Translation of "Diablo" in Turkish

0.004 sec.

Examples of using "Diablo" in a sentence and their turkish translations:

¡Vete al diablo!

Siktir!

Soy el diablo.

Ben şeytanım.

Hasta el diablo llora.

Taş kalpliler bile gözyaşlarına boğulabilirler.

Tom es el diablo.

Tom şeytandır.

El diablo es un egoísta.

Şeytan bir egoisttir.

El diablo gana a veces.

Şeytan bazen kazanır.

El diablo está en los detalles.

Şeytan ayrıntıda gizlidir.

Hizo un pacto con el diablo.

O, şeytanla bir anlaşma yaptı.

Ese hombre es un taimado diablo.

O adam kurnaz bir şeytan!

No invoques al diablo, porque puede aparecer.

- İti an, çomağı hazırla.
- İyi (!) insan lafının üstüne gelirmiş!

La pereza es el diván del diablo.

Aylaklık şeytanın atölyesidir.

- Nuestro ganso está cocinado.
- Nos llevó el diablo.

Bizim kaz pişiriliyor.

No llames al diablo, porque se puede aparecer.

Şeytanı çağırma, çünkü o gelebilir.

No le quiero vender mi alma al diablo.

Ruhumu şeytana satmak istemiyorum.

Ese hombre le vendió el alma al diablo.

Şu adam ruhunu şeytana sattı.

Se les asocia con el diablo y espíritus malignos.

Şeytani ve kötü ruhları çağrıştırıyorlar.

- Yo corro como el rayo.
- Corrí como el diablo.

Ben yıldırım gibi koştum.

- Cálmate.
- ¡Cálmate!
- Relájate.
- ¡Impulse es el diablo!
- ¡Que te calmes!

Sakin ol.

¿Le vendiste tu alma al diablo y no recibiste nada a cambio? ¿¡Qué tienes en la cabeza!?

Ruhunu şeytana sattın ve karşılığında bir şey almadın. Neyin var senin!?

¿Por qué te enfadas con el diablo? Haz una buena acción y que se enfade él contigo.

Niye şeytana kızıyorsun? Bir iyilik yap da o sana kızsın.

- El demonio no es tan negro como se le pinta.
- El diablo no es tan feo como lo pintan.

Şeytan boyalı olduğu kadar siyah değil.

Ayer me convertí en Dios, pero me pareció algo aburrido, de modo que hoy me he convertido en diablo.

Dün bir tanrı oldum, fakat bunu biraz sıkıcı buldum ki bugün bir şeytan oldum.

Se cansó de ser el abogado del diablo y ahora acepta cualquier idea que sugieran, sin importar lo estúpida que sea.

O, şeytanın avukatı olmaktan usandı ve ne kadar aptalca olursa olsun, şimdi onların önerdiği her fikri kabul ediyor.

Yo pienso que el diablo no existe, sino que le ha creado el hombre, le ha creado a su imagen y semejanza.

Şeytanın var olmadığını düşünüyorum, bence insanlık onu yarattı,kendi hayalinde ve tasvirinde

En el pasado, los hombres se vendían a sí mismos al Diablo para adquirir poderes mágicos. Hoy en día adquieren estos poderes de la ciencia, y se ven forzados a transformarse en demonios.

Geçmişte insanlar sihirli güçler kazanmak için kendilerini şeytana satarlardı. Şimdilerde bu güçleri bilimden kazanıyorlar ve kendilerini şeytanlaşmak zorunda buluyorlar.

¡Adiós, Constantinopla famosísima! ¡Pera y Permas, adiós! ¡Adiós, escala, Chifutí y aun Guedí! ¡Adiós, hermoso jardín de Visitax! ¡Adiós, gran templo que de Santa Sofía sois llamado, puesto que ya servís de gran mezquita! ¡Tarazanas, adiós, que os lleve el diablo, porque podéis al agua cada día echar una galera fabricada desde la quilla al tope de la gavia, sin que le falte cosa necesaria a la navegación!

Elveda ey şanlı İstanbul! Elveda Pera ve Permas! Elveda iskele, Çıfıt Çarşısı ve de Gedikpaşa! Güzel hasbahçe, elveda! Şimdi büyük bir cami olarak kullanılan ulu mabet Ayasofya, elveda! Tersaneler, elveda! Şeytan görsün yüzünüzü! Artık her gün denize indirebilirsiniz karinadan yelkene seyir için gerekli her şeyi hazır bir kadırga!