Translation of "Vehículo" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Vehículo" in a sentence and their turkish translations:

- De aquí en adelante iremos en vehículo.
- A partir de aquí iremos en vehículo.

Bu noktadan itibaren biz arabayla devam edeceğiz.

- Su vehículo ha sido reparado recién.
- Su vehículo ha sido reparado recientemente.
- Recién arreglaron su auto.

Onun arabası henüz tamir edildi.

El vehículo se descompuso camino al aeropuerto.

Araba havalimanına giderken bozuldu.

Él enganchó la caravana a su vehículo.

O, karavanı arabasına bağladı.

Es difícil decir cuál vehículo es más bello.

Hangi aracın daha güzel olduğunu söylemek zordur.

La policía logró localizar al propietario del vehículo.

Polis arabanın sahibini bulmayı başardı.

Porque las fuentes de energía en el vehículo de exploración

çünkü keşif aracındaki enerji kaynakaları

Ir al parque se convierte en un vehículo para él.

O parka giderek parkı kendisi için bir araç haline getirdi.

- Su vehículo ha sido reparado recién.
- Recién arreglaron su auto.

Onun arabası henüz tamir edildi.

La tripulación puede entrar al vehículo sumergido usando un módulo de inserción.

Mürettebat takıp çıkartılabilen modül kullanarak su altı aracına girebilir.

Al anciano lo chocó un vehículo, y fue llevado inmediatamente al hospital.

Yaşlı adama bir araba çarptı ve derhal hastaneye götürüldü.

Se considera que cada empleado debe mantener su propio vehículo en perfectas condiciones.

Her çalışanın kendi aracını mükemmel şekilde tutması gerekiyor.

No pude salir de mi cochera porque había un vehículo en medio del camino.

- Garajımdan çıkamadım çünkü yolda bir araba vardı.
- Yolda bir arabanın olması dolayısıyla garajımdan çıkamadım.
- Yolda bir araba olduğu için garajımdan çıkamadım.

Ella le recomendó que no comprara un vehículo usado, pero él no siguió su consejo.

O ona kullanılmış araba almamasını tavsiye etti fakat o onun tavsiyesini dinlemedi.

Y ese movimiento tan grande de personas fue el vehículo perfecto para impulsar la transmisión del virus.

ve askeri birliklerin hareketi influenza yayılımını sürdürmek için mükemmel bir araç haline geldi.

Al esquivarlo con mucho susto una y otra vez, cada vehículo trata de escapar de la bestia rompehuesos.

Yürek hoplatan tehlikeli yakınlaşmalar nedeniyle araçlar teker teker kemikleri kıracak güce sahip canavardan kaçmaya çalışıyor.

Una ambulancia es un vehículo dotado de aparatos especiales para transportar enfermos o heridos a un hospital, especialmente en emergencias.

Ambulans, acil durumlarda hastaları veya yaralıları hastaneye götürmek için özel ekipmanlarla donatılmış bir taşıttır.

Los soldados lo arrestaron, le vendaron los ojos, luego lo llevaron detrás de su vehículo y uno de los soldados apuntó a su pierna y le disparó. Esta escena fue filmada y millones de personas de todo el mundo la vieron.

Askerler onu tutukladı, gözlerini bağladı, sonra onu araçlarının arkasına götürdüler ve askerlerden biri onun dizine nişan aldı ve onu vurdu. Bu sahne filme çekildi ve dünyanın her yerinden milyonlarca insan bunu gördü.