Examples of using "Lidiar" in a sentence and their turkish translations:
ciddiyetle mücadele etmeliyiz
ve onlarla baş etmek zorunda kaldım,
Şimdi bunu halletmemiz gerekiyor.
Şu an bununla uğraşamam.
Bununla nasıl başa çıkacağımı merak ediyordum.
yükleri olur biter. Ne uğraşacaksın yahu
Tom'la başa çıkabilmeliydim.
Bunun üstesinden gelebileceğimi düşünüyorum.
tüm bu Tip 2a zayıflıklarıyla başa çıkabilmek için.
Tom'un bu sorunla nasıl baş edeceği hakkında hiçbir fikri yok.
Maryland hapishanesindeki salgının patlak vermesiyle uğraşırken
Tom oğlunun intihar etmesi gerçeğiyle başa çıkmada sorun yaşıyor.
Ancak aynı zamanda Kartacalı general Güney Iberya'da ki isyanlarla boğuşmak zorunda kalıyor.
Bir sürü yılan yıldızı istilaya geliyor. Ne yapacağından, nasıl başa çıkacağından emin değil gibi.