Translation of "Separar" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Separar" in a sentence and their turkish translations:

Nadie los puede separar.

Hiç kimse onları ayıramaz.

Lo que todos harán es separar

herkesin yapacağı şey ayrı

Debemos separar la política de la religión.

Siyaseti dinden ayırmalıyız.

No hay nada que nos pueda separar.

Bizi ayrı tutacak bir şey yok.

No se puede separar la lengua y la cultura.

- Dili kültürden ayıramazsınız.
- Dil kültürden ayrılmaz.

Te mostraré cómo separar el oro de la arena.

Ben sana altını kumdan nasıl ayıracağımı göstereceğim.

La policía trató de separar las dos pandillas hostiles.

Polis, iki düşman çeteyi ayırmaya çalıştı.

- ¿No puedes diferenciar entre fantasía y realidad?
- ¿No puedes separar la fantasía de la realidad?

Rüyaları gerçekten ayıramaz mısın?

Y, aún así, puedo separar ambos extremos de los palos en un ángulo de 30 º.

ve çubukların ön uçlarını 30 derecelik bir açıyla ayırabiliyorum.

- No se puede separar la lengua y la cultura.
- El idioma y la cultura no pueden ser separados.

Dil ve kültür ayrılamaz.

- Ellos se quieren separar después de 40 años de matrimonio.
- Se quieren divorciar después de cuarenta años de matrimonio.

Kırk yıllık evliliklerinin ardından ayrılmak istiyorlar.