Translation of "Herkesin" in Arabic

0.009 sec.

Examples of using "Herkesin" in a sentence and their arabic translations:

herkesin öğrenebileceği,

بوسع أي شخص تعلمها،

herkesin kullanabileceği,

ومصادر متاحة للجميع،

herkesin sorunlarıyla ilgilenilecek.

من معالجة هذه المشكلات.

Herkesin kafası karışık.

- الجميع مشوّش.
- الجميع مرتبك.

Bu, herkesin gerçekleştirmek için

إنه شيء جميعنا

herkesin yapacağı şey ayrı

ما سيفعله الجميع هو منفصل

herkesin itip kakması yüzünden

لأن الجميع يضغطون

Çünkü herkesin saygısı kendinedir

لأن احترام الجميع هو احترامهم

Tom matematikte herkesin arkasındadır.

توم خلف كل شخص في الرياضيات.

Herkesin zayıf noktaları vardır.

لكل شخص نقطة ضعف.

Herkesin kendi görüşü var.

كل شخص لديه آرائه الخاصّة.

Hesaplarımıza göre, çalıştığımız herkesin hayatına

وترجح حساباتنا أننا نضيف 1.2 سنة

Eğer herkesin yaptığı şeyi yapıyorsanız,

إذا قمت بما يقوم به الآخرون،

herkesin yaşadığı bir ayrıcalık değil.

لم يخُض غمارَه الكثيرون.

herkesin başlayabileceği dört ilk adım,

أربع خطوات أولى تمكّن الجميع في البدء،

Çünkü herkesin saati birbirinden farklı

لأن ساعة كل شخص مختلفة

Yani herkesin zamanı farklı işliyor

لذا فإن وقت الجميع يعمل بشكل مختلف

Tom'a herkesin burada olduğunu söyle.

قل لتوم أن الكل حاضر هنا.

Herkesin bekliyor olduğuna bahse girerim.

أنا متأكّد أنّ الجميع ينتظر.

Herkesin aklı ve sesine ihtiyacınız var.

لذلك فعلى الجميع أن يشاركنا بعقله وبصوته.

Mekandaki herkesin "Moktor!Moktor!" diyen sesi.

أصوات الجميع وهم يغنون "موكتور، موكتور"

Bu herkesin başına geliyor, değil mi?

فهذا يحدث للجميع، صحيح؟

Kariyerimi, insanların zihinlerine girmekle ve herkesin

أمضيتُ عملي المهني محاولًا فهم ما يفكر فيه البشر

Herkesin sandığından daha küçük fotosentetik hücreler.

خلايا ضوئية التخليق حجمها أصغر مما خطر على بال أحد.

herkesin başlangıç olarak yapabileceği şeyler var.

هناك بعض الأشياء التي يمكن للجميع أن يبدأ فيها.

herkesin bir hayali var ya hani

كل شخص لديه حلم

Onun, herkesin sevdiği bir oğlu var.

لديها ابن يحبه الجميع.

Herkesin güçlü ve zayıf yönleri vardır.

كل شخص لديه ضعف وقوة.

Bugünlerde herkesin çiçeğe karşı bağışıklığı var.

عند كل الناس مناعةٌ من الجدري اليوم.

J: Tamam. Gördünüz mü? Herkesin sesi iyi.

جاك: حسناَ، أترون؟ إنكم جميعاَ تملكون أصواتاَ جيدة.

Genelde öğretmenler şöyle yapıyor herkesin mikrofonunu kapatıyor

بشكل عام ، يقوم المعلمون بما يلي. يقومون بإيقاف تشغيل ميكروفون الجميع.

Ve bu, herkesin yaranın ilerlemesini izleyebilmesi ve

وماذا يفعل هذا هو أن أي شخص يمكنه مراقبة تقدم الجرح،

Fakat herkesin ülkeyi terk edecek maddi durumu yok.

ولكن لا يستطيع الجميع تحمل تكاليف مغادرة البلاد،

Ve herkesin neden bu şekilde tepki verdiğini anlamıyor.

ولماذا يتصرف الجميع بهذه الطريقة.

Herkesin gözü önünde sanki böyle ışınlanmış gibi ya

أمام الجميع ، كما لو كانت مشعة مثل هذا

Herkesin hem güçlü hem de zayıf noktaları vardır.

كل شخص لديه كلاً من نقاط الضعف والقوة.

Leyla herkesin aile yetiştirmek istediği bir mahallede yaşıyordu.

كانت ليلى تعيش في حيّ أين يودّ أيّ شخص أن ينشئ أسرة.

Ama Picquart bir noktadan sonra, herkesin Dreyfus hakkında yanılıyor

لكن في لحظة معينة, بدأ بيكارت بالشك.

Hepimiz bunu bildiğimizi ve diğer herkesin de bildiğini sanıyoruz

نحن نعتقد جميعاً أننا نعلم، ونعتقد جميعاً أن الجميع يعلم،

Inceleme yapan herkesin gözünden kaçan bir şeyi keşfetmiş olmamız:

أننا اكتشفنا ما قد أغفله تمامًا كل من نظر قبلنا:

herkesin yiyeceğe ve temiz suya ulaşabileceğini temin edecek fırsatlar...

لضمان أن كل شخص لديه حق الوصول إلى الغذاء والماء النظيف.

'Yönetme' sadece herkesin hataları için suçlamayı üstlenme anlamına gelir.

'الإدارة' ببساطة هي تحملك اللوم عن أخطاء الجميع.

Ve eminim ki herkesin şarkıyı söylemesi onu çok mutlu eder.

وأنا متأكد أنها ستفرح حين تسمع الجميع يغني معًا.

Herkesin aynı fiziğe erişimi var, fiyakalı bir laboratuvara ihtiyacınız yok.

نفس الفيزياء متاحة للجميع، فلا حاجة إلى مختبر فخم كبير.

Herkesin bildiği gibi sert olan askerleri onu sevmekten çok saygı

من المعروف أنه قاسٍ ، كانت قواته تحترمه أكثر من أن تحبه ، في

Işletmeden sonraki yirmi yıl içinde yapılacak . Herkesin cazip bulduğu ve

بشكلٍ كامل مع حادثة انتحار مدير دايو الكورية. لكن الحكومة

Birde ekranda faşo ağa yazısı çıkınca herkesin aklına şu soru geldi

وعندما ظهرت كتابة fasa aga على الشاشة ، طرح السؤال على أذهان الجميع

Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır.

لكل فرد دون أي تمييز الحق في أجرٍ متساوٍ للعمل.

Herkesin menfaatlerinin korunması için sendikalar kurmaya ve bunlara katılmaya hakkı vardır.

لكل شخص الحق في أن ينشئ وينضم إلى نقابات حماية لمصالحه.

Bir de, herkesin uğruna mücadele ettiği şeye karşı savaş açan bir düşman vardır.

وهناك الشخص الذي يحارب ضد محاولات الآخرين.

İşte herkesin zamanı birbirinden farklıdır. Dolayısıyla kendi zamanı içerisinde bir çok şimdisi vardır.

كل شخص يختلف عن الآخر. لذلك هناك الكثير الآن في وقته.

Bu da demek oluyor ki herkesin, riski diğer azaltmak için herkese karşı sorumluluğu var.

مما يعني أن الجميع مسؤول عن تقليل الخطر على غيره.

Herkesin yarattığı, her türlü bilim, edebiyat veya sanat eserlerinden mütevellit manevi ve maddi menfaatlerin korunmasına hakkı vardır.

لكل فرد الحق في حماية المصالح الأدبية والمادية المترتبة على إنتاجه العلمي أو الأدبي أو الفني.

Ama aynı zamanda kinini de asla unutmadı, herkesin bildiği gibi kısa sürede kaynaştı ve bir hakareti algılamada hızlıydı.

لكنه أيضًا لم ينس أبدًا ضغينة ، وكان معروفًا أنه قصير الانصهار وسريع لإدراك الإهانة.

Herkesin, fikir, vicdan ve din hürriyeti hakkı vardır; bu hak, din veya kanaat değiştirmek hürriyeti, dinini veya kanaatini tek başına veya topluca, açık olarak veya özel surette, öğretim, tatbikat, ibadet ve ayinlerle izhar etmek hürriyetini içerir.

لكل شخص الحق في حرية التفكير والضمير والدين، ويشمل هذا الحق حرية تغيير ديانته أو عقيدته، وحرية الإعراب عنهما بالتعليم والممارسة وإقامة الشعائر ومراعاتها، سواء أكان ذلك سرا أم جهرا، منفردا أم مع الجماعة.