Examples of using "Límites" in a sentence and their turkish translations:
sınırlar.
O, kendi sınırlarını bilir.
Generation Unlimited
Doğa hiçbir sınır tanımaz.
Cehaletin hiçbir sınırı yoktur.
Sizin sınırlar beni tutmaz.
Aşk sınır tanımaz.
Kendi sınırlarını bilmen önemlidir.
İnsan aptallığı sınır tanımıyor.
Gezegensel sınırlar derinden birbirleriyle bağlantılı
Gen-U, açık bir platform olacak,
Başkalarına limit koyabildiğimiz gibi
Fakat sınırsız bir hayat yaşamanın bedeli de var.
Asıl çekiciliği sınırları yıkıyor olması.
Tom sınırları zorlamayı sever.
Ağır kokularını etrafa sürerek sınır belirliyorlar.
Onunla aramızdaki sınırlar yok olmuş gibiydi.
İnsanın hayal gücünün sınırsız olduğuna güçlü bir şekilde inanıyorum.
Şehrin içindeki bir vahada yaşamanın kısıtları vardır.
Dalgıç ekipmanının sınırlarını test etmek istedi.
Hayatım boyunca inkâr ettiğim
Öğrencilere sınırın nerede olduğu gösterilmeli.
Kutu, zihniniz için sınırlardan yapılmış bir sistemdir.
ama bu kutunun dışında düşünebiliriz.
ama göçmenlere insanca davranılmasını istiyorsak
Tom aslında Boston şehri sınırları içinde yaşamıyor.
Demek istediğim kurulması ve saygı duyulması gereken sınırlar olduğudur.
Son zamanlarda Boston şehir merkezinde hız limitlerine uymayan sürücüler hakkında çok sayıda şikâyet oldu.