Examples of using "Urgente" in a sentence and their turkish translations:
O acildi.
Acil durum!
Acele ediniz, bu acil.
ama acil bir şey.
Bunu temizlemem gerek.
Onun acil olduğunu söyledin.
Çabuk gel. Acil.
Katılmak için acil bir şeyim var.
Tom bunun acil olduğunu söyledi.
Yakınlardaki bir hastanenin bu panzehre ihtiyacı var,
Tom bunun acil olduğunu söyledi.
O, bana acil bir telgraf gönderdi.
Acele et! Tom onun acil olduğunu söylüyor.
Fena halde suya ihtiyacımız var.
Bunu özel ulakla gönderin.
Senin için acil bir mesaj var.
Patron acil olduğunu söyledi!
Bağışlara acil bir ihtiyaç vardır.
Paraya acil ihtiyaç vardır.
Tom'un acil bir telefon görüşmesi yapması gerekiyor.
Onun acil olduğunu söylediğini düşünmüştüm.
Temiz enerjiye acil bir ihtiyaç vardır.
Su içmeye acilen bir ihtiyaç vardır.
Tıbbi malzemeler için acil bir ihtiyaç vardır.
Nitelikli öğretmenlere acil bir ihtiyaç vardır.
Bu amaç önemli, gerekli ve iddialı.
Kan bağışı için acil bir ihtiyaç var.
Kan vericiye acil bir ihtiyaç vardır.
Deneyimli pilotlara acil bir ihtiyaç vardır.
Yiyecek ve suya acilen bir ihtiyaç vardır.
Acil bir şey varsa, benimle bağlantıya geçebilirsiniz.
Sadece acil durumlarda seyahat edin.
Karın telefonda. Acil olduğunu söylüyor.
Bu tür bir hesap izlenebilirlik giderek daha acil hale gelecektir.
"Seninle konuşmam gerek. Acil" "Anlat bana, Dinliyorum."
Sadece bir acil operasyon hastanın hayatını kurtarabilir.
Bu çok acil bir mesele.
Afrika'da açlıktan muzdarip olanların acil yardıma ihtiyaçları var.
Yeni fikirlere acil bir ihtiyaç vardır.
Bu hastalığı tedavi edecek daha etkili bir yönteme acil olarak ihtiyaç var.
Daha fazla insanın zamanını ve parasını bağışlamasına acil bir ihtiyaç vardır.
Sosyal değişikliğe acil bir ihtiyaç var.
milli eğitim bakanı da bu konuyu konuşmak üzere 81 il milli eğitim müdürünü acil toplantıya çağırmış