Translation of "Suiza" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Suiza" in a sentence and their turkish translations:

Nació en Suiza.

O, İsviçre'de doğdu.

- Suiza es un hermoso país.
- Suiza es un país bello.

İsviçre güzel bir ülke.

Él nació en Suiza.

İsviçre'de doğdu.

- Suiza se encuentra en Europa Central.
- Suiza está situada en la Europa Central.
- Suiza está en Europa Central.

İsviçre Orta Avrupa'dadır.

- ¿No vais de vacaciones a Suiza?
- ¿No os vais de vacaciones a Suiza?
- ¿No os vais a Suiza de vacaciones?
- ¿No vais a Suiza de vacaciones?

Tatile İsviçre'ye gitmiyor musunuz?

Su tío vive en Suiza.

Amcası İsviçre'de yaşıyor.

Suiza es un país neutral.

İsviçre tarafsız bir ülkedir.

¿Esto está hecho en Suiza?

Bu İsviçre'de mi yapılıyor?

Él ha ido a Suiza.

O, İsviçre'ye gitti.

Se habla francés en Suiza.

Fransızca İsviçre'de konuşulur.

Él ya ha estado en Suiza.

Daha önce İsviçre'de bulundu.

¿Qué lengua se habla en Suiza?

İsviçre'de hangi dil konuşulur?

Suiza se llama "Schweiz" en alemán.

Almancada İsviçre'ye "Schweiz" denir.

La guardia suiza protege al Papa.

Papayı İsviçreli Muhafızlar korur.

¿Qué idioma se habla en Suiza?

İsviçre'de hangi dili konuşuyorlar?

Berna es la capital de Suiza.

Bern İsviçre'nin başkentidir.

Mi madre quiere que estudie en Suiza.

Annem İsviçre'de okumamı istiyor.

Suiza es famosa por su belleza escénica.

İsviçre doğal güzelliği ile ünlüdür.

Comparado con China, Suiza es una aldea abandonada.

Çin'in yanında, İsviçre terk edilmiş bir köydür.

Suiza queda entre Francia, Italia, Austria y Alemania.

İsviçre Fransa, İtalya, Avusturya ve Almanya arasında yer almaktadır.

Si plancharas Suiza, esta sería más grande que Alemania.

Eğer İsviçre'yi ütülersen Almanya'dan daha büyük olurdu.

Y decía: "Estoy desayunando en un lujoso hotel de Suiza,

"İsviçre'de havalı bir otelde kahvaltıdayım ve masadan

El lago Lemán es el lago más grande en Suiza.

- İsviçre'deki en büyük göl Cenevre Gölü'dür.
- İsviçre'nin en büyük gölü Cenevre Gölü'dür.

Suiza es un bello país que vale la pena visitar.

İsviçre ziyaret etmeye değer güzel bir ülke.

Hablando de Suiza, ¿has estado alguna vez allí en primavera?

İsviçre'den bahsetmişken, hiç ilk baharda oraya gittin mi?

- ¿Cuánto cuesta tu reloj de Suiza?
- ¿Cuánto cuesta tu reloj suizo?

Senin İsviçre saatin ne kadar?

George tiene dos primos, uno vive en Alemania y el otro en Suiza.

George'un iki kuzeni var; biri Almanya'da ve diğeri İsviçre'de yaşıyor.

Tarea de imponer su "Acto de Mediación" en Suiza, que llevó a cabo con

. Paris'te tanıştıklarında birbirlerine ısındılar; Napolyon

Se rumorea que tiene un montón de dinero escondido en una cuenta bancaria en Suiza.

Onun bir İsviçre banka hesabında gizlenmiş çok fazla parası olduğu söyleniyor.

En Suiza; y estuvo con Joubert en Italia, quien murió en sus brazos en la batalla de Novi.

; ve İtalya'da Novi Savaşı'nda kollarında ölen Joubert ile birlikteydi.

En los 90, Irlanda, Hungría, Rumanía, la República Checa, Eslovaquia, Suiza y Georgia abolieron la pena de muerte.

90'lı yıllarda; İrlanda, Macaristan, Romanya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, İsviçre ve Gürcistan'da ölüm cezası kaldırıldı.