Translation of "Oíste" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "Oíste" in a sentence and their turkish translations:

¿Me oíste?

- Beni duydun mu?
- Duydun mu beni?

¿Oíste eso?

- Onu duydun mu?
- Bunu duydun mu?

¿Cuándo oíste el sonido?

Sesi ne zaman duydun?

¿Tú también lo oíste?

Onu sen de mi duydun?

Oíste a tu padre.

Babanı dinledin.

¿No oíste un grito?

Bir çığlık duymadın mı?

¿No oíste que te nombraron?

İsminin söylendiğini duymadın mı?

¿Cómo oíste acerca de nosotros?

Bizden nasıl haberdar oldunuz?

¿Oíste lo que pasó anoche?

Dün gece ne olduğunu duydun mu?

¿Cuándo oíste acerca de eso?

Bunun hakkında ne zaman duydun?

Jamás me vencerás, ¿oíste? ¡Jamás!

Beni asla yenemeyeceksin, beni duydun mu? Asla!

¿Oíste el discurso de Hillary?

Hillary'nin konuşmasını duydunuz mu?

¿Oíste acerca del incendio de ayer?

- Dün yangını duydun mu?
- Dünkü yangını duydun mu?

¿Oíste el rugido de los leones?

Aslanların kükremesini duydunuz mu?

¿Oíste a alguien tocar el timbre?

Birinin kapı zilini çaldığını duydun mu?

¿Oíste acerca del accidente de Tom?

Tom'un kazasını duydun mu?

¿Oíste acerca del ascenso de Tom?

Tom'un terfisini duydun mu?

¿A qué hora oíste el disparo?

Saat kaçta silah atışı duydunuz?

- ¿Qué te han dicho?
- ¿Qué oíste?

Ne duydun?

¿Oíste las noticias en la radio?

Radyodaki haberi dinledin mi?

¿Oíste a mi hijo tocar violín?

Oğlumun keman çaldığını duydun mu?

No oíste esto de mi parte.

Bunu benden duymadın.

¿Oíste acerca del gran terremoto en Japón?

Japonya'daki büyük depremi duydun mu?

¿Oíste acerca de la renuncia de Tom?

Tom'un istifasını duydun mu?

- ¿Has oído ese sonido?
- ¿Oíste ese sonido?

O sesi duydun mu?

¿Oíste el discurso de la presidenta Dilma?

Başkan Dilma'nın konuşmasını dinlediniz mi?

¿Oíste de la pelea de Tom con Mary?

Tom'un Mary ile kavgasını duydun mu?

Asumo que oíste acerca del ascenso de Tom.

Sanırım Tom'un terfisini duydun.

Asumo que oíste sobre lo que pasó aquí ayer.

Sanırım dün burada ne olduğu hakkında duydun.

- ¿No oíste un grito?
- ¿No has oído ningún grito?

Bir çığlık duymadın mı?

Asumo que oíste sobre lo que le pasó a Tom.

Sanırım Tom'a ne olduğunu duydun.

¿Oíste de la vez que Tom trató de matar a Mary?

Tom'un Mary'yi öldürmeye çalıştığı zaman hakkında bir şey duydun mu?

Sé que crees que entendiste lo que piensas que dije, pero no estoy seguro de si te diste cuenta de que lo que tú oíste no es lo que yo quería decir.

Ne söylediğimi sandığını anladığını düşündüğünü biliyorum fakat duyduğunun benim demek istediğimin olmadığını anladığından emin değilim.