Translation of "Grito" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "Grito" in a sentence and their turkish translations:

Suéltame o grito.

Bırak yoksa bağıracağım.

Oí un grito.

Bir çığlık duydum.

No les grito.

Onlara bağırmıyorum.

- ¿No oíste un grito?
- ¿No has oído ningún grito?

Bir çığlık duymadın mı?

- Oí un grito de auxilio.
- Oyó un grito de socorro.

Bir yardım çığlığı duydum.

Él oyó un grito.

O bir bağırma sesi duydu.

¿No oíste un grito?

Bir çığlık duymadın mı?

¿No has oído ese grito?

Çığlığı duymadın mı?

De repente oí un grito.

Birden bir çığlık sesi duydum.

El hombre dio un gran grito.

Adam büyük bir çığlık attı.

Ella dio un grito de terror.

- O, dehşetten dolayı çığlık attı.
- O, dehşetle haykırdı.

- Oímos su grito.
- La oímos llorar.

Biz onun çığlık attığını duyduk.

- Tom soltó un grito ahogado.
- Tom se quedó sin aliento.
- Tom dio un grito ahogado.

Tom nefes nefese kaldı.

El silencio se rompió con un grito.

Sessizlik bir çığlık ile bozuldu.

Oí un grito y luego un choque.

Bir çığlık ve sonra bir kaza duydum.

- Tom contuvo un grito.
- Tom reprimió un chillido.

Tom bir çığlık bastırdı.

Su grito llega a más de cien metros en el aire inmóvil de la noche.

Çığlığı, durgun gecede 100 metrenin ötesine kadar ulaşıyor.

Es la primera vez que grito en presencia del gerente. ¡Vi una cucaracha sobre la mesa!

Yöneticinin önünde ilk kez çığlık attım. Masada büyük bir hamamböceği görmüştüm!