Translation of "Harika" in Arabic

0.013 sec.

Examples of using "Harika" in a sentence and their arabic translations:

Harika!

رائع!

Harika işti.

‫أحسنت عملاً.‬

Bu harika.

‫كم هو مبهر.‬

Harika sahiller,

نرى شواطئ جميلة،

NHH: Harika.

نادين: رائع.

Burası harika.

هذا المكان رائع.

Yağmur harika.

المطر رائع.

Bu harika!

هذا عظيم!

Su harika!

الماء رائع

Harika yapıyorum.

أنا بخير

Harika yaptık.

عملنا شيئا رائعا.

- O harika bir fikir.
- Harika bir fikir.

إنها فكرة جيدة.

Yine, harika diyorum,

مجدّدا، أقول رائع

Ne kadar harika?

أليس ذلك رائعًا؟

Harika işti, başardık!

‫عمل رائع، نجحنا!‬

Adam: Evet, harika.

الرجل: آه، عظيم.

Harika bir şey.

إنها مدهشة!

Sadece harika değil,

ليست رائعة فقط،

Bizim için harika.

وهذا عظيم لنا، أليس كذلك؟

Seni görmek harika.

إنه من الرائع رؤيتك

Tom harika görünüyor.

يبدو "توم" مذهلا

Harika, değil mi?

عظيم, أليس كذلك؟

Seninle tanışmak harika.

سُررت بلقائك.

- Harika!
- Işıl ışıl!

- رائع!
- متميز

- Harika!
- Vay canına!

ممتاز!

Harika haber! Değil mi?

اخبار سارة صحيح؟

Harika ekip çalışanları olabilirlerdi.

وكانوا فريق عمل متفوق.

Harika bir iş, başardık!

‫عمل رائع، نجحنا!‬

Harika bir iş çıkardınız.

‫أحسنت عملاً.‬

Bu harika bir buluş.

‫هذا اكتشاف رائع.‬

Bu harika bir seçimdi.

‫كان هذا خياراً رائعاً.‬

Lincoln harika bir insan.

لنكولن رجل عظيم.

- Evin harika.
- Evin fantastik.

منزلك رائع.

Ne harika bir sürpriz!

يا لها من مفاجأةٍ سارةٍ!

O harika bir şiir.

هذه قصيدة رائعة.

Hava harika, değil mi?

إنه جو رائع ، أليس كذلك؟

O harika, değil mi?

رائع، صحيح؟

Cumartesi harika bir gündür.

السّبت يوم رائع.

- Sami'nin harika bir hayatı vardı.
- Sami'nin harika bir hayat yaşadı.

كان سامي يعيش حياة رائعة.

Lance Armstrong harika bir örnek.

إن لانس أرمسترونغ مثال مثالي.

Bu kavramsallaştırmanın harika faydaları var.

وقد كان لهذا التصور فوائد عظيمة.

Bu harika bir doğal uzaklaştırıcıdır.

‫هذا رادع طبيعي رائع.‬

Pişen yemeğin... ...şu harika sesi!

‫هذا الصوت الرائع...‬ ‫لطهي الطعام!‬

Bu harika bir uyanış zamanı.

‫نحن بحاجة لكسر الصمت‬ ‫حول حالة كوكبنا.‬

Eğitimciler diğer harika eğitimcilerle çalışmak

المعلمون يريدون العمل مع معلمين عظماء آخرين

Evet, biliyorum ama bunlar harika.

نعم، أعلم، لكنّ هذه رائعة.

İnşallah harika bir yıl geçirirsin.

نشالله هالسنة بتكون حلوة عليك

Aklıma harika bir fikir geldi.

خطر لي فكرة جيدة.

Onun harika bir kişiliği var.

شخصيتها رائعة.

O, harika bir bilim adamı.

إنه عالم رائع.

Harika bir manzara, değil mi?

منظر رائع، أليس كذلك؟

Tanrım, bu yer harika görünüyor.

يا إلهي ، هذا المكان يبدو رائعاً.

Tom, harika zaman geçirdiğini söylüyor.

يقول توم أنه يُمضي وقتا رائعا.

Bu harika adam hayatımı kurtardı.

لقد أنقذ هذا الرّجل الرّائع حياتي.

Bu ağaç harika bir gözlem noktası.

‫هذه الشجرة ‬ ‫مكان مرتفع للمراقبة مناسب تماماً.‬

Vay canına, harika parlıyor. Şuna bakın.

‫إنها شديدة البريق. انظروا إلى هذا.‬

Eğlence için birçok harika seçeneğimiz var

لدينا خيارات كثيرة مدهشة للتسلية،

Harika değilse eğlence moduna geri dönerek

وإذا لم يكن كذلك، خذها من باب التسلية

Sonra tüm bu harika şeyler olmaya

ثم بدأت أشياء رائعة تحدث،

Bunlar birçok sebepten ötürü harika olacak.

ولذلك سيظل هذا المثال واقعيًا حتى إن تعددت الأسباب واختلفت.

O bize harika bir yemek pişirdi.

أعدت لنا وجبة رائعة.

MR: Harika, José ve Ben burada

رائع . جوس و بين هنا

Bunun harika bir fikir olduğunu düşündüm.

ظننت أنّها فكرة رائعة.

Geliştirmeye başlamak için harika bir yerdeyiz demektir.

بطريقة لزومية تتناسب مع تجاربنا.

Insanlığımızın o harika bileşenlerini yeniden hayata döndürebiliriz:

نستطيع إعادة مكونات إنسانيتنا المدهشة:

Yapay zekâ yaratıcılar için harika araçlara dönüşecek,

وسيصبح الذكاء الاصطناعي أداة عظيمة للمبدعين

Bu harika, göz kamaştıran canlılara bir bakın.

انظروا لهذه المخلوقات المذهلة البديعة.

Onların sesini duymak için harika bir yol.

كان وسيلة عظيمة لإعطائهم صوت.

Şimdi Birinci Haçlı harika ulaşmıştı Antakya'nın şehir.

في هذه الأثناء, وصلت الحملة الصليبية الأولى الى مدينة أنطاكيا العظيمة.

"Hey, harika bir fikri var, hadi dinleyelim."

"مهلًا، لديها فكرة رائعة، دعونا نستمع".

Bu harika günde bütün en iyi dileklerimle.

اطيب التمنيات في هذا اليوم الرائع.

Hastane geçen ay harika bir açılış yaptı.

افتُتحت المستشفى الشهر الماضي.

Harika bir deneyimdi ama dört yıl oldu.

كانت تلك تجربة رائعة جدا، ولكنها أيضاً كانت منذ أربعة أعوام.

SJ: Tamam, hadi yapalım, harika bir fikir.

حسناً .. لنفعل ذلك اذاً انها فكرة رائعة

Zaten sizi seven harika bir kocanız var.

أنتِ لديكِ زوج يحبُّكِ.

Sami İslam'ı harika bir din olarak gördü.

اعتبر سامي الإسلام دينا رائعا.

Mary harika bir aşçı, öyle değil mi?

ماري طباخة رائعة، أليس كذلك؟

Uç bir ahlak tarzında keşfetmekte harika bir yol.

طريقة رائعة لاستكشاف تلك الأطر بطريقة أخلاقية.

Bana "Ah, Chaehan, psikoloji alanında araştırma yapman harika

قالت لي: "أوه، شيهان، إنه من الرائع أن تقوم بهذا البحث في علم النفس،

"Ah, Chaehan, hafta sonu harika bir randevum vardı.

"أوه، شيهان، كان لدي موعد رائع في عطلة نهاية الأسبوع

Ya da "Oğlumun harika bir sol ayağı var.

أو، ابني لاعب يساري رائع.

Diyarbakır'dan Brüksel'e uzanan bir yolda harika insanlarla tanıştım,

من ديار بكر إلى بروكسل قابلت أناسًا عظماء في طريق،

Harika bir seçimdi. Sürünmek, ağırlığınızın eşit dağılmasını sağlar

‫كان خياراً رائعاً.‬ ‫الزحف يوزع وزنك بشكل أكثر تساوياً‬

Hayatta kalmak isteyen için bu harika bir haber!

‫بالنسبة للناجي،‬ ‫هذه أنباء رائعة!‬

Harika, önümüzde bir sürü hayatta kalma fırsatı olacak

‫عظيم! يمكن أن تكون هناك أمامنا ‬ ‫العديد من الفرص للنجاة،‬

Kar harika bir yalıtkandır. Oldukça dar, oldukça rahat.

‫الثلج عازل رائع.‬ ‫ضيق للغاية ومريح.‬

Ama hayal edebileceğiniz gibi, tadı pek harika sayılmaz!

‫ولكن، كما يمكنك بالطبع أن تتخيل،‬ ‫مذاقها ليس بالرائع!‬

harika espriler yapıyor ve çok güzel sorular soruyordu.

قال نكات رائعة وسأل أسئلة جيدة.

çünkü bu harika hayvanlar benim için çok önemli

لأنني أهتم كثيرًا بشأن هذه الحيوانات المذهلة

''Harika bir fikir.'' ya da ''Berbat bir fikir.''

فيقولون "هذه فكرة رائعة" أو "هذه فكرة شنيعة."

Onlar harika tasarlanmış, kullanımı kolay ve kullanıcı dostu.

وهي مصممة بشكل جذاب وسهلة الاستخدام ويسهل التعامل معها.

Tom buraya gelir gelmez her şey harika olacak.

كل شيء سيكون على ما يرام حالما يصل توم.