheid dan warm water.

İnsan çevresel değişikliklere uyum sağlamak için büyük bir kapasiteye sahiptir.

De mens heeft een groot vermogen om zich aan te passen aan milieuveranderingen.

- Onun güçlü bir kişiliği vardır.
- O, güçlü bir kişiliğe sahiptir.

Hij heeft een sterke persoonlijkheid.

- Kanada soğuk bir iklime sahiptir.
- Kanada'nın soğuk bir iklimi vardır.

Canada heeft een koud klimaat.

Dünya üzerindeki Brezilya, Merkatör projeksiyonunda Brezilya ile aynı boyuta sahiptir.

Brazilië heeft op de wereldbol dezelfde vorm als op de Mercator projectie.

- Beynin karmaşık bir yapısı vardır.
- Beyin karmaşık bir yapıya sahiptir.

De hersenen hebben een complexe structuur.

- Japonya, ılıman bir iklime sahiptir.
- Japonya'da ılıman bir iklim vardır.

Japan heeft een mild klimaat.

Almanya % 10 civarındaki oranıyla Avrupa'daki en yüksek vejetaryenlik oranına sahiptir.

Met ongeveer 10% heeft Duitsland het hoogste percentage vegetariërs in Europa.

O ihtiyaçlarını karşılamak için bir karıya ve iki küçük çocuğa sahiptir.

Hij heeft een vrouw en twee kinderen te onderhouden.

Benim yeni çizmelerim gerçek deriden yapılmış ve nispeten yüksek topuklara sahiptir.

Mijn nieuwe laarzen zijn van echt leer en hebben nogal hoge hakken.

- Onun yirmi çocuğu var.
- O 20 çocuğa sahiptir.
- Yirmi çocuğu var.

Hij heeft twintig kinderen.

Amerika Birleşik Devletleri'nde, bir kadın ortalama olarak sadece üç çocuğa sahiptir.

In de Verenigde Staten heeft een vrouw gemiddeld maar drie kinderen.

Lüksemburg Büyük Dükalığı 563.000 nüfusa sahiptir ve bunların %46'sı yabancıdır.

Het Groothertogdom Luxemburg telt 563.000 inwoners, waarvan 46% buitenlander is.

- O ülke ılıman bir iklime sahiptir.
- O ülkenin ılıman bir iklimi vardır.

Dat land heeft een mild klimaat.

- Mars çok ince bir atmosfere sahiptir.
- Mars'ın çok ince bir atmosferi var.

Mars heeft een erg dunne atmosfeer.

Flevoland 1.400 km²'nin üzerinde araziye ve 400.000'in üzerinde nüfusa sahiptir.

Flevoland heeft nu meer dan 1.400 km² land en meer dan 400.000 inwoners.

- O ada tropikal bir iklime sahiptir.
- O adanın tropikal bir iklimi vardır.

Dat eiland heeft een tropisch klimaat.

Curiosity Stream, ödüllü pek çok özel ve orijinal içeriğe sahiptir ve tüm içeriği

Curiosity Stream bevat veel bekroonde exclusieve producten en originelen, en al zijn inhoud

- Onun yemeklerde gazete okuma alışkanlığı vardır.
- O yemek süresince gazete okuma alışkanlığına sahiptir.

Hij heeft de gewoonte om de krant tijdens de maaltijden te lezen.

- Tom ve Mary'nin hayat felsefeleri farklı.
- Tom ve Mary farklı hayat felsefelerine sahiptir.

Tom en Mary hebben een verschillende levensbeschouwing.

- Çoğu insan çok az hayal gücüne sahiptir.
- Çoğu insanın çok az hayal gücü vardır.

- De meeste mensen hebben weinig fantasie.
- De meeste mensen hebben weinig verbeeldingskracht.

Düzensiz bir galaksi, belirsiz bir şekle sahiptir ve genç yıldızlar, toz ve de gazla doludur.

Een onregelmatig melkwegstelsel heeft een willekeurige vorm en zit vol met jonge sterren, stof en gas.

- Bir yıl on iki aya sahiptir.
- Bir yılda on iki ay vardır.
- Bir yılın on iki ayı vardır.

Een jaar heeft twaalf maanden.

- Avrupa Asya'dan daha küçük bir nüfusa sahiptir.
- Avrupa'nın Asya'dan daha az nüfusu var.
- Avrupa'nın Asya'dan daha az nüfusu vardır.

Europa heeft minder inwoners dan Azië.

Matematikçiler buna Fransızlarla müştereken sahiptir: onlara her ne söylemeye çalışıyorsan, onlar onu alır ve onu kendi tarzlarıyla çevirir ve onu tamamen farklı bir şeye çevirirler.

Dit is wat wiskundigen en Fransen gemeen hebben: wat je hen ook probeert uit te leggen, ze vertalen het op hun eigen manier en verdraaien het in iets wat helemaal anders is.