Translation of "Paseo" in Turkish

0.012 sec.

Examples of using "Paseo" in a sentence and their turkish translations:

Salimos de paseo.

Biz bir yürüyüşe çıktık.

¿Damos un paseo?

Bizimle birlikte bir yürüyüşe ne dersin?

- ¿Podemos acompañarte en tu paseo?
- ¿Podemos acompañaros en vuestro paseo?

Yürüyüşünüzde size eşlik edebilir miyiz?

¿Quieres dar un paseo?

Biraz temiz hava almak istemez misiniz?

Paseo todas las mañanas.

Her sabah yürüyüşe çıkarım.

Estaba dando un paseo.

Ben yürüyüş yapıyordum.

¿Va usted de paseo?

Yürüyüşe gidiyor musun?

Le dí un paseo.

Onu arabayla götürdüm.

¿Nos vamos de paseo?

Yürüyüşe mi gidiyoruz?

¿Queréis ir de paseo?

Yürüyüş gitmek ister misiniz?

- ¿Te apetece salir a dar un paseo?
- ¿Os apetece salir a dar un paseo?
- ¿Le apetece salir a dar un paseo?
- ¿Les apetece salir a dar un paseo?

Yürüyüş için dışarı çıkmayı canın istiyor mu?

¿Te apetece dar un paseo?

Kısa bir yürüyüş yapmak için dışarı çıkmaya ne dersin?

¿Vamos a dar un paseo?

Yürüyüşe çıkalım mı?

Vámonos a dar un paseo.

Yürüyüşe gidelim.

¿Qué tal estuvo tu paseo?

Yürüyüşünüz nasıldı?

¿Vas a dar un paseo?

Gezecek misin?

¿Podrías acompañarme para un paseo?

Bir yürüyüş için bana katılır mısın?

Él está dando un paseo.

O bir yürüyüş yapıyor.

¿Te gustaría dar un paseo?

Yürüyüş gitmek ister misiniz?

Ella salió a dar un paseo.

Yürüyüşe çıktı.

Dio un paseo por el lago.

O, gölün etrafında gezindi.

Tengo ganas de dar un paseo.

Canım yürüyüş yapmak istiyor.

Dimos un paseo en el parque.

Parkta bir yürüyüş yaptık.

Me voy a dar un paseo.

- Yürüyüşe gidiyorum.
- Yürüyüşe çıkıyorum.

Vamos de paseo a la montaña.

Dağlara yürüyüşe gidelim.

Demos un paseo por el parque.

Parkta bir yürüyüş yapalım.

¿Puedo irme a dar un paseo?

Yürüyüşe gidebilir miyim?

¿Qué te parece dar un paseo?

- Yürüyüş yapmaya ne dersin?
- Yürüyüşe çıkmaya ne dersin?

Ahora no quiero dar un paseo.

Şu anda yürümek istemiyorum.

Fui a dar un largo paseo.

Ben uzun bir yürüyüşe çıktım.

Daré un paseo con mi perro.

Köpeğimle yürüyüşe çıkıyorum.

Sólo voy a dar un paseo.

Ben sadece yürüyüşe gidiyorum.

Tom cada tarde da un paseo.

Tom her öğleden sonra yürüyüşe gider.

- Paseo todos los días, excepto cuando llueve.
- Doy un paseo todos los días, excepto cuando llueve.

Yağmur yağdığı zaman hariç her gün yürürüm.

Tama a veces da un paseo solo.

Tama bazen kendi başına yürüyüşe çıkar.

Voy a dar un paseo. ¿Puedo ir?

Yürüyüşe çıkacağım.Gidebilir miyim?

Tom dio un paseo en el parque.

Tom parkta bir yürüyüş yaptı.

Paseo en el parque con mis hijos.

Çocuklarımla parkta yürüyorum.

Paseo todos los días, excepto cuando llueve.

Yağmur yağdığı zamanlar dışında her gün yürüyüşe çıkıyorum.

Nos dimos un paseo por el bosque.

Ormanda yürüyüşe gittik.

Él dio un paseo antes del desayuno.

O, kahvaltıdan önce bir yürüyüşe çıktı.

Fui al parque a darme un paseo.

Parkta bir yürüyüşe gittim.

- Di una vuelta.
- Yo di un paseo.

Ben bir yürüyüş yaptım.

Me entró hambre tras un largo paseo.

Uzun bir yürüyüşten sonra aç hissederim.

John dio un paseo junto al río.

John nehir boyunca bir yürüyüş yaptı.

Puedes ir de paseo en las colinas.

Yürüyüş için tepelere gidebilirsin.

Ella tenía ganas de tomar un paseo.

Onun canı yürüyüşe çıkmak istedi.

Solía dar un paseo todas las mañanas.

Her sabah yürüyüş yapardım.

Tengo ganas de dar un paseo ahora.

Canım şimdi yürüyüş yapmak istiyor.

Ella no iría de paseo con él.

O, onunla birlikte yürüyüşe gitmezdi.

- Tiene la costumbre de dar un paseo cada mañana.
- Tiene como norma dar un paseo cada mañana.

- O her sabah yürümeyi kural olarak benimsemiştir.
- O, her sabah bir yürüyüşü kural olarak benimsemiştir.

Un paseo corto te llevará hasta la estación.

Kısa bir yürüyüş seni istasyona getirir.

La lluvia nos ha impedido dar un paseo.

Yağmur yürüyüş yapmamızı engelledi.

Salió a dar un paseo con su perro.

Köpeği ile yürüyüşe çıktı.

Fui a dar un paseo para intentar calmarme.

Ayılmaya çalışmak için yürüyüşe gittim.

Después del desayuno salimos a dar un paseo.

Kahvaltıdan sonra yürüyüş için dışarı çıktık.

Mi papá da un paseo todos los días.

Babam her gün yürüyüşe çıkıyor.

Fuimos a dar un paseo en el bosque.

- Ormanda yürüyüşe çıktık.
- Ormanda yürüyüşe gittik.

Dijo que daba un paseo todos los días.

O, her gün yürüyüş yaptığını söyledi.

Yo solía dar un paseo antes del desayuno.

- Eskiden kahvaltıdan önce yürüyüş yapardım.
- Kahvaltıdan önce yürüyüş yapardım.

Ahora no tengo ganas de dar un paseo.

Canım şimdi yürümek istemiyor

Tom realizó un estimulante paseo alrededor del lago.

Tom gölün etrafında neşelendirici bir yürüyüş yaptı.

Vamos de paseo en cuanto deje de llover.

- Yağmur dinince yürüyüş yapalım.
- Yağmur durduktan sonra yürüyüşe çıkalım.

También había un paseo en bicicleta en esos días

o günlerde bir de bisiklete binmek vardı

Salió a dar un paseo, con su perro siguiéndole.

O, arkasında izleyen köpeği ile yürüyüşe çıktı.

Después de la cena salimos a dar un paseo.

Akşam yemeğinden sonra yürüyüş için dışarı çıktık.

Pensé que Tom daría un paseo antes de cenar.

Tom'un akşam yemeğinden önce yürüyüşe çıkacağını düşündüm.

¿Qué tal si damos un paseo después del almuerzo?

Öğle yemeğinden sonra yürüyüşe çıkmaya ne dersin?

Todas las mañanas se va a dar un paseo.

Her sabah yürüyüşe gitmek için evden ayrılır.

- Pasea todos los días.
- Da un paseo cada día.

Her gün yürüyüşe çıkın.

Si mañana hace bueno, iré a dar un paseo.

Yarın hava güzel olursa yürüyüşe gideceğim.

Estella y yo nos vamos a dar un paseo.

Estella ve ben bir yürüyüşe gidiyoruz.

Doy un paseo a las seis de la mañana.

Sabah altıda yürüyüş yaparım.

Cada mañana a él le gusta dar un paseo.

Her sabah yürüyüşe giderdi.

¿Qué te parece dar un paseo después de cenar?

Akşam yemeğinden sonra bir yürüyüş için dışarı çıkmaya ne dersin?

Tom sintió ganas de salir a dar un paseo.

Tom'un canı yürüyüş için dışarı çıkmak istedi.

Después de cenar doy un paseo por la playa.

Akşam yemeğinden sonra, sahilde bir yürüyüş yaparım.

Y los llevo en un paseo auditivo por el universo,

onları evrenimizin işitsel turuna çıkarıyorum,

Ella se acostumbró a dar un paseo antes de cenar.

O, akşam yemeğinden önce yürüyüş yapmayı bir alışkanlık edindi.

La tormenta me impidió el salir a dar un paseo.

Fırtına yürüyüş için dışarı çıkmamı engelledi.

¿Qué te parece ir a dar un paseo al parque?

Parkta bir yürüyüş yapmaya ne dersiniz?

- A mi abuelo le gusta dar un paseo por la mañana temprano.
- A mi abuelo le gusta dar un paseo por la mañana.

Büyükbabam sabah erkenden yürüyüş yapmayı sever.

Voy a ir a dar un paseo para despejar mi cabeza.

Sadece kafamı dağıtmak için yürüyüşe çıkacağım.

Mi padre tiene por norma dar un paseo todas las mañanas.

Babam her sabah yürümeyi bir kural haline getirdi

Después de acabar los deberes, se fue a dar un paseo.

O, ev ödevini bitirdikten sonra yürüyüş için dışarı çıktı.

Tom da un paseo con Mary y su perro cada día.

Tom her gün Mary ve onun köpeğiyle birlikte yürüyüşe çıkar.

- Estoy paseando por un parque.
- Estoy dando un paseo en un parque.

- Ben bir parkta yürüyüş yapıyorum.
- Parkta yürüyüş yapıyorum.

- Salgamos un rato a dar la vuelta.
- Vamos a dar un paseo.

Yürüyüş yapmak için bir süre dışarı çıkalım.

- Ella se fue a dar un paseo.
- Se fue a dar una vuelta.

O bir yürüyüşe gitti.

Tom salió a dar un paseo como lo hace siempre en la tarde.

Her zaman öğleden sonra yaptığı gibi Tom bir yürüyüş için dışarı gitti.

Esta mañana dimos un paseo muy agradable por esta parte de la sierra.

Bu sabah dağın bu bölümü etrafında hoş bir gezintiye gittik.

Hace un buen día, ¿no crees? ¿Por qué no salimos a dar un paseo?

Güzel bir gün, değil mi? Neden bir yürüyüş için dışarı çıkmıyoruz?

- El bulevar discurre paralelo a la costa.
- El paseo está paralelo a la costa.

Mesire yeri kıyıya paraleldir.

Hoy, en lugar de limpiar la casa, creo que voy a dar un paseo.

Bugün evi temizleme yerine, sanırım yürüyüşe çıkacağım.

Tom y Mary fueron a dar un paseo a pesar de que estaba lloviendo.

Tom ve Mary yağmur yağmasına rağmen yürüyüşe çıktı.

- Todos los días me paseo por el bosque.
- Todos los días camino por el bosque.

Her gün ormanda yürürüm.