Translation of "Mostrarme" in Turkish

¿Puedes mostrarme?

Bana gösterebilir misin?

¿Querías mostrarme algo?

Bana bir şeyler göstermek istedin mi?

¿Qué querías mostrarme?

Bana ne göstermek istedin?

¿Puedes mostrarme el camino?

Bana yolu gösterin, ne dersiniz?

¿Le importaría mostrarme su pasaporte?

Pasaportunuzu görmeme izin verir misiniz?

Se ofreció a mostrarme los alrededores.

Bana etrafı gezdirip gösterdi.

¿Puede mostrarme su pasaporte, por favor?

Bana pasaportunuzu gösterir misiniz, lütfen?

Gracias por mostrarme cómo se hace.

Nasıl yapacağımı bana gösterdiğin için teşekkürler.

¿Puedes mostrarme el camino, por favor?

Lütfen bana yolu gösterir misin?

¿Podrías mostrarme cómo encender esta máquina?

Bu makineyi nasıl çalıştıracağımı bana gösterir misin?

¿Puedes mostrarme dónde está el baño?

Bana banyonun nerede olduğunu gösterebilir misin?

¿Podría mostrarme esa falda, por favor?

Lütfen bana o eteği gösterir misin?

¿Puedes mostrarme cómo atar una corbata?

Bir kravat nasıl bağlanır gösterebilir misin?

¿Puede usted mostrarme el menú otra vez?

- Menüyü tekrar alabilir miyim lütfen?
- Menüyü tekrar alabilir miyim, lütfen.

¿Estarías dispuesto a mostrarme cómo hacer eso?

Onu nasıl yapacağımı bana gösterir misiniz?

¿Puedes mostrarme en este mapa dónde estoy?

- Bana bu haritada nerede olduğumu gösterebilir misin?
- Bu haritada bana nerede olduğumu gösterebilir misiniz?

Él tuvo la amabilidad de mostrarme el camino.

Bana yolu gösterecek kadar nazikti.

Ella fue tan amable de mostrarme la ciudad.

Bana kasabayı gezdirecek kadar kibardı.

Él tuvo la gentileza de mostrarme el camino.

Bana yolu gösterecek nezaketi vardı.

Disculpe, pero ¿puede mostrarme cómo llegar a la siguiente aldea?

Üzgünüm ama bana sonraki köyün yolunu gösterebilir misiniz?

- Me esfuerzo en ser atento.
- Hago lo que puedo por mostrarme atento.

Saygılı olmak için elimden geleni yapıyorum.

Él fue lo suficientemente amable para mostrarme cómo llegar a la estación.

Bana istasyona nasıl gidileceğini gösterecek kadar kibardı.

- ¿Me enseñarás a utilizar esta cámara?
- ¿Puedes mostrarme cómo se ocupa esta cámara?

Bu kameranın nasıl kullanıldığını bana gösterir misin?