Translation of "Durumu" in Arabic

0.008 sec.

Examples of using "Durumu" in a sentence and their arabic translations:

Durumu düzelteceğim.

يجدر بي تصحيح الوضع.

Bu durumu görebileceğiz

سنكون قادرين على رؤية هذا الوضع

durumu daha da kötüleşmişti.

مجددا، في افتتاح أولمبياد لندن

Bu durumu birçoğumuz yaşamışızdır.

الكثير منا قد مرّ بهذه التجربة.

Şu durumu hayal edin:

تخيلوا الوضع التالي.

Bu durumu nöroplastisite olarak adlandırıyoruz.

إنه شيء نسميه المرونة العصبية.

Durumu umutsuzdu ama hayatta kaldı.

كانت ظروفه صعبة وكئيبة إلا أنه نجا.

- Hava nasıl?
- Hava durumu nasıl?

كيف حال الطقس؟

Onun durumu daha kötü olabilirdi.

كان يمكن أن تكون حالته أكثر سوءً.

Hava durumu iyileşiyor gibi görünüyor.

يظهر أن الطقس يتحسن.

Hepimiz bu durumu anladık değil mi ?

جميعنا نستطيع فهم ذلك فكرياً.

Huzurlu pozitif bir zihin durumu için.

لحالة هادئة وايجابية للعقل.

Gezegenimizin durumu etrafındaki sessizliği yıkmamız gerekiyor;

‫تجاوز المناقشات المصنعة‬ ‫حول علم المناخ ،‬

Içinde olduğumuz durumu değişmek mümkün olmadığında

أنّه عندما لا نستطيع تغيير ظروفنا،

Ve Sultan kanattaki durumu dengelemeyi başarmıştı.

حيث تمكن السلطان من تثبيت الجناح

O gazeteci durumu hemen Türkiye'ye bildirdi

أبلغ أحد الصحفيين على الفور عن الوضع في تركيا

Bu durumu İslamiyetle bağdaştıranlar olabilir aranızda

قد يكون هناك من يربط هذا الوضع بالإسلام.

Bu kötü durumu çok daha kötü

مما يساهم في ارتفاع درجات الحرارة

İki hafta sonra duygusal durumu normale döndü

وبعد أسبوعين، عادة حالتها العاطفية إلى طبيعتها

Çoğunun sağlık durumu seyahat için uygun değil.

والكثير غير أصحّاء بما يكفي للسفر.

Tabii bu durumu daha iyi hâle getirmiyor.

لا يحسن الوضع، أليس كذلك؟

Bu öğretmenler durumu idari amirlerine de söylemiş

أخبر هؤلاء المعلمون أيضًا الرؤساء الإداريين

Avrupa'da ilk bizim gibi karşıladı bu durumu.

التقى هذا الوضع مثل الأول في أوروبا.

Fadıl ve Dania hava durumu hakkında konuştular.

تحدّث فاضل و دانية عن الطقس.

Bu durumu unutamıyorum: Böyle doksan sayfa filan yazmışım,

لا أستطيع ان أنسى هذا: لقد كتبت مثل تسعين صفحة،

Fakat herkesin ülkeyi terk edecek maddi durumu yok.

ولكن لا يستطيع الجميع تحمل تكاليف مغادرة البلاد،

Ulaşmamız gereken güzel, mükemmel bir iyilik durumu olduğunu

فإن هناك بعض الأحوال اللائقة والكاملة من الكمال الصحيّ

Bu okulu bitirdi kimseye haber vermedi bu durumu

أنهى هذه المدرسة ، ولم يخبر أحدا عن هذا الوضع

Üniversiteye gittiğinde Steve Jobs bu durumu biliyordu zaten

عندما ذهب إلى الكلية ، كان ستيف جوبز يعرف بالفعل هذا الوضع

Koşullar doğru olmalı. Hava durumu şu anda biraz sakin.

‫يجب أن تكون الظروف مواتية.‬ ‫لدينا تحسن طفيف في الطقس.‬

Eğer ki böyle olduğunu düşündüğünüz kişiye durumu anlatırsanız kabullenmeyecektir

إذا أخبرت الشخص الذي تعتقد أنه الحالة ، فلن يتم قبوله

Daha sonra kamera karşısına geçip sizlere anlatıyorum bu durumu

ثم أذهب إلى الكاميرا وأخبرك بهذا الموقف

Ama kısa süre sonra durumu değiştiren haberler geldi kafasına.

ولكن سرعان ما وصلت الأخبار التي حولت الوضع على رأسه.

Ve bu sürekli online olma durumu gittikçe artarak devam ediyor

الذي يصبح متاحًا أكثر مما كان عليه،

Sihir numaraları bu durumu incelemek için oldukça etkili bir araç

توفر الحيل السحرية أداة قوية للتحقيق في ذلك،

Annemin durumu, gözlerimin önünde her gün daha da kötüye gidiyordu.

وكنت أرى حالة والدتي تزداد سوءاً كل يوم.

Az önce de söylemiştim ailesinin maddi durumu iyi değil çünkü

لقد قلت للتو أن الوضع المالي لأسرته ليس جيدًا لأنه

Sırbistan'daki durumu istikrara kavuşturmak ve vasal Stefan'ın gücünü güçlendirmek için

قبل أن يتحرك غربًا لتثبيت حكمه في صربيا ومساعدة تابعه ستيفان

, bunun üzerine ülkenin zor mali durumu ve ardından korkunç petrol

وكان على رأسها الحالة المادية الصعبة للبلاد ومن ثم اسعار

Yardımsever de bir insandı. Biz bu durumu başka yeşilçam devinden öğrendik

كان شخصاً مفيداً. لقد تعلمنا هذا الوضع من عملاق Yeşilçam آخر

Fakat bu durumu çözebilmek için adeta bir zaman yolculuğuna ihtiyacımız var

ولكننا بحاجة إلى السفر عبر الزمن لحل هذا الوضع

Bir örnekle durumu inceleyelim şimdi biz şuan batı yönüne doğru 60 km hızla ilerliyoruz.

دعونا نفحص الموقف بمثال ، الآن نحن نتحرك 60 كم باتجاه الغرب.