Translation of "Oğlu" in Arabic

0.009 sec.

Examples of using "Oğlu" in a sentence and their arabic translations:

- John'ın iki oğlu var.
- John'ın iki oğlu vardır.
- John'un iki oğlu var.

لجون إبنان.

Oğlu okuldan atıldı.

فُصِل ابنه من المدرسة.

Tom kimin oğlu?

آبن من توم؟

- Leyla'nın bir oğlu vardı.
- Leyla'nın bir oğlu oldu.

كان لدى ليلى إبن.

Ali Sunal'da yanındaydı oğlu

كان علي سونال مع ابنه

Onun üç oğlu var.

- لديه ثلاثة أبناء.
- عنده ثلاثة أولاد.

John'ın iki oğlu vardır.

لجون إبنان.

Onun yedi oğlu var.

لديها سبعة صبيان.

Sami'nin oğlu üniversiteye gitti.

ذهب إبن سامي إلى الجامعة.

- Onun oğlu ünlü bir piyanist oldu.
- Oğlu ünlü bir piyanist oldu.

أصبح ابنه عازف بيانو شهير.

Oğlu onu New York'tan aradı.

اتصل ابنها من نيويورك.

Mesika'da oğlu ve kendisinin öldürülmesinden korkuyordu.

حيث عبرت عن خوفها من أنها وابنها سيقتلون في المكسيك.

Oğlu üniversite okuma çağına geldiğinde ise

عندما يكون ابنه في سن الكلية

Ancak Hjörungavágr'da Jarl Hakon ve oğlu

لكن في Hjörungavágr ، عانوا من هزيمة ساحقة على يد يارل هاكون

Başkanın oğlu özel kuvvetlere başkanlık ediyor.

يقود نجل الرئيس القوات الخاصة.

Onun, herkesin sevdiği bir oğlu var.

لديها ابن يحبه الجميع.

Onun Qian adında bir oğlu vardı.

كان له الولد اسمه شيان

Leyla, oğlu Sami'ye kötü biçimde davranıyordu.

عاملت ليلى إبنها سامي بشكل سيّء.

Ve oğlu ile bir araya getirene kadar

حتى استطعنا كسب الإفراج عنها

Oğlu Dan Uzan'ı bir terör saldırısında kaybetti,

الذي خسر ابنه، دان أوزان، خلال هجمات إرهابية

Oğlu ile beraber daha önce yarım bıraktığı

غادر مع ابنه من قبل

Komşunun oğlu beyin kanaması geçirmiş hep güneşten

نجل الجار يعاني من نزيف في الدماغ

Onun bir oğlu ve bir kızı vardır.

لديها ابن وابنة.

Onun bir oğlu ve iki kızı vardır.

لديها ولد و ابنتين.

Ertesi gün, çiftçinin oğlu yabani atlardan birine biner,

في اليوم التالى امتطى ابن المزارع أحد الأحصنة البرية.

O aynı bu katil olan babanın oğlu Kemal'di

هو نفس الأب ، والد هذا القاتل

Oğlu IV. İvan ilk Rus Çarı olarak taç giydi

توج ابنه إيفان الرابع كأول قيصر لروسيا.

Prens Lazarus'un ölümünden sonra, eşi Milica'nın oğlu Stefan Lazarevic

مع وفاة الأمير لازار، حكمت زوجته ميليكا حتى بلغ ابنها ستيفان لازاريفيتش سن الرشد

Oğlu John Nevers'e Fransız-Burgundy'nin bir parçası olması emredildi.

وأعطي ابنه جون نيفير قيادة العنصر الفرانكو-بورغندي.

- Tıpkı babasına benziyor.
- Elma ağacın dibine düşer.
- Babasının oğlu.

- هذا الشبل من ذاك الأسد.
- من شابه أباه فما ظلم.
- الإبن سر أبيه.

Oğlu Beşar'dır. Esad. Genç adam, o sırada siyasetin ve medyanın

السياسة والاعلام حينها. والطامح لاكمال دراسته في جامعات

Louis-Gabriel Suchet, zengin bir ipek tüccarının oğlu olarak Lyon'da doğdu.

لويس غابرييل سوشيت في ليون ، وهو ابن تاجر حرير ثري.

Kendi destanı, bir İsveç kralının oğlu olduğunu ve bir ejderhayı öldürdüğünü söylüyor ...

تقول قصته الخاصة أنه كان ابن ملك سويدي ، وقتل تنينًا ...

En büyük oğlu Hafız'ı yönetmesi için teslim etmektir. o ülkenin gerçek hükümdarı olacak ve Londra'da bir doktorun kızından Şam'daki arazinin hükümdarına dönüşecekti

وتتحول من بنت الدكتور في لندن الى حاكمة الارض في دمشق