Examples of using "Costumbres" in a sentence and their turkish translations:
Tuhaf alışkanlıkları var.
Başka topraklar, başka alışkanlıklar.
Yerel geleneklere saygı duymak zorundayız.
Böylesine kötü bir geleneği ortadan kaldırmalıyız.
Yerel törelere alışmalısın.
Kolombiya'da Katolik gelenekleri hakimdir.
Eski gümrükler giderek yok oluyor.
Benim ülkemdeki gelenekler farklıdır.
İnsan, alışkanlıklarının kölesidir.
Sosyal gelenekler ülkeden ülkeye değişir.
Onun alışkanlıkları hangileridir?
Bu kötü gelenekleri kaldırmalıyız.
Bu ülkenin geleneklerine aşina değilim.
Bu eski gelenekler nesilden nesile devredilmiştir.
Fakat daha kırsal bölgelerde yine eski Türk adetleri devam ediyor
Toplumsal düzen doğadan gelmez. Gelenekler üzerine kurulmuştur.
Hakkımda şunu bilmeni isterim ki ben rutinimi pek bozmayan biriyimdir.
Yurt dışında eğitim görerek, öğrenciler diğer görgü ve gelenekler ile temas kurabilirler.
Dil tarihi, gelenekleri ve onu konuşan insanların ruhunu yansıtır.
- Tom bir alışkanlık yaratığıtır.
- Tom alışkanlıklarına bağlı biri.
- Tom rutin takılan biri.
Paris sendromu bir tür kültür şokudur. Şehrin moda merkezi imgesine kapılıp Paris'te yaşamaya başlayan, sonrasında yerel adetlere ve kültüre iyi uyum sağlayamayıp, zihinsel dengesini yitiren ve depresyona yakın belirtiler gösteren yabancıları tanımlamak için kullanılan psikiyatrik bir terimdir.