Examples of using "Posee" in a sentence and their turkish translations:
O, bu toprağın sahibidir.
Kimse ayın sahibi değil.
O birçok araziye sahip.
Onun bir sürü değerli kitapları var.
Onun çok sayıda değerli tabloları var.
Tom telepatik yeteneği olduğunu söylüyor.
Merkür çok ince bir atmosfere sahiptir.
Onun mektuplarımı hâlâ sakladığını düşünüyor musun?
Her şeye sahip olan biri her şeyi kaybedebilir.
Çevremizdeki çok sayıda insanın silahı var.
- Tom'un kaç tane atı var?
- Tom'un kaç atı var?
Bütün büyük yazarların kendi kişisel tarzları vardır.
O kitabı yazan kişi hem mizah hem de ince espriye sahiptir, değil mi?
Dük bir sürü arazi tutuyor.
Bazı insanlar hükümetin oldukça çok fazla gücünün olduğunu düşünüyor.
Ülkeniz nükleer silahlara sahip mi.
Silahı olan tanıdığım tek kişisin.
Bir aslan sahip olduğu tüm harika yırtıcı becerilerine rağmen
Tom'un bir banka hesabı yok.
O, sahip olduğu sayısız evleriyle, zengin olmuş gibi görünüyor.
Detroit dünyada silah şiddetinin en yüksek seviyelerinden birine sahiptir.
Mutluluğun en büyük sırlarından biri isteklerini azaltmak ve önceden sahip olduklarını sevmektir.