Translation of "Romano" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Romano" in a sentence and their turkish translations:

Soy un ciudadano romano.

Ben bir Roma vatandaşıyım.

¿Qué determinó el fin del Imperio romano?

Roma İmparatorluğu'nun sonunu ne belirledi?

Fuimos al zoo y entonces vimos un baño romano y un fuerte romano en el sur de Cumbria.

Biz hayvanat bahçesine gittik ve daha sonra bir Roma hamamını ve Güney Cumbria'daki bir Roma kalesini gördük.

Aníbal inmediatamente ofreció batalla afuera El campamento romano.

Hannibal derhal Roma kampının dışında bir muharebe teklif etti.

Julio César, el gran héroe romano, fue asesinado.

- Jül Sezar, bu büyük Roma kahramanı, öldürüldü.
- Jül Sezar, bu büyük Roma kahramanı suikaste uğradı.

La escritura árabe fue reemplazada por el alfabeto romano.

Arap alfabesi, Roman alfabesiyle değiştirildi.

La derrota en Trebia infunde temor en el liderazgo romano.

Trebia'da ki yenilgi Roma'nın kalbine korku salmıştı.

El aliado romano captura tres navíos cartagineses y sus tripulaciones.

Roma'nın dostu müttefikler, 3 Kartaca gemisini mürettebatıyla birlikte esir aldı.

Ayer, vi un documental sobre la expansión del Imperio Romano.

Dün Roma İmparatorluğu'nun genişlemesi üzerine bir belgesel izledim.

El daño al prestigio romano aumenta el peligro de más desertaciones.

Roma'nın prestijinin uğradığı zarar taraf değiştirenlerde artış riski doğuruyor.

Y luego el nudo empieza a cerrarse alrededor del contingente romano.

ve Roma ordusunun hattı incelmeye başladı

El Sacro Imperio Romano Germánico se acabo en el año 1806.

Kutsal Roma İmparatorluğu 1806 yılında sona erdi.

Pero el esfuerzo principal de guerra romano es en su tierra natal.

Ancak Roma'nın asıl odak noktası kendi topraklarında.

Legionarios - permitiendo efectivamente que cada navío romano pueda pelear con dos navíos cartagineses.

Böylece bir Romalı gemi, 2 Kartaca gemisine bordalama yapabilecekti.

Tratados de neutralidad y alianzas que trajo muchas tribus ibéricas al lado romano.

sahte tarafsızlık ve müttefiklik mukaveleleri ile mümkün olmuştu.

En menos de tres horas de lucha, un ejército romano entero es virtualmente aniquilado.

Üç saatten kısa süren muharebede, koca Roma ordusu darma duman oldu.

El daño al prestigio romano persuade a muchos más galos de unirse a Hannibal.

Roma'nın prestijinde ki hasar daha fazla Galyalı kabilenin Hannibal'a katılmasına sebep oluyor.

El pretor romano decide explotar esto al rellenar sus barcos con el doble de

Romalı Praetor, her gemiye normalin 2 katı lejyoner yerleştirerek gemilerin bordalama işlevlerini arttırmaya karar verdi.

Él provocadoramente pasó el ejército romano de regreso en las montañas de los appeninos ...

Kışkırtıcı vaziyette Roma ordusunu geçerek Apenin Dağları'na geri gitti.

Con su flota resguardando su flanco, el general romano llega a estar 15kms del Ebro.

Filosu kanatlarını korurken, Romalı general Ebro'nun 15 kilometre kadar yakınına ulaşıyor.

Un recuento temprano de su rescate sostiene que un esclavo liguriano salvó al consúl romano,

Nasıl kurtarıldığıyla ilgili ilk söylenegelen, Liguryalı bir kölenin Romalı Konsülü kurtardığı.

Pero el dictador romano estacionó 4.000 legionarios en terreno más alto que bloquearía el pase

Fakat Romalı diktatör Hannibal'ın çıkmayı hedeflediği geçidi kapatacak olan 4.000 lejyoneri...

La caballeria ligera de Hannibal, tiradores y la infantería pesada galica chocan con el centro romano.

Hannibal'in hafif piyadeleri, uzak menzil birlikleri ve Galya ağır piyadeleri Roma merkezine çöküyor.

El rey siracusiano informa a sus aliados sobre esto, y el pretor romano en Sicilia reacciona prontamente.

Siraküza Kralı, Romalı müttefiklerini bu konuda uyardı ve Sicilya'daki Romalı Praetor* derhal harekete geçti. *(Eski Roma'da vatandaşlar arasındaki uyuşmazlıkları çözen yargıç ve yönetici konumunda olan yetkililere verilen isim)

Planeaba flanquear al contingente romano a través de Un pasaje muy estrecho que ahora quedaba sin vigilancia.

Artık korumasız kalan bu çok dar geçitten geçerek Roma birliğinin yanına sarkmayı planlamıştı.

Aunque 475AD es el año que muestra el "declive" del Imperio Romano, no es el año de su "caída".

Milattan sonra 475, Roma İmparatorluğu'nun "çöküşünü" gösteren yıl olmasına rağmen "yıkıldığı" tarih değildir.

Los diferentes modos de culto que prevalecieron en el mundo romano fueron todos consideraros por el pueblo como igualmente verdaderos, por el filósofo como igualmente falsos, y por el magistrado como igualmente útiles. Y así la tolerancia produjo no sólo la indulgencia mutua, sino incluso la concordia religiosa.

Roma dünyasında hüküm süren muhtelif ibadet şekillerinin tümü, insanlar tarafından mütesaviyen doğru, düşünürü tarafından yanlış, yargıcı tarafından da faydalı olarak görüldü. Ve böylelikle müsamaha yalnızca karşılıklı müsamahayı değil, aynı zamanda dinsel uyumu da ortaya koydu.