Translation of "Héroe" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "Héroe" in a sentence and their turkish translations:

- Eres mi héroe.
- Sos mi héroe.
- ¡Eres mi héroe!

- Benim kahramanımsın.
- Sen benim kahramanımsın.

Su héroe:

Kahramanları:

Soy un héroe.

Ben bir kahramanım.

Eres mi héroe.

Sen benim kahramanımsın.

Tom es un héroe.

Tom bir kahramandır.

No soy un héroe.

Ben bir kahraman değilim.

Él es un héroe.

O bir kahraman.

Tom era mi héroe.

Tom benim kahramanımdı.

Tom es mi héroe.

Tom benim kahramanım.

Le consideran un héroe.

Onun bir kahraman olduğunu düşünüyorlar.

No eres un héroe.

Sen bir kahraman değilsin.

Tom es nuestro héroe.

Tom bizim kahramanımız.

Él es mi héroe.

O benim kahramanım.

Quiero ser un héroe.

Ben bir kahraman olmak istiyorum.

Tom era nuestro héroe.

Tom bizim kahramanımızdı.

Estábamos viendo a nuestro héroe,

Kahramanımızı izliyorduk,

El héroe se volvió malvado.

Kahraman kötü adam oldu.

Cree que es un héroe.

O, onun bir kahraman olduğuna inanıyor.

Él no es un héroe.

O bir kahraman değil.

No quiero ser un héroe.

Kahraman olmak istemiyorum.

Ahora no intentes ser héroe.

Şimdi bir kahraman olmaya çalışma.

Tom murió como un héroe.

Tom bir kahraman olarak öldü.

Mi héroe favorito es Hércules.

Benim en sevdiğim kahraman Herkül.

Tom es un verdadero héroe.

Tom gerçek kahraman.

Tom se volvió un héroe.

Tom bir kahraman oldu.

Él se cree un héroe.

Kendisinin bir kahraman olduğuna inanır.

Consideraban a Tom un héroe.

Onlar, Tom'u bir kahraman olarak görüyorlardı.

A mi héroe rebelde, Muhammad Ali,

Muhammed Ali'den alıntı yaparak bitireyim,

Su victoria lo hizo un héroe.

Onun zaferi onu bir kahraman yaptı.

Él se volvió un héroe nacional.

O ulusal bir kahraman oldu.

Tom no quiere ser un héroe.

Tom kahraman olmak istemiyor.

El héroe se volvió el villano.

Kahraman kötü adam oldu.

Él es un héroe mal reconocido.

O duyulmamış bir kahraman.

Todos los niñitos necesitan un héroe.

Her küçük çocuğun bir kahramana ihtiyacı vardır.

Tom es un héroe de verdad.

Tom gerçek bir kahraman.

Roosevelt fue un héroe de guerra.

Roosevelt bir savaş kahramanı idi.

La victoria le convirtió en un héroe.

Zafer onu kahraman yaptı.

Ellos lo veneraban como a un héroe.

Onlar ona bir kahraman olarak tapıyorlardı.

El héroe murió al final del libro.

Kahraman, kitabın sonunda öldü.

Lo llamamos "héroe", pero él nos traicionó.

Biz ona bir "kahraman" dedik ama o bize ihanet etti.

Para el público, él era un héroe.

Halka göre, o bir kahramandı.

Entonces has emprendido el verdadero viaje del héroe.

gerçek bir kahraman seyahatine çıkmışsınız demektir.

Pero el héroe se rebelará contra este desorden,

Ama kahraman bu kargaşaya karşı koyacak,

La obra termina con la muerte del héroe.

Oyun, kahramanın ölümüyle sonuçlanıyor.

El héroe por fin derrotó al científico malvado.

Kahraman nihayetinde kötü bilim adamını yendi.

Aquiles era un héroe de la antigua Grecia.

Achilles antik bir Yunan kahramanıydı.

Es un héroe enmascarado; podemos confiar en él.

O maskeli bir kahraman; ona güvenebiliriz.

La nación entera lamentó la muerte del héroe.

Bütün millet kahramanın ölümüne yas tuttu.

Julio César, el gran héroe romano, fue asesinado.

- Jül Sezar, bu büyük Roma kahramanı, öldürüldü.
- Jül Sezar, bu büyük Roma kahramanı suikaste uğradı.

Alguien que ha vivido el viaje del héroe mítico,

efsanevi kahramanın yolculuğunu yaşamış olan biri,

Ney era más que un héroe para el ejército.

Ney, ordu için bir kahramandan daha fazlasıydı.

En esta historia, el héroe también es el villano.

Bu hikayede kahraman da kötü adam.

Él fue el héroe militar de la Guerra Civil.

İç savaşın askeri kahramanıydı.

Clark Kent es el héroe de las historias de Supermán.

Clark Kent Süpermen hikayelerinin kahramanıdır.

- No siempre se puede ser héroe, pero siempre se puede ser hombre.
- Un hombre no siempre puede ser un héroe, pero siempre puede ser un hombre.

Bir adam her zaman kahraman olamaz, ama her zaman adam olabilir.

A pesar del acoso del tirano, el héroe prosiguió valientemente la pelea.

Zalim hükümdarın zulmüne rağmen, kahraman cesurca mücadeleye devam etti.

¿Qué clase de persona puede admirar y llamar "héroe" a un genocida?

Ne tür bir insan soykırıma hayranlık duyar ve ona bir kahraman der?

Uds. ya saben que esto existe porque el héroe suele ir de blanco,

Ayrıca, bunun varolduğunu biliyorsun zira kahramanı beyaza,

Pero cuando se suponía que era un asesino, fue recibido como un héroe

fakat katil olduğu zannedilince kahraman gibi karşılandı

Cuando Napoleón lo apeló directamente como héroe de Borodino, Ney tomó la fatídica

Napolyon ona Borodino'nun kahramanı olarak direk başvurduğunda Ney, kaderini bir

Es imposible ser siempre un héroe, pero siempre puedes seguir siendo un hombre.

Her zaman bir kahraman olmak imkansızdır ama her zaman bir erkek kalabilirsin.

Él fue visto como un héroe por salvar la vida de su amigo.

O, arkadaşının hayatını kurtardığı için bir kahraman olarak kabul edildi.

A su regreso a París, Soult recibió la bienvenida de un héroe de Napoleón.

Soult, Paris'e döndüğünde Napolyon'dan bir kahramanı karşıladı.

Fue recibido en casa como un héroe, pero el presidente John F. Kennedy sabía que si Estados Unidos

Evde bir kahraman olarak karşılandı, ancak Başkan John F Kennedy, Birleşik Devletler'in

Solía ver harto este animé cuando era niño, pero no recuerdo bien qué le pasaba al héroe en el último capítulo.

Bir çocukken bu animeyi çok izlerdim fakat son bölümde kahramana ne olduğunu tam olarak hatırlayamıyorum.