Examples of using "Mancha" in a sentence and their turkish translations:
Bu leke çıkmaz.
- Yakanda bir leke var.
- Senin yakanda leke var.
Örtüde bir leke var.
Bir yağ lekesi var.
Lekeyi ovarak çıkaramadım.
Bu mor leke nedir?
İlk başta şekilsiz bir leke oluşturuyorlar.
Bu mürekkep lekesi yıkayarak çıkmaz.
Mürekkep lekesi, yıkayarak çıkarılamaz.
Bu leke asla çıkmayacak.
Kahve lekesini çıkarmak zordu.
İngiliz kanalını yüzerek geçmeyi başardım.
Biz gömleği yıkadıktan sonra leke kayboldu.
Gemi Manş Denizine yaklaşıyordu.
Kahve lekesi halıyı mahvedecek mi?
yeni nokta oluşunca aynaya bakıyordum
Çocuğun gömleğinde bir boya lekesi var.
Manş denizi İngiltere'yi ve Fransa'yı ayırmaktadır.
Yüzdeki utanma, kalpteki lekeden daha değerlidir.
Laboratuvar önlüğündeki leke gümüş nitrat yüzünden.