Translation of "Bulunduğu" in Arabic

0.003 sec.

Examples of using "Bulunduğu" in a sentence and their arabic translations:

Bulunduğu yere uygun olmayanlar.

الأوتاد المربعة في الثقوب الدائرية.

Ve sık ormanların bulunduğu bir yerdir.

‫والغابات الكثيفة.‬

Içerisinde bulunduğu gezegenlerin çekim kuvvetinden kaynaklı

سببها قوة الجاذبية للكواكب الموجودة فيه.

Temasta bulunduğu herkeste karantina altına alınacak

سيتم عزل جهة الاتصال للجميع

Bilginin nasıl bulunduğu konusundaki bu düşünceyi anlamaya çalışmaktır.

يحاول أن يعمل على فكرة كيف أن المعرفة محتواة.

Yönde ve bulunduğu yerde değiş tokuşu beraberinde getirir.

الشكل، المسافة،الأتجاه, و المساحة

Bunun öldüren mantarlardan olmadığını, içinde bulunduğu çevre sayesinde biliyorum.

‫وأعرف أن هذا ليس من الأنواع المميتة،‬ ‫بناء على البيئة التي وجدته فيها.‬

Su evleri arabaları ve bulunduğu her şeyi sürükleyerek götürüyor

منازل المياه تسحب السيارات وكل ما تجده

Sığır geğirme ve yem üretiminin küresel ısınmaya katkıda bulunduğu

الماشية ومعالجة النفايات وصناعة الفحم والنفط حتى ان دراسات

- Tom Mary'yi bulunduğu yerden göremiyor.
- Tom Merry'yi mekanından göremez.

لا يستطيع توم رؤية ماري من مكانه.

Bulunduğu gruplar, böylece Libya'yı , herhangi bir gerçek hükümet organının yokluğunda

كانت فصائل من تنظيم داعش لتتحول ليبيا بذلك الى ساحة صراع بين

Ekip, Khumbu Buz Çağlayanı ile kamp alanının bulunduğu yere ulaşana kadar...

وقبل أن نصل إلى قاعدة الانطلاق والانحدار انحدار خمبو الجليدي‏‏.‏.‏.

Longus bu fikre katılmayıp, Scipio'nun bulunduğu konumdan bir kaç kilometre kuzeyde kampını kuruyor.

لم يوافق لونغس وأقام معسكرا على بعد بضعة كيلومترات شمالًا من موقع سكيبيو