Translation of "ülkenin" in Arabic

0.007 sec.

Examples of using "ülkenin" in a sentence and their arabic translations:

Doğdukları ülkenin kültürü ile

وجدت أن هؤلاء الرجال الصغار ممزقون

Grev ülkenin ekonomisini etkiledi.

أثًّر الإضراب على اقتصاد البلاد.

Ülkenin her hapishanesini biliyoruz. Neden?

نعرف جميع السجون في البلاد. لماذا؟

ülkenin çehresini basitlikten kalkınmaya değiştirdi.

غيرت وجه البلاد من البساطة الى التنمية والتطور.

Bir ülkenin refahı vatandaşlarına bağlı.

إن الازدهار في بلد يعتمد على مواطنيها.

Onlar ülkenin her yanında topluluk kurucuları.

إنهم هناك يعملون كبنائين للمجتمعات حول المدن.

ülkenin dört bir yanında protestolar patlak verdi.

اندلعت الاحتجاجات بجميع أنحاء البلاد.

Bunun için, bu iki güçlü dev ülkenin

ولهذا ، فإن هذين البلدين هذين العملاقين الأقوياء.

Bunların hepsi bir ülkenin ihtiyaç duyduğu meslekler,

هذه كل الوظائف التي يحتاج إليها البلد،

Ve 1972'de ülkenin ilk yılan parkını açtı.

‫وافتتح في 1972 أول حديقة أفاعي في البلاد.‬

Bu, Avusturya boyutundaki bir ülkenin Gayrisafi Milli Hasılası.

هذا بحجم إجمالي الناتج المحلي (GDP) لدولة مثل النمسا.

Ve ülkenin en büyük e-ticaret platformu Taobao,

و أكبر منصة تجارة إلكترونية في البلاد، "تاوباو"،

Ve başarılı olursa ülkenin petrol zenginliklerinden biri olmak

شمال افريقيا وتكون من من ثروات البلاد النفطية في حال نجحت

, ilk günden itibaren ülkenin önceliğinin eğitim olduğunu açıkladı

زايد ان اولوية الدولة هي التعليم. بحيث تتمكن البلاد من

Yaşam dengesini bozan yapay yağmurlar kullanarak ülkenin genel havasını

الطقس العام للبلاد ذلك باستخدام الامطار الصناعية التي قلبت

Elli iki ülkenin güvenliğini tehdit ve milyonlarca insanı öldürür.

يهدد امن وسلامة اثنين وخمسين دولةً ويودي بحياة ملايين البشر.

Bu yüzden amacım, misyonum ülkenin ve dünyanın her yerine gidip

لذلك، فإن هدفي ومهمتي، أن أجوب أرجاء البلاد والعالم

Ülkenin tüm büyük Wall Street firmaları bu kredilere bahse giriyor.

جميع شركات وول ستريت الكبيرة في البلاد راهنت على هذه القروض.

, bunun üzerine ülkenin zor mali durumu ve ardından korkunç petrol

وكان على رأسها الحالة المادية الصعبة للبلاد ومن ثم اسعار

Libya, Lübnan ve Fas, iki ülkenin de müdahil olduğu ülkeler.

و كلاهما اشتركا بالاحداث في ليبيا ولبنان و المغرب

Bir kişi Sierra Leone gibi bir ülkenin eşsiz zorluklarını nasıl üstlenir?

كيف يمكن لشخص ما تحمّل الصعوبات الفريدة لدولة مثل سيراليون؟

Akademik ve pratik yolu planlıyordu bir anda ülkenin başkanı olana kadar

كما وصفته الصحف البريطانية بعيداً عن انظار والده الذي رفض

Bu çoğulcu mesajı ülkenin fakir kesiminden yankı getirdi ve nihayetinde iktidara geldi

لاقت رسالته الشعبية الصدى لدى الفقراء الذين ساعدوه بالوصول إلى السلطة

çok ilginç bir durum yok mu? 53 ülkenin imzası ile tarafsızlık anlaşması yapılıyor

أليس هناك موقف مثير للاهتمام؟ توقيع اتفاقية الحياد مع 53 دولة

Aidiyetlerini değerlendirdiklerinde ikisini de kaybettiler. ya da buna karşı, ülkenin nasıl göründüğü konusunda anlaşmazlığa

لبلدن او ضد لما اختلفوا على كيف بدن البلد ونسيوا البلد نفسها

Çevreci, tehlikeli bir görevde, ülkenin benekli sinsi avcılarının peşinde, ancak yaptığı işin bir bedeli var.

‫مناصر حماية البيئة في مهمة خطرة‬ ‫لتعقب صيادة البلاد المرصودة المتخفية،‬ ‫لكن هناك تكلفة لعمله.‬

En büyük oğlu Hafız'ı yönetmesi için teslim etmektir. o ülkenin gerçek hükümdarı olacak ve Londra'da bir doktorun kızından Şam'daki arazinin hükümdarına dönüşecekti

وتتحول من بنت الدكتور في لندن الى حاكمة الارض في دمشق