Examples of using "Mañanas" in a sentence and their turkish translations:
Her sabah yürüyüşe çıkarım.
- Her sabah kahvaltı yaparım.
- Ben her sabah kahvaltı yaparım.
Sabahleyin koşarım.
Ben burada her sabah yüzerim.
Her sabah makyaj yapar.
Her sabah alışverişe çıkarım.
Her sabah horoz öter.
Tom her sabah düşünüp taşınırdı.
Her sabah tıraş olur musunuz?
Her sabah gazete okurum.
Her sabah postacı mektupları dağıtır.
Her sabah yedide kahvaltı yaparım.
- Yazın her sabah banyo yaparım.
- Yazın her sabah banyo alırım.
O her sabah koşmaya gider.
Annem her sabah ekmek pişirir.
- O, her sabah gazete okur.
- Her sabah gazete okur.
- Her sabah o gazete okur.
Carol, her sabah erken kalkar.
Her sabah yürüyüş yapardım.
Her sabah koşarak formda kalıyorum.
O, her sabah göle yüzmeye gitti.
Büyük kız kardeşim her sabah duş alır.
Tom her sabah altıda kahvaltı yer.
Tom her sabah 8'de kalkar.
O her sabah bir bardak su içer.
Babam her sabah bir fincan kahve içer.
Her sabah saat yedide kalkarım.
Tom neredeyse her sabah erken uyanır.
Babam her sabah koşuya gider.
Her sabah kahvaltıdan önce koşarız.
O, her sabah parkta yürüdüğünü söyledi.
Her sabah saat altıda kalkarım.
Kız kardeşim Susan her sabah erkenden kalkar.
Sabahları gazete okuyacak zamanın oluyor mu?
Her sabah kahvaltı yaparım.
O her sabah elektrikli tıraş makinesi ile tıraş olur.
Her sabah yürüyüşe gitmek için evden ayrılır.
Şu andan itibaren sabahleyin çalışalım.
Her sabah kendi kahve çekirdeklerimi ben öğütürüm.
Sabahları her zaman ofiste değildir.
O her sabah elektrikli tıraş makinesi ile tıraş olur.
- Her sabah tıraş olurum.
- Ben her sabah tıraş olurum.
Tom her sabah kahvaltıdan önce duş alır.
Sabahları her zaman yedi civarında uyanırım.
Soğuk sabahlarda arabanın yola çıkması zor.
Sabahleyin tostuma bal sürmeyi severim.
Sabahları duş alma alışkanlığım var.
Annem her sabah altıda kalkar.
Kilise çanını her sabah duyabiliriz.
Soğuk sabahlarda yataktan çıkmak zordur.
Her sabah saat 6'da Central Park'ta çalışırım.
- Trafik burada ağırdır, özellikle sabahları.
- Trafik burada özellikle sabahları ağırdır,
- Trafik burada yoğundur özellikle sabahları.
Hava durumunu her sabah gazetede okurum.
Keşke metro her sabah çok kalabalık olmasa.
Sabahları her zaman bir fincan kahve içerim.
Her sabah sekizde okula giderim.
O, her sabah dişlerini fırçaladığını söylüyor.
O her sabah duş aldığını söyledi.
Babam her sabah yürümeyi bir kural haline getirdi
- O her sabah banyo yapar.
- O, her sabah banyo yapar.
Her sabah parka gider.
Tom ve Mary neredeyse her gün beraber okula yürüyerek giderler.
O günlerde her sabah altıda kalkardım.
Güneş her sabah pencereden gülümsedi.
Ona her sabah saat yedide kalktığımı söyledim.
Bir zamanlar, her sabah koşardım.
- Her sabah alışverişe çıkarım.
- Her sabah alışverişe giderim.
Her sabah yüzümü yıkarım.
Ben lisedeyken, her sabah 6'da uyandım.
- Kedimi her sabah ve her gece besliyorum.
- Kedimi her sabah ve gece besliyorum.
- Kedime her sabah ve her gece mama veriyorum.
Kız kardeşim her sabah duş alır.
O her sabah annesinin mutfakta kahvaltı hazırlamasına yardım eder.
Geçmişte lisede, her sabah altıda kalkardım.
- Ben kedimi her sabah ve her akşam beslerim.
- Kedimi her sabah ve her gece besliyorum.
Ken her sabah kendi yatağını yapar.
- Sabah erken kalkmak sağlığın için faydalıdır.
- Sabah erken kalkmak sağlığınız için faydalıdır.
Büyükbabam her sabah ölçülü egzersiz yapar, güçlü ve sağlıklı olmasının nedeni budur.
O her sabah banyo yapar.
Bay Smith her sabah yürümeyi bir kural olarak benimsiyor.