Translation of "Mantenerse" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Mantenerse" in a sentence and their turkish translations:

Y debe mantenerse alejada.

ve bizden uzak durmaları gerekiyor."

Y él pidió mantenerse anónimo.

Bu yüzden kendisinin anonim olarak kalması gerekiyor.

La empresa consiguió mantenerse a flote.

Şirket ayakta kalmayı başardı.

Y el 47 % luchan para mantenerse contentos.

ve Amerikalıların %47'si mutlu kalabilmek için mücadele ediyor.

La operación tenía que mantenerse en secreto.

Operasyonun gizli tutulmalıydı.

Él le aconsejó sobre cómo mantenerse sana.

Nasıl sağlıklı kalacağıyla ilgili ona onun tarafından nasihat edildi.

Tom trató de mantenerse lejos de Mary.

Tom Mary'den uzak kalmaya çalıştı.

Los niños deben mantenerse alejados de los peligros.

Çocuklar tehlikeden uzak tutulmalıdır.

Él intenta mantenerse al día con sus compañeros.

Sınıf arkadaşlarına ayak uydurmaya çalışıyor.

¿Cómo lo hace Tom para mantenerse así de delgado?

Tom nasıl bu kadar zayıf kalmayı başarıyor?

Los instrumentos de un médico han de mantenerse totalmente limpios.

Bir doktorun aletleri kesinlikle temiz tutulmalıdır.

Henry es lo suficientemente mayor para mantenerse a sí mismo.

Henry kendini geçindirmek için yeterince yaşlıdır.

Estaba tan cansado que casi no pudo mantenerse en pie.

O kadar yorgundu ki güçlükle ayakta durabiliyordu

Un bebé ciervo puede mantenerse en pie nada más nacer.

Bir bebek geyik doğar doğmaz ayakta durabilir.

Es muy caro mantenerse al tanto con la moda actual.

En son modalara ayak uydurmak çok pahalı.

Con tal de mantenerse en el poder, hacen cualquier cosa.

İktidarda kalmak için her şeyi yapacaklar.

En una primera cita, es mejor mantenerse alejado de temas delicados.

İlk randevuda, hassas konulardan uzak durmak en iyisidir.

Alguien que no sabe cómo mantenerse callado tampoco sabe cómo hablar.

Nasıl sessiz kalacağını bilmeyen biri nasıl konuşacağını da bilmez.

A Tom le cuesta mantenerse al nivel del resto de la clase.

Tom'un sınıfın geri kalanına ayak uydurmada sorunu var.

El manual de hoy dice que los negocios deben mantenerse al margen de la política.

Şu andaki kitap şöyle diyor: Şirketler siyasete bulaşmamalı.

No olvide seguirnos en Twitter y Facebook para mantenerse al tanto de actualizaciones e información sobre nuevas versiones.

Yeni sürümler üzerinde güncellemeler ve bilgi için Twitter ve Facebook'ta bizi takip etmeyi unutmayın.

Y la de ellos también. La única forma de sobrevivir a estas duras noches de invierno es mantenerse unidos.

Onların hayatını da. Bu çetin kış gecelerinden sağ çıkmanın tek yolu sıkı sıkıya sarılmak.

Durante el ayuno del ramadán aparte de no comer ni beber también hay que mantenerse alejado de cosas como peleas, discusiones y cotilleos.

Ramazan'da oruçluyken yeme-içme dışında; kavga, tartışma ve dedikodu gibi şeylerden de uzak durmaya çalışmak lazım.