Translation of "Traducir" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Traducir" in a sentence and their turkish translations:

Traducir es agotador.

Çeviri yapmak çok yorucu.

¡Empecemos a traducir!

Çeviriye başlayalım!

Traducir es divertido.

Çeviri yapmak eğlencelidir.

Debo traducir las frases.

Ben cümleleri çevirmeliyim.

Estoy cansado de traducir.

Çeviri yapmaktan bıktım.

¿Me ayudas a traducir?

Çeviri yapmama yardımcı olur musun?

- No soy capaz de traducir esta frase.
- No puedo traducir esta frase.

Bu cümleyi çeviremem.

- ¿Puedes traducir de inglés a japonés?
- ¿Podés traducir del inglés al japonés?

İngilizceyi Japoncaya çevirebilir misin?

No puedo traducir esta frase.

Bu cümleyi çeviremem.

No puedo traducir este libro.

- Bu kitabı tercüme edemem.
- Bu kitabı çeviremem.

Me gusta traducir las citas.

Alıntıları çevirmeyi severim.

¿Quién puede traducir este artículo?

Bu makaleyi kim çevirebilir?

¿Quién quiere traducir este artículo?

Bu makaleyi kim çevirmek ister?

No quiero traducir esta frase.

Bu cümleyi çevirmek istemiyorum.

Gracias por traducir mis frases.

Cümlelerimi çevirdiğin için teşekkürler.

Terminé de traducir por hoy.

Bugün için tercümeyi bitirdim.

¿Puede alguien traducir esta frase?

Biri bu cümleyi çevirebilir mi?

- ¿Cuánto tiempo nos tomó traducir este libro?
- ¿Cuánto nos tomará traducir ese libro?

Bu kitabı çevirmek ne kadar sürdü?

Le prometí traducir la interfaz completa.

Ona bütün arayüzü çevireceğime söz verdim.

Es una palabra difícil de traducir.

Bu çevirmek için zor bir kelime.

¿Los ordenadores pueden traducir obras literarias?

Bilgisayarlar edebi eserleri çevirebilir mi?

¿Me lo puede traducir, por favor?

Lütfen bunu benin için tercüme edebilir misin?

Ella no intentó traducir la carta.

O, mektubu çevirmeye çalışmadı.

Es muy difícil traducir esta palabra.

Bu kelimeyi çevirmek çok zor.

Traducir ese texto será muy sencillo.

O metni çevirmek çok kolay olacak.

Tom en realidad no disfruta traducir.

Tom gerçekten tercüme yapmaktan hoşlanmıyor.

Tom no puede parar de traducir.

Tom çeviri yapmayı bırakamaz.

- ¿Cuánto tiempo ha necesitado para traducir este libro?
- ¿Cuánto tiempo necesita para traducir este libro?

Bu kitabı tercüme etmek için ne kadar süreye ihtiyacı var?

- Es duro traducir una broma a otro idioma.
- Es difícil traducir una broma a otro idioma.

Bir fıkrayı başka bir dile çevirmek zordur.

¿Cuánto tiempo tardaste en traducir este libro?

Bu kitabı çevirmen ne kadar sürdü?

¿Lo puedes traducir del árabe al español?

- Onu Arapçadan İspanyolcaya çevirebilir misin?
- Onu Arapçadan İspanyolcaya çevirebilir misiniz?

Siempre hay algo que traducir en Tatoeba.

Tatoeba'da her zaman çevirecek bir şey vardır.

¿Nos podrías ayudar a traducir este texto?

Bu metni çevirmemize yardım eder misin?

Me gusta traducir las oraciones de Charlotte.

Charlotte'ın cümlelerini çevirmek istiyorum.

¡Puedo traducir cualquier cosa con mi diccionario!

Sözlüğümle her şeyi çevirebilirim!

Nunca he tratado de traducir un libro.

Bir kitabı çevirmeyi hiç denemedim.

¿Podrías tal vez traducir eso por mí?

Bir ihtimal bunu benim için çevirir misin?

¿Cuánto tiempo te llevó traducir ese libro?

Bu kitabı çevirmek için ne kadar zamana ihtiyacın vardı?

No tengo ganas de traducir esta frase.

Canım bu cümleyi çevirmek istemiyor.

Estoy pensando en mandarlo traducir al inglés.

Bunu İngilizceye çevirtmeyi düşünüyorum.

Esa palabra es muy difícil de traducir.

O kelimeyi çevirmek çok zor.

Traducir un texto checo es muy difícil.

Çekçe bir metni çevirmek çok zordur.

No soy capaz de traducir esta frase.

Bu cümleyi çeviremem.

No hay nada que no se pueda traducir.

Çeviremeyeceğimiz hiçbir şey yok.

Las frases de Mary son fáciles de traducir.

Mary'nin cümlelerini çevirmek kolaydır.

Hay algunas cosas que son difíciles de traducir.

Tercüme etmesi zor olan bazı şeyler vardır.

No puedo traducir esta frase, es demasiado larga.

Bu cümleyi çeviremem. O çok uzun.

Es difícil traducir un poema a otro idioma.

- Bir şiiri başka bir dile çevirmek zordur.
- Bir şiiri diğer bir dile çevirmek zordur.
- Şiirleri başka bir dile çevirmek zordur.

Necesito ayuda para traducir este documento al francés.

Bu belgeyi Fransızcaya çevirirken yardıma ihtiyacım var.

Es más difícil añadir frases nuevas que traducir.

Yeni cümle eklemek, çeviri yapmaktan daha zor.

Traducir este material exige un montón de paciencia.

Bu materyali çevirme çok sabır gerektirir.

Necesitaré al menos tres días para traducir esa tesis.

O tezi tercüme etmek için en azından üç güne ihtiyacım olacak.

¿Me puedes ayudar a traducir estas frases a chino?

Bu cümleleri Çinceye çevirneme yardım edebilir misin?

Cuando Shishir sale a traducir, es mejor quedarse adentro.

Shishir çeviri yapmak için dışarı çıktığı zaman, en iyisi evde kalmaktır.

Todavía no podemos traducir desde el esperanto al danés.

Henüz Esperantodan Danimarkacaya çeviri yapamıyoruz.

Trata de entenderlo en español, sin traducir al inglés.

İngilizce çeviri olmadan bunu İspanyolca anlamaya çalışın.

En Tatoeba no se acaba nunca de traducir frases.

Tatoeba'da cümleleri çevirmeyi asla bitirmeyeceksin.

¿Quién puede traducir la diferencia entre ruido y sonido?

Gürültü ve ses arasındaki farkı kim çevirebilir?

Esta frase se puede traducir de muchas maneras al árabe.

Bu cümle Arapçaya birçok yolla çevrilebilir.

Es difícil traducir un poema escrito en un idioma extranjero.

Yabancı bir dilde yazılmış bir şiiri çevirmek zordur.

No creo que pueda traducir este documento sin tu ayuda.

Yardımın olmadan bu belgeyi çevirebileceğimi sanmıyorum.

Es imposible traducir esta frase sin acudir a un diccionario.

Bir sözlük olmadan bu cümleyi çevirmek imkansız.

- Me tomó más de dos horas traducir unas pocas páginas en inglés.
- Tardé más de 2 horas en traducir unas páginas en inglés.

- Birkaç sayfa İngilizce çevirmek iki saatten fazla zamanımı aldı.
- Birkaç sayfa ingilizceyi çevirmek iki saatten daha fazla zamanımı aldı.

Traducir oraciones en Tatoeba es más divertido que hacer la tarea.

Tatoeba'da cümleleri çevirmek ev ödevi yapmaktan daha eğlenceli.

Puedes añadir frases que no sabes traducir. ¡Quizá alguien sepa hacerlo!

Nasıl çevireceğini bilmediğin cümleler ekleyebilirsin. Belki başka biri çevirir!

He terminado de traducir todo lo que me pediste que tradujera.

Çevirmemi istediğin her şeyi çevirmeyi bitirdim.

¡Muchas gracias por el enlace, a mí me gusta traducir y aprender idiomas!

Bağlantı için çok teşekkürler, çeviri yapmayı ve dilleri öğrenmeyi severim!

- Hay muchas oraciones sin ninguna traducción.
- Hay un montón de frases sin traducir.

- Hiç çevrilmemiş bir sürü cümle var.
- Hiç çevirisi olmayan birçok cümle var.

¿Sabes lo que se siente al traducir cien variantes similares de una oración?

Bir cümlenin yüzlerce benzer varyasyonlarını çevirmenin nasıl hissettirdiğini biliyor musun?

Desde el año 1500, los matemáticos se pusieron a crear algoritmos capaces de traducir

1500'lü yıllardan beri, matematikçiler dünyayı düz bir düzeye çeviren

Tom me preguntó si conocía a alguien que pudiera traducir de francés a inglés.

Tom bana Fransızcadan İngilizceye çeviri yapabilecek birini tanıyıp tanımadığımı sordu.

Y que se encargaba de ponerme voz y traducir a BSL lo que me decían.

benim için seslendirme ve BSL diline çevirmeyle sorumluydu.

"Querido, ven a la cama." "No, todavía no. Aún debo traducir algunas frases en Tatoeba."

"Tatlım, yatağa gel." "Hayır, henüz değil. Hala Tatoeba'daki bazı cümleleri çevirmek zorundayım."

Si eres de esos a los que les encanta traducir, Tatoeba es el lugar correcto.

Eğer sen şu çeviri yapmaktan hoşlanan kişilerden biriysen, Tatoeba senin için uygun bir yer.

Soy adicto a traducir oraciones del francés al inglés en Tatoeba, y el español está tentándome fuertemente.

Tatoeba'da cümleleri Fransızcadan İngilizceye çevirmeye tutkunum. İspanyolca da beni son derece cezbediyor.

- La traducción de ese informe al francés llevó más de tres horas.
- Tardé más de tres horas en traducir ese informe al francés.

O raporu Fransızcaya çevirmek üç saatten daha fazla zamanımı aldı.