Translation of "Verdiler" in Japanese

0.011 sec.

Examples of using "Verdiler" in a sentence and their japanese translations:

Bana bir kitap verdiler,

彼らはアルバムをくれました

Sözlerime biraz önem verdiler.

彼らは僕の言葉にはほとんど注意を払わなかった。

Onlar evlenmeye karar verdiler.

彼らは結婚することにした。

Gemiye Mayflower adını verdiler.

彼らはその船をメイフラワーと名つけた。

- Onlar bebeğe Jane adını verdiler.
- Onlar bebeklerine Jane adını verdiler.

彼らは赤ん坊をジェーンと名づけた。

Bana kesin gizlilik sözü verdiler

話の内容は絶対に 秘密厳守だと約束してくれ

Ama bize gümüş paralar verdiler.

でも支払いは銀貨でした

Böylece masum olduğuma karar verdiler.

そうゆうわけで彼らは私が無実だと結論した。

Onlar kızlarına Helen adını verdiler.

彼らは娘にヘレンという名をつけた。

Onlar köpeklerine Lucky adını verdiler.

彼らは自分たちの犬をラッキーと名付けた。

Eski kısıtlamayı kaldırmaya karar verdiler.

彼らは古い規制を廃止することを決めた。

Köye New Amsterdam adını verdiler.

彼らはその村をニューアムステルダムと呼んだ。

Önümüzdeki ay evlenmeye karar verdiler.

二人は来月結婚する事に決めた。

Onlar kazanın farklı versiyonlarını verdiler.

彼らはその事故について異なる説明をした。

Daha sıkı çalışmaya karar verdiler.

彼らはもっと一生懸命に働こうと決心した。

Onlar oğullarına John adını verdiler.

- 彼らは息子をジョンと名づけた。
- 彼らは自分の息子をジョンと名づけた。

Ona bir kaçma şansı verdiler.

彼等は彼に逃げるきっかけを与えた。

Eski binayı yıkmaya karar verdiler.

古い建物を取り壊すことに決めた。

Gazeteler olaya çok yer verdiler.

新聞はその事件を盛んに書き立てた。

Hep bir ağızdan cevap verdiler.

彼らは声をそろえて言った。

Onlar fabrikayı kapatmaya karar verdiler.

工場の閉鎖が決まった。

Gelecek ay evlenmeye karar verdiler.

二人は来月結婚する事に決めた。

Onlar bir dizi konser verdiler.

彼らは一連の音楽会を開催した。

Onlar çocuklarına Thomas adını verdiler.

彼らは子どもをトーマスと名付けた。

- Onlar kedilerine Tom ve Jerry adını verdiler.
- Kedilerine Tom ve Jerry adını verdiler.

- 彼らは猫をトムとジェリーと名づけた。
- 彼はネコにトムとジェリーとなづけた。
- 彼らは飼い猫たちにトムとジェリーと名付けた。

Ve buna "bankacılık problemi" adını verdiler.

これを「バンキング・プロブレム」と 呼びました

Onlar satılık bir ev ilanı verdiler.

彼らは売り家の広告を出した。

Onlar 12:00'de ziyafet verdiler.

彼らは12時に正餐をとった。

Öğle yemeği için toplantıya ara verdiler.

彼らは昼食のため会議を中断した。

Londra'nın bir banliyösüne yerleşmeye karar verdiler.

彼らはロンドン郊外に居を構えることに決めた。

Sue ve John evlenmeye karar verdiler.

スーとジョンは結婚することに決めた。

Tom ve Mary boşanmaya karar verdiler.

トムとメアリーは離婚することにした。

Ama bana küçük bir parça güvence verdiler.

しかし 彼らはちょっとした 元気づけもくれ

Onlar o yıl Virginia'ya yerleşmeye karar verdiler.

その年彼らはバージニアに定住することを決めた。

O mağazada bana paranın üstünü eksik verdiler.

あの店でおつりをごまかされた。

Onlar benim için büyük bir parti verdiler.

彼らは私のために盛大なパーティーを開いてくれた。

Böylece İskender’in ordusunda yüzleşmeye karar verdiler. Granicus Nehri.

そしてグラニコス川で戦いを挑むこととなった

Onlar Kraliçe'den sonra gemiye Queen Mary adını verdiler.

女王にあやかって、その船にクイーンメリー号と名付けた。

Onlar kötü havaya rağmen arabayla gitmeye karar verdiler.

悪天候にもかかわらず、彼らは車で行く決心をした。

- Sonunda bir karara vardılar.
- Sonunda bir karar verdiler.

- ついに彼らは決定に達した。
- ついに彼らは決定するに到った。

Onlar sonuçta orijinal plana sadık kalmaya karar verdiler.

彼らは、結局最初の計画に固執することに決めた。

Onlar hemen başlamanın daha iyi olacağına karar verdiler.

彼らはすぐに出発した方がいいと決めた。

COVID-19 ya da "2019 koronavirüs hastalığı" adını verdiler.

同ウイルスが 疾患を引き起こしているとして

Sonunda John ve Sue elmayı ikiye bölmeye karar verdiler.

ついにジョンとスーはそのりんごを半分に切ることに決めた。

Kanuna aykırı park etmekten, ona 5.000 yen ceza verdiler.

彼は駐車違反で5千円の罰金を科せられた。

Eski astronomlar takımyıldızları fark ettiler ve onlara isimler verdiler.

古代の天文学者は、星座を見つけ、名前をつけた。

Onlar ona hem maddi hem de manevi destek verdiler.

彼らは物質的にも精神的にも彼を支えた。

Onlar ona votka katılmış bir bardak portakal suyu verdiler.

彼らはウォッカをまぜたオレンジジュースのグラスを彼に与えた。

Erkek kardeşi yurt dışından dönünceye kadar düğünü ertelemeye karar verdiler.

彼女の兄が帰国するまで結婚式は延期されることに決まった。

Sue ve John uzun uzun düşündükten sonra yapmaya karar verdiler.

スーとジョンは結婚することに決めた。

Onların kendi çocukları olmadığı için küçük bir kızı evlat edinmeye karar verdiler.

彼らには子供がいなかったので、少女を養女にすることにした。

İnsanlar yaralı adamın etrafına toplandılar fakat doktor olay yerine yaklaştığında ona yol verdiler.

人々はケガ人の回りに群がっていたが、医者が事故現場に着くと道をあけた。

Gangasterler bir rakip çete liderini öldürmek için planları gereği onun içeri girmesine izin verdiler.

そのヤクザ達は対立するヤクザの親分を暗殺する計画の仲間に彼を入れた。

Tom ve Mary birlikte olmalarının birinci yıl dönümünü kutlamak için romantik bir akşam yemeği verdiler.

トムとメアリーは交際一周年を記念して、ロマンチックなディナーをとった。

İş cuma günü gündüz on birde bitirilmedi, bu yüzden onu önümüzdeki pazartesiye ertelemeye karar verdiler.

仕事は金曜日の11時に終わらなかったので、次の月曜日に持ち越すことにした。