Translation of "Prometido" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "Prometido" in a sentence and their turkish translations:

Estoy prometido a ella.

Onunla nişanlıyım.

Lo prometido es deuda.

Bir söz bir borçtur.

¿Tom ha prometido ayudarnos?

Tom bize yardım etmeye söz verdi mi?

Tom está prometido con Ruth.

Tom, Ruth ile nişanlı.

No recuerdo haberte prometido eso.

Bunu söz verdiğimi hatırlamıyorum.

- Lo prometí.
- Lo he prometido.

Söz verdim.

- Él hizo lo que había prometido hacer.
- Él hizo lo que había prometido.

O, yapacağını söylediği gibi yaptı.

Tom no nos ha prometido nada.

Tom bize bir şey sözü vermedi.

Tom ya ha prometido hacer eso.

Tom zaten bunu yapmaya söz verdi.

Él hizo lo que había prometido hacer.

O yapmaya söz verdiği şeyi yaptı.

No es bueno no cumplir lo prometido.

Sözünü tutmaman iyi değil.

El Sr. Darcy está prometido con mi hija.

Bay Darcy kızımla nişanlı.

En cuanto venga pagaré el dinero que he prometido.

O geldiğinde söz verdiğim parayı ödeyeceğim.

Sam ha prometido pagar el dinero a final de mes.

Sam ayın sonunda parayı ödemek için söz verdi.

Ella se olvidó de que le había prometido llamarle anoche.

O, dün gece onu aramak için söz verdiğini unuttu.

Aunque Tom había prometido pagar, le encasquetó a Mary la cuenta.

Tom ödemek için söz vermesine rağmen, Mary'yi faturayla sıkıştırdı.

- Ella habla con su novio a menudo.
- Habla seguido con su prometido.

Nişanlısıyla sık sık konuşur.

- El hombre con quien contraerá matrimonio es astronauta.
- Su prometido es astronauta.

Onun evlendiği adam bir astronot.

Kate siempre presume del gran anillo de diamantes que le dio su prometido.

Kate her zaman nişanlısından aldığı büyük elmas yüzükle hava atar.

Se rehuso a darle el control de Aleppo a Baibars como había prometido, temiendo el poder y la ambición

Çünkü önceki Sultan Halepi,Baybarsa vereceği sözünü tutmayıp ondan korktuğu için hırsından sakınmıştır.

- Tom pidió perdón por no llevar a cabo lo prometido.
- Tom se disculpó por no cumplir sus promesas.
- Tom se disculpó por incumplir lo acordado.

Tom yapacağına söz verdiği şeyi yapmadığı için özür diledi.