Translation of "Ocultar" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Ocultar" in a sentence and their turkish translations:

Intentó ocultar sus sentimientos.

Duygularını gizlemeye çalıştı.

Intentaba ocultar su vergüenza.

O, utancını saklamaya çalıştı.

Intenté ocultar mi decepción.

Hayal kırıklığımı gizlemeye çalıştım.

No puedo ocultar mis sentimientos.

Duygularımı gizleyemiyorum.

Estaba intentando ocultar mis arrugas.

Kırışıklarımı gizlemeye çalışıyordum.

Ella intentó ocultar sus lágrimas.

Gözyaşlarını gizlemeye çalıştı.

No tengo nada que ocultar.

Saklayacak bir şeyim yok.

No te lo puedo ocultar.

Bunu senden gizleyemem.

No tenemos nada que ocultar.

- Gizleyecek.bir şeyimiz yok.
- Saklayacak bir şeyimiz yok.

No tenía nada que ocultar.

- Gizleyecek bir şeyim yoktu.
- Saklayacak bir şeyim yoktu.

Tom intentó ocultar su nerviosismo.

Tom asabiyetini saklamaya çalıştı.

Ellos intentaron ocultar su xenofobia.

Onlar yabancı düşmanlıklarını saklamaya çalıştılar.

Mary no tiene nada que ocultar.

Mary'nin gizleyecek bir şey yok.

Tom no pudo ocultar su decepción.

Tom hayal kırıklığını gizleyemedi.

Ella trató de ocultar su enfado.

Öfkesini gizlemeye çalıştı.

No tienes que ocultar tus sentimientos.

Duygularını gizlemek zorunda değilsin.

He comenzado a ocultar mis llamadas.

Aramalarımı taramaya başladım.

Tom trató de ocultar su adicción.

Tom bağımlılığını gizlemeye çalıştı.

Tomás no pudo ocultar su reacción.

Tom tepkisini gizleyemedi.

El criminal tuvo que ocultar su identidad.

Suçlu kimliğini gizlemek zorunda kaldı.

Todo el mundo tiene algo que ocultar.

Herkesin saklayacak bir şeyi var.

No puedo ocultar mis sentimientos por ti.

Sana olan duygularımı saklayamam.

Tom no puede ocultar más la verdad.

Tom artık gerçeği saklayamaz.

- ¿Qué estás intentando ocultar?
- ¿Qué intentáis ocultar?
- ¿Qué intenta esconder?
- ¿Qué está intentando esconder?
- ¿Qué estáis intentando esconder?
- ¿Qué están intentando esconder?
- ¿Qué intentan esconder?
- ¿Qué intentas ocultar?

Ne gizlemeye çalışıyorsun?

- El amor, como la tos, no se puede ocultar.
- El amor y la tos no se pueden ocultar.

Aşk ve öksürük gizlenemez.

Normalmente podemos ocultar nuestros pensamientos de los demás.

Biz normalde düşüncelerimizi başkalarından gizleyebiliriz.

Ella intentó ocultar lo que estaba pasando realmente.

Gerçekte ne olup bittiğini gizlemeye çalıştı.

Tom nunca pudo ocultar un secreto a Mary.

Tom, Mary'den asla bir sır saklayamadı.

- ¿Tenés algo que ocultar?
- ¿Tienes algo que esconder?

Saklamak zorunda olduğun bir şeyin var mı?

Ella trató en vano de ocultar su temor.

Korkusunu boşuna gizlemeye çalıştı.

Tom no podía ocultar sus sentimientos por Mary.

Tom hislerini Mary'den saklayamadı.

Había intentado ocultar su identidad por todos los medios.

kimliğini gizlemek için olağanüstü önlemler almıştı.

Está enamorado de ella pero intenta ocultar sus sentimientos.

O, ona aşık ama duygularını gizlemeye çalışıyor.

Él trató de ocultar lo que realmente estaba pasando.

Gerçekte ne olup bittiğini gizlemeye çalıştı.

Ellos trataron de ocultar lo que realmente estaba pasando.

Gerçekte ne olup bittiğini gizlemeye çalıştılar.

Tom llevaba puesto una máscara para ocultar su identidad.

Tom kimliğini gizlemek için bir maske takıyordu.

Ella lleva puesto un velo para ocultar sus heridas.

O, yaralarını gizlemek için bir peçe takar.

Tom no tiene que ocultar sus sentimientos por Mary.

Tom hislerini Mary'den saklamak zorunda değildir.

Mary trató de ocultar lo que estaba pasando en realidad.

Mary, gerçekte ne olup bittiğini gizlemeye çalıştı.

- No tengo nada que esconder.
- No tengo nada que ocultar.

Saklayacak bir şeyim yok.

Tom se dejó el sombrero puesto para ocultar su calvicie.

Tom kelliğini gizlemek için şapkasını çıkarmadı.

- No te puedes ocultar de mí.
- No puedes esconderte de mí.

Benden saklayamazsın.

Tom no intentó ocultar el hecho de que estaba enamorado de Mary.

Tom Mary'ye âşık olduğu gerçeğini saklama girişiminde bulunmadı.

Y ocultar el hecho de que mi truco no ofrece interés intelectual alguno.

yoksun olduğunu gizlemek için ucuz bir görsel numarayla başlayacağım.

Tenían que encontrar una manera de ocultar los cortes cuando cambiaban los rollos de película.

Film rulolarını değiştirdikleri andaki kesintileri gizlemenin bir yolunu bulmaları gerekiyordu.

La muerte es una cosa fea que la naturaleza debe ocultar, y que oculta bien.

Ölüm, doğanın gizlemesi gereken iğrenç bir şey ve bunu iyi yapıyor.

Pero no pudo ocultar su desprecio por los aristócratas que regresaban, quienes trataban a su familia

Ancak ailesini küçümseyen geri dönen aristokratları hor görmesini gizleyemedi

- Ese secreto no se puede ocultar para siempre.
- Ese secreto no se puede esconder para siempre.

O sır sonsuza dek saklanamaz.

Lo que hace a estos hermosos asesinos aún más peligrosos es su poder para ocultar su presencia.

Bu güzel katilleri daha da tehlikeli yapan kendilerini gizleme güçleri.

- Tom es bueno aguantando el dolor.
- Tom sabe ocultar bien su dolor.
- Tom disimula su dolor bastante bien.

Tom acısını gizlemeyi iyi beceriyor.

Chris no pudo ocultar su tristeza cuando oyó que Beth no había sido capaz de encontrar su valioso reloj.

Chris, Beth'in değerli kol saatini bulamadığını duyduğunda üzüntüsünü gizleyemedi.

Tom estaba silbando en la oscuridad para ocultar lo aterrorizado que estaba, de encontrarse solo en la casa, que se rumoreaba estaba encantada.

Tom, tekinsiz olduğu söylenen evde, karanlıkta yalnız başınayken, korkusunu bastırmak için ıslık çalıyordu.