Examples of using "Supe" in a sentence and their turkish translations:
Nerede arayacağımı biliyordum.
Tom'u tanımıyordum.
Bunu yapabileceğini her zaman biliyordum.
Her zaman ayrıcalıklı olduğumu biliyordum.
Tom'un döneceğini her zaman biliyordum.
Onun gerçek adını bilmiyordum.
İşte o zaman anladım.
Televizyonumun nesi olduğunu sonunda buldum.
- Onun kazanan olacağını biliyordum.
- Onun birinci olacağını biliyordum.
Ben onun adını asla bilmiyordum.
Bilmiyordum.
Sen hep oradaydın ve ben hiç bilmiyordum.
Kızayım mı yoksa güleyim mi bilmiyordum.
O Fransızcaydı. Ben onun aksanına göre söyleyebilirim.
Bir gün bunun olacağını her zaman biliyordum.
Ne teselli edebileceğimi ne de yardım edebileceğimi biliyordum.
Ben her zaman Tom'un aptal olduğunu biliyordum.
Bunu yapmayı planlamıştım ama nasıl olduğunu anlayamadım.
ilk esprimi bile yapmadan önce
Ama fırsatımı kaybettiğimin farkındaydım.
Tepki vermem gerektiğini biliyordum ama nasıl?
Onu gördüğüm an kızgın olduğunu biliyordum.
Başından beri onun yalan söylediğini biliyordum.
Tom'un annesinin Japon olduğunu asla bilmiyordum.
Guantanamo mahkemelerinin düştüğünü ve kazandığımızı öğrenmek için
Dalış kıyafeti giymemem gerektiğini içgüdüsel olarak biliyordum.
Soruyu nasıl cevaplayacağımı bilmediğimde, o bana bir ipucu verdi.
Her şeyi bilmiyorum, asla her şeyi bilmedim ve asla her şeyi bilmeyeceğim.
O zaman başımızın dertte olduğunu biliyordum.
kariyer hayatımda ilk fark ettiğim şey
Son duyduğumda, Tom Kanada'da balık tutuyordu.
Tüm soruları cevaplayabildim.
Işığının açık olduğunu gördüm ve hâlâ uyanık olduğunu biliyordum.
Onun yüzüne bir bakış, bana çalışmaya isteksiz olduğunu söyledi.
Düne kadar gerçeği bilmiyordum.
Ne olduğunu bilmiyordum.
çünkü anladım ki dünyanın zihinsel geleceği güvendeydi.
- Onu bilmiyordum.
- Bunu bilmiyordum.
Bir horozun öttüğünü duydum ve yakında yataktan çıkmak zorunda kalacağımı biliyordum.
Gazeteyi okuyuncaya kadar onu bilmiyordum.
Bu konuda yapabileceğin bir şey olmadığını biliyordum.