Examples of using "Yendo" in a sentence and their turkish translations:
1453 yılına gidip
Komşular hastaneye gidiyor
Olduğu yerde saymak.
Eve gidiyoruz.
Çok ileri gidiyorsun.
- Benim iş başarılı.
- İşim iyi gidiyor.
Her şey çok hızlı gidiyor.
Bir terapistle görüşüyorum.
O, okula gidiyordu.
Senin için çok iyi gitmiyor.
Leyla işe gidiyordu.
Evet, iyi durumda değilim.
O zamanlar şirket çok iyi gidiyordu, ama temelde
Her gün gidip kontrol etmeye devam ettim.
Çok uzağa gidiyorsun.
Savaş bizim lehimizde gidiyor.
Eve gidiyoruz.
Tom'un Harvard'a gideceğini sanıyordum.
Eğer araba ile gelirsek üç saat içinde varırız.
Ben bankaya gidiyorum.
Bakın! Onlar evden ayrılıyorlar.
Benim bakış açımdan işler iyi gidiyor.
Tam biz giderken o geldi.
Onun okuldaki başarısı iyidir.
"Tom, çabuk ol." "Geliyorum!"
Daha uzağa mı gidiyorsun?
nereye kadar gittiği bilinemiyor şu an
John beni gördüğünde ben işyerine gidiyordum.
diyabetleri düzenlenebilir hâle geliyor, depresyonları yok oluyor,
saldırmak için doğru zamanı beklerken
Lazerimiz doğrudan içinden geçiyor.
ama bir kısmı iyi bir hayat sürer.
mıknatısın bir kutbundan çıkıp diğer kutbuna doğru giderek
Adam: Ama bir anahtar merkezinden diğerine geçtiğimiz için, sesi çok farklı.
Gitmekte olduğumuz yönü değiştirmek bir seçimdir.
Mariana, Susana'nın annesiyle birlikte eve gidiyor şimdi.
Columbus batıya giderek Hindistan'a ulaşabileceğini iddia etti.
Gerçekten Tom'un arabasında Boston'a gitmiyorsun, değil mi?
Tom gençliğinden beri her yaz o plaja gidiyor.
Nehri geçmeye başlıyorlar onlar çekilirken aynı zamanda Romalılar tarafından kovalanmaya devam ediliyorlar.
Adam: Heyecanlı olmasının bir sebebi de
onların hızına ayak uyduramayacağımı da anladım.
Tom bugün çok iyi yapıyor.
Tam ben giderken o geri geldi.
Hiçbir haber iyi haber değildir. Oğlunuzdan haber almadıysanız iyi iş çıkardığı içindir.
Belki aklımı kaybediyorum.
Otobüsle oraya gitmek yaklaşık ne kadar sürer?