Translation of "Tinta" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Tinta" in a sentence and their turkish translations:

- Escribe con tinta.
- Escriba con tinta.
- Escriban con tinta.
- Escribid con tinta.

- Mürekkeple yaz.
- Mürekkeple yazın.

Ella escribió con tinta.

O mürekkeple yazdı.

El bolígrafo está derramando tinta.

Kalem, mürekkep akıtıyor.

Ésta es la mejor tinta.

Bu en iyi mürekkep.

Este papel no absorbe la tinta.

Bu kağıt, mürekkebi emmez.

Debes escribir tu nombre con tinta.

Adını mürekkeple yazmalısın.

- No creo que salgan estas manchas de tinta.
- No creo que estas manchas de tinta salgan.

Bu mürekkep lekelerinin çıkacağını sanmıyorum.

Mi tinta es mejor que la tuya.

- Benim dövmem seninkinden daha iyi.
- Benim dövmem sizinkinden daha iyi.

Tom volcó la tinta sobre el escritorio.

Tom masanın üzerine mürekkep döktü.

Esta mancha de tinta no se quita.

Bu mürekkep lekesi yıkayarak çıkmaz.

La mancha de tinta no se sale.

Mürekkep lekesi, yıkayarak çıkarılamaz.

Los precios de venta están escritos en tinta roja.

Satış fiyatları kırmızı mürekkeple yazılmıştır.

El chico tiene una mancha de tinta en la remera.

Çocuğun gömleğinde bir boya lekesi var.

El niño derramó la tinta, pero no fue a propósito.

Çocuk mürekkebi döktü ama böyle olsun istemedi.

Por favor reemplace el cartucho de tinta vacío de la impresora.

Yazıcının boş mürekkep kartuşunu lütfen değiştir.

Noté que los precios de venta estaban escritos con tinta roja.

Satış fiyatlarının kırmızı mürekkeple yazılmasına dikkat ediyorum.

Había algunas manchas de tinta en la tapa de ese libro.

O kitabın kapağında bazı mürekkep lekeleri vardı.

Una vez que se secaba la tinta, no podías cambiar la información.

mürekkep kuruduğunda bilgiyi değiştiremezdiniz.

Si eso ocurre, solo agrego unas cuantas líneas de tinta para conectar...

Yakalarsam, sadece birkaç damla mürekkep kullanmam yeterli,

Pero la tinta negra incita a tu cerebro a proyectar comida en el vacío.

Ama siyah mürekkep beyninizin boşlukta yiyecek var sanmasını sağlıyor.

Él se está riendo de mí porque tengo los labios manchados con tinta de calamar.

Dudaklarım kalamar mürekkebi ile boyandığı için o bana gülüyor.