Examples of using "Bello" in a sentence and their turkish translations:
"güzel", "bello" demektir.
Bu dillerin hiçbirinde "güzel" yalnızca "güzel" demek değildir.
Ne güzel bir kuş!
İsminiz çok güzelmiş.
Her şey güzel değil mi?
Güzel sahneyi izledik.
Bu eski bina güzeldi.
Bronzlaşmış güzel bir cildi var.
Ne güzel dünya!
Bugün güzel bir gün.
- Bu güzel bir ülkedir.
- Burası güzel bir ülkedir.
Sahne açıklama ötesinde güzeldi.
Bu çok güzel.
Dünya güzel bir gezegendir.
İrlanda çok güzel bir ülkedir.
Onlar güzel bir bölgede yaşıyorlar.
Çalışmak, sıkı çalışmak,
"Agathos" kelimesini eklediğinizde "güzel ve iyi" anlamına gelir.
Göletin üzerinde güzel bir köprü var.
Onun güzel elbisesi dikkatimi çekti.
Güneşin altında okumak için ne güzel bir Pazar.
Demir, güzelliğinden ziyade daha yararlıdır.
Bu park ondan daha güzel.
Bu güzel bir adalet döngüsü yaratıyor.
Hangi aracın daha güzel olduğunu söylemek zordur.
Ulrike güzel bir Alman ve dişi ilk adıdır.
Biz güzel manzaraya bakarak ayakta durduk.
Tepenin ardında güzel bir vadi uzanır.
Bunlar hoş çerçeveli iki resimdir.
Bu şehir güzel parkı ile ünlüdür.
Yahudilik güzeldir.
hatta yeni ve güzel bir sahil yolunu bile.
Buz pateni zarif ve güzel olabilir.
yeni bir değişimin sebebi olacağına inanmak zorundayım.
Onun sesi çok güzel geliyor.
Bugün güzel bir gün.
Fransa'nın Avrupa'daki en güzel ülke olduğunu düşünüyorum.
Güzel güneşli bir gündü.
Ben senden daha güzelim.
İsviçre ziyaret etmeye değer güzel bir ülke.
İsviçre güzel bir ülke.
Bu şimdiye kadar gördüğüm en güzel göl.
Zaman çok güzel.
Ziyaret etmek için güzel bir ülke ama orada yaşamazdım.
Ben Fransa'nın Avrupa'nın en güzel ülkesi olduğunu düşünüyorum.
O çok güzeldi.
Göl büyük ve güzeldir.
Dünyadaki hiçbir yer İsviçre Alpleri kadar güzel değil.
Ne kadar güzel olduğunu unutmuştum.
Şeftali ağacı çiçek açtığı zaman çok güzeldir.
Her güne hayatındaki en güzel gün olma fırsatını ver.
Japonya güzel bir ülkedir.
- Bu güzel bir gün.
- Bugün güzel bir gün.
Ben senden daha güzelim.
- O, hayatımdaki en iyi gündü.
- Bu hayatımın en güzel günüydü.
Söylemek istediğin şeyin sessizlikten daha iyi olduğundan emin değilsen ağzını açma.