Translation of "Acımasız" in Arabic

0.003 sec.

Examples of using "Acımasız" in a sentence and their arabic translations:

Acımasız olun.

كُن عديم الرحمة.

"Acımasız Kozmopolit Fareler"

"رؤساء ماليّون نخبويّون"،

Bu gerçekten oldukça acımasız ya da acımasız bir mizah türüdür.

إنه نوع من الفكاهة التي هي حقًا قاسية أو قاتمة.

Hoşgörüsüz, nefret dolu ve acımasız.

متعصبين، كارهين، وقساة.

Acımasız bir evrende dünyaya geliyoruz,

نحن ولدنا في عالم دون رحمة

Aşağısı çok acımasız ve affedici olmayan bir yer.

‫إنه مكان قاس،‬ ‫شديد الوعورة هنا في الأسفل.‬

Eylau'daki acımasız kış savaşında askerleri hattın merkezini tuttu.

في معركة الشتاء الوحشية في إيلاو ، احتلت قواته مركز الخط.

Vahşi doğmuş, acımasız hayvanlar fakat güzel ve müstesna yırtıcılar.

‫إنها وحوش ولدت لتكون متوحشة،‬ ‫قاسية لكنها حيوانات مفترسة متفردة جميلة.‬

Görevimiz bu acımasız iklime karşı sabaha kadar hayatta kalmak

‫مهمتنا هي النجاة‬ ‫من هذا الطقس البشع حتى الصباح،‬

Görevimiz bu acımasız iklime karşı sabaha kadar hayatta kalmak,

‫مهمتنا هي النجاة‬ ‫من هذا الطقس البشع حتى الصباح،‬

Ve Haçlıların acımasız ayaklanmasının ardından Bayezid bile geri çekildi.

من ضراوة الهجوم الصليبي.

Ve o zamana kadar bu acımasız ortama ve soğuğa dayanabilmek.

‫وأن ننجو من هذه التضاريس شديدة الوعورة‬ ‫والبرد القارس حتى ذلك الحين.‬

Şimdiye kadar zekice seçimleriniz bu acımasız çölde hayatta kalmamı sağladı

‫حتى الآن نجحت خياراتك الحكيمة‬ ‫في نجاتي من هذه الصحراء القاسية،‬

Norveç Kralı olarak Harald 'sert hükümdar' cesur, acımasız ve iyimserdi… ve

بصفته ملك النرويج ، كان هارالد "الحاكم المتشدد" شجاعًا وقاسيًا ومكتسبًا ... وفي عام

Alelacele toplanan savaş konseyi yüksek rütbeli yetkililerin söylediğine görede çok acımasız bir hareketti.

كان إجتماع مجلس الحرب على عجل شأنا محبطا حيث ذكّر الضباط رفيعو المستوى

Uçağın, Hells Canyon adındaki bu acımasız çölde, dört bin kilometrelik alanda bir yere düştüğünü biliyoruz.

‫نعرف أن الطائرة تحطمت ‬ ‫في مكان ما في محيط ١٢٩ كم مربع‬ ‫من الصحراء القاحلة ‬ ‫المعروفة بـ"وادي الجحيم".‬