Examples of using "Sentado" in a sentence and their turkish translations:
- Oturmuş olarak kal!
- Oturduğun yerden kalkma!
Oturmayı tercih ederim.
Örümcek Adam orada oturuyordu.
Orada tek başıma otururken
Kayınpederim oturuyor.
Tom okurken oturdu.
Tom hâlâ oturuyor.
Oturmuş olarak kalın lütfen.
O, masada oturuyor.
O sandalyede oturuyor.
Bankta oturuyor.
O, hâlâ bankta oturuyor.
Burada oturan hiç kimse yok.
Ne kadar süredir orada oturuyorsun?
Uzun süre oturdum.
Burada Tom'la oturuyorum.
Benim sandalyemde oturuyorsun.
O oturuyordu, kitap okuyordu.
- Her şeyi sorgularım.
- Her şeyin altında bir bit yeniği ararım.
- Her şeyden şüphelenirim.
Rıhtımda otururken bir gün
Yatağının yanında oturmuş,
O çitin üzerine oturuyor.
O benim yanımda oturuyordu.
O, bir bankta oturuyordu.
Masanın üzerinde oturuyorum.
Tom bilgisayarının yanında oturuyordu.
Tom divanda oturuyor.
O masada oturuyor.
O yerde oturuyordu.
Çocuklardan hiçbiri oturmuyor.
Tom yerde oturuyordu.
O benim yanımda oturur.
Tom çitin üzerinde oturdu.
Evimde yalnız başıma oturuyorum.
O, iki saattir orada oturuyordu.
Tom kamp ateşine yakın oturuyor.
Sandalyenin üstünde bir kedi oturuyordu.
O, Mary ve Tom'un arasında oturuyordu.
Aşçı mutfakta oturuyor.
Yaşlı adam yapayalnız oturdu.
O, bekleme odasında oturuyor.
O şarkı söylerken ben burada oturacağım.
O boş bir masada oturuyor.
Ben çok küçük bir sandalyede oturuyorum.
Orada bir bankta kitap okuyarak oturan biri vardı.
Sanırım yerimde oturuyorsun.
Burada oturmuş seni düşünüyorum.
Tom sağ tarafımda oturuyor.
O, toplantı odasında oturuyor.
Tren istasyonunda oturuyorum.
Orada oturan adamı tanıyorum.
Sigara içerek oturdum.
Kolunu katlamış oturuyordu.
Ne orada öyle oturup duruyorsun? Şampanyaları döksene!
Sadece sessizce oturmalısın.
Tom Mary ile John arasında oturmuştu.
Yaşlı adam bankta oturuyordu.
- Oturun, lütfen.
- Oturmuş olarak kalın lütfen.
Onu gördüğümde kütüphanede oturuyordu.
Ben bir süre oturdum ve sonra uzaklaştım.
Tom'un Fransızca konuşabildiğini sorgusuz sualsiz kabul ettim.
Tom konferans salonunda oturuyor.
O ön koltukta oturuyor.
Yaşlı bir adam bankta oturuyordu.
Özür dilerim! Zannedersem benim yerimde oturuyorsunuz.
Yaşlı adam çocukları tarafından çevrilmiş vaziyette oturdu.
Tom, 30 dakika boyunca sessizce oturdu.
Tom bir ağacın altında oturuyordu, şarap içiyordu.
Tom otobüsün önünde oturuyordu.
Onun bizim düğünümüze geleceğine olmuş gözüyle bakıyorum.
O, bir bankta gözleri kapalı oturuyordu.
Çoğunlukla kitap okuyarak saatlerce oturur.
Tom restoranın dışında arabasında oturuyordu.
Burada oturup seninle sohbet etmekten mutluluk duyuyorum.
Tom bir kitap okurken bir ağacın altında oturuyordu.
- Tom sigara içerek karanlıkta oturuyordu.
- Tom karanlıkta oturuyordu, puro içiyordu.
Sinemada senin önünde oturan kişi kimdi?
Sanırım Arjantin Türkiye'yi yenecek.
Yaşlı bir adam karanlık bir yolda yalnız oturuyordu.
Tom saatlerdir nehir kenarında oturuyor.
Tom, orada pencerenin yanında oturan adam.
Şurada bankta oturan yaşlı adam benim dedem.
âdetim olduğu üzere birkaç içki devirmek için
Gün doğumunda alçakta duran sis gibi
Orada camın diğer tarafında otururken
Guantanamo mahkemelerinin düştüğünü ve kazandığımızı öğrenmek için
bu virüs yüzünden sıcacık evlerimizde otururken
Köşede oturan adam kimdir?
Ama o, uçakta senin yanında oturuyor muydu?
Ben ücretsiz olduğunu düşündüm.
Ağzında bir pipoyla orada oturuyordu.
Tom sobanın yanındaki taburede oturuyordu.
Bütün gün oturmak sizin için iyi değil.
Tom günde sekiz saat bilgisayarında oturur.
O zaman, Tom, Mary ve John arasında oturuyordu.
Kapıya en yakın oturan oğlanı tanıyorum.