Translation of "Otras" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Otras" in a sentence and their turkish translations:

Otras tierras, otras costumbres.

Başka topraklar, başka alışkanlıklar.

En otras palabras,

Diğer bir deyişle,

U otras discapacidades

nörolojik hastalıkları olanlar

¿Hay otras opciones?

Başka seçenekler de var mı?

Tenemos otras alternativas.

- Bizim başka seçeneklerimiz var.
- Başka seçeneklerimiz var.

Interesan otras cuestiones

diğer şeyler daha önemlidir,

- ¿Dónde están las otras chicas?
- ¿Dónde están las otras muchachas?
- ¿Dónde están las otras niñas?

Diğer kızlar neredeler?

- Puedes invitar a otras personas.
- Pueden invitar a otras personas.

Başka insanları davet edebilirsin.

Y algunas otras instituciones,

ve bazı diğer kuruluşlarla,

Pero hubo otras razones,

Elbette başka sebepler de vardı

En otras palabras: Uds.

Yani bir başka deyişle, siz.

Ellas aceptan otras opiniones.

Onlar başka görüşleri kabul ederler.

¿Qué otras opciones tengo?

Başka hangi seçeneklerim var?

Caminamos otras cien yardas.

Biz yüz yarda daha yürüdük.

Tomás tiene otras ideas.

Tom'un başka fikirleri var.

Pero además, apagaban otras emociones.

Fakat diğer duyguları da uyuşturuyordu.

Así pues, en otras palabras,

Kısaca,diğer bir deyişle,

Mientras que otras son agredidas.

her zaman adaleti sağlamıyor.

Y muy diferente otras veces.

farklı davranabilirsiniz.

Sin embargo, para otras personas,

Yine de bazı insanlara göre

De Targoviste, y otras ciudades.

genişleterek pekiştirdi.

Volveré en otras dos semanas.

İki hafta sonra dönerim.

Traducimos frases a otras lenguas.

Biz, cümleleri başka dillere tercüme ediyoruz.

Me encanta aprender otras lenguas.

Diğer dilleri öğrenmeyi severim.

Tendremos que buscar otras opciones.

Biz başka seçenekler aramalıyız.

Tenemos otras cosas que hacer.

Yapacak başka şeylerimiz var.

- Todavía tengo otras cosas que hacer.
- Todavía tengo otras cosas de las que encargarme.
- Todavía tengo otras cosas de las que ocuparme.

Yapmam gereken şeyler var.

En primer lugar: busquen otras opiniones.

İlki aktif olarak farklı bakış açıları aramaktır.

¿Se transfiere eso a otras áreas?

Başka alanlara da transfer edilmeli mi?

Y alrededor de otras 135 cosas.

ve yaklaşık 135 diğer şeyi.

Bill nunca discute con otras personas.

Bill diğer insanlarla asla tartışmaz.

Otras empresas presentarán sus propuestas también.

Diğer şirketler de tekliflerini sunacaklar.

En otras palabras, eres un idiota.

Başka bir deyişle, sen bir aptalsın.

En otras palabras, es un perezoso.

Diğer bir deyişle, o tembel bir insandır.

En otras palabras, él es flojo.

Başka bir deyişle, o tembel.

En otras palabras, nos ha traicionado.

Bir başka deyişle, o bize ihanet etti.

Con gusto hablaría con otras mamás.

Diğer annelerle hevesle konuşacağım.

Hay que encontrar otras cosas, otros caminos.

Başka şeyler, başka yollar bulmalıyız.

Que producen residuos que son otras rocas.

bu onların atık ürünü olan diğer kayaları oluşturur.

Y no es simplemente escuchar otras opiniones,

Ve sadece farklı bir görüş duymayın,

Y otras son para trabajar en sociedad.

bazılarınıysa bir toplum olarak kullanmalıyız.

Puede que no se acerquen otras civetas,

Bu, başka misk kedilerini uzak tutabilir...

¿Quién sabe qué otras sorpresas se esconden

Kim bilir daha ne sürprizler saklı...

otras hormigas continúan trepando por este puente

diğer karıncalar bu köprünün üzerinden devam ederek tırmanıyor

Como fotos, videos y otras evidencias concretas,

kanıtlar gibi doğrulanabilir kanıtlarla denetlemek.

¡El respeto por otras religiones es cero!

diğer dinlere saygısı sıfır!

Eso me libera de cualesquiera otras responsabilidades.

O, beni daha fazla sorumluluktan kurtarıyor.

Me quedan otras dos cartas por escribir.

Yazacak iki mektubum daha var.

Ella no puede comprender a otras personas.

O başka insanları anlayamaz.

Algunas personas creen en Dios; otras, no.

Bazıları tanrıya inanır, bazıları inanmaz.

Necesito estar aquí por otras cuatro horas.

- Üç saat daha burada olmam gerekiyor.
- Üç saat daha burada olmalıyım.

Esta tarea tiene prioridad sobre las otras.

Bu görev bütün diğerlerinin üzerinde bir önceliğe sahiptir.

Algunas personas son más agradables que otras.

Bazı insanlar diğerlerinden daha naziktir.

Murallas y otras cosas una encima de otra

dikilerek yapay bir tümsek yapıldığını söyledim.

En otras palabras, buscaban personas que intervienen teléfonos.

Başka bir deyişle, bunlar kiralık bir tür gizli dinleyicilerdi.

Donde cada especie depende de otras para sobrevivir.

diğerlerine bağımlı olduğu sonsuz ağın büyüsüne hayranım.

Parecen ser más graves que en otras épocas.

kötü hissettiren bu ana ne katkı sağladı?

Ni tampoco para los que tienen otras ideas.

farklı fikirlere sahip insanlar için de.

Todas las otras ideas tenían fallas aún mayores.

Diğer tüm fikirler, daha büyük kusurlara sahiplerdi.

Se vinculan a corrientes oceánicas y otras características.

okyanus akıntıları ve diğer özelliklerle bağlantılı olduğunu görüyoruz.

Pero el leopardo, claramente asustado, tenía otras ideas.

Ancak paniklediği belli olan parsın başka düşünceleri var.

Le dije a Kantabai y a otras mujeres

Kantabai ve diğer kadınlara, kadınlarımız

En otras palabras, también podemos decir sabiduría divina.

diğer bir deyişle ilahi bilgelik de diyebiliriz

otras personas para proteger de los espíritus malignos

kötü ruhlardan korumak için diğer insanlar

Todas las chicas se ayudaron unas a otras.

Bütün kızlar birbirlerine yardım ettiler.

En otras dos semanas podrás salir del hospital.

Bundan iki hafta sonra hastaneden çıkabileceksin.

Ninguna nación puede existir completamente aislada de otras.

Hiçbir ulus diğerlerinden tamamen ayrılmış olamaz.

A veces, mi novio flirtea con otras chicas.

Benim erkek arkadaşım bazen diğer kızlarla flört eder.

- Todavía quedan más opciones.
- Todavía quedan otras opciones.

Diğer seçenekler kalır.

¿Hay otras cosas que queráis saber de mí?

Benimle ilgili bilmek istediğiniz başka şeyler var mı?

- Tengo muchas flores. Algunas son rojas y otras son amarillas.
- Tengo muchas flores. Algunas son rojas y otras amarillas.

Bir sürü çiçeğim var. Bazıları kırmızı ve bazıları da sarı.

- Algunas flores florecen en primavera y otras en otoño.
- Algunas flores florecen en primavera y otras florecen en otoño.

Bazı çiçekler Baharda, bazıları sonbaharda açarlar.

Y otras veces escondemos la cabeza en la arena.

Diğer durumlardaysa, sadece kafamızı kuma gömeriz.

La soledad nos lleva a conectarnos con otras personas.

Yalnızlık bizi diğer insanlarla iletişime geçmeye iter,

Es sentir que me puedo conectar con otras personas

diğer insanlarla bağlantı kurabilmem ve belki onları daha az

Otras son menos obvias, hasta que pensamos en ellas.

Bunları düşünene kadar bazıları daha az açık.

Y las otras tres semanas, recompensamos a los estudiantes.

ve diğer üç haftada öğrencileri ödüllendiriyoruz.

Es una estrella similar a millones de otras estrellas.

Diğer milyonlarca yıldızdan sadece bir tanesi.

La gente me ve siendo respetuosa con otras personas

İnsanlar diğerlerine saygılı olduğunu gördüğünde,

El virus en otras criaturas restringe desde el espacio

diğer canlılardaki virüs kısıtla alandan kaynaklı

La diferencia de Da Vinci de otras personas era

Da Vinci'nin diğer insanlardan farkı şuydu

Algunas personas fueron en bus, y otras en tren.

Birkaç kişi otobüsle gitti, diğerleri trenle.

Algunas personas son buenas hablando y otras, buenas escuchando.

Bazı insanlar iyi konuşmacıdır ve diğerleri iyi dinleyicidir.

La misma cosa podría decirse de muchas otras personas.

Aynı şey pek çok başka insanlar hakkında söylenebilirdi.

Estamos reuniendo frases y sus traducciones en otras lenguas.

Cümleleri ve bunların diğer dillere çevrilerini derliyoruz.

Algunas flores florecen en primavera y otras en otoño.

Bazı çiçekler ilkbaharda ve diğerleri sonbaharda açarlar.

Esta flor es amarilla y las otras son azules.

Bu çiçek sarı ve diğerleri mavi.

Odio que otras personas me hagan esperar mucho tiempo.

Diğer insanlar beni uzun süre beklettiğinde nefret ederim.

No deberías interferir en los asuntos de otras personas.

- Başka insanların işine karışmamalısın.
- Başka insanların işlerine karışmamalısınız.

Me enojo cuando mi novio habla con otras chicas.

Erkek arkadaşım başka kızlarla konuştuğu zaman sinirleniyorum.

En otras palabras, no me gusta trabajar con él.

Başka bir deyişle, onunla çalışmayı sevmiyorum.

Ella no quería que él saliera con otras mujeres.

Onun başka kadınlarla çıkmasını istemedi.

Tenemos otras cosas de las que tenemos que hablar.

Konuşmamız gereken başka şeylerimiz var.

Otros tienen otras aficiones, como coleccionar sellos o hacer amigos.

Bazı insanların pul biriktirmek ya da arkadaşlık gibi başka hobileri var.