Translation of "Fundamental" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Fundamental" in a sentence and their turkish translations:

¿Tiene algo fundamental?

Bunu esas yapan bir şey mi var?

El instinto es fundamental.

İçgüdü anahtardır.

Esta es una pregunta fundamental.

Bu temel bir sorudur.

Representa una falta de coincidencia fundamental

Sahip olduğumuz ve

Hasta que logré descubrir un principio fundamental.

Ama sonunda temel, belli başlı bir prensip keşfettim.

Simone y yo enfrentamos la pregunta fundamental:

Simone ve ben temel bir soruyla yüzleştik:

CA: Y exiges coraje, como valor fundamental.

CA: Ve cesaret, bunu temel bir değer olarak istiyorsunuz.

Lo que obliga a una pregunta fundamental:

Burada temel bir soru var.

Representa un desafío fundamental a nuestra humanidad central.

İnsaniyetimizin özüne esaslı bir meydan okumayı temsil eder.

Eso crea la razón fundamental para hacerse oír.

Bu, kendini ifade etmek için gerekçe oluşturur.

Un concepto tan fundamental para la psique estadounidense

Amerikan zihniyeti için öylesine temel bir konsept ki

Si no, se quedan sin un apoyo fundamental.

Aksi durumda, en temel destekten mahrum kalırlar.

Es una lección fundamental para los ciudadanos y arquitectos.

Şehirde yaşan insanlar ve mimarlar olarak bu bizim için çok önemli bir ders.

- Eso es indispensable.
- Eso es esencial.
- Eso es fundamental.

O, esastır.

Es también fundamental en la manera en que me comunico.

iletişimimde de esas.

En la cultura aymara, respetar a los padres es fundamental.

Aymara kültüründe birinin ebeveynlerine saygı göstermek esastır.

Y la menopausia juega en esto un papel fundamental para las mujeres.

ve menopoz, kadınlarda kilit bir rol oynuyor.

La regla de tres no es solo fundamental en la manera que expreso mi arte,

Üçler kuralı sadece işimde değil

Al año siguiente, en Eylau, el cuerpo de Davout volvió a desempeñar un papel fundamental

Ertesi yıl, Eylau'da, Davout'un birliği , Rus kanadını döndürmeye çalışırken

Durante la Edad Media, el honor era fundamental en la vida de un hombre libre y de un cristiano.

Orta Çağ'da onur, özgür insanların ve de Hristiyanların hayatının temelini oluşturuyordu.

Toda persona tiene derecho a la educación. La educación debe ser gratuita, al menos en lo concerniente a la instrucción elemental y fundamental. La instrucción elemental será obligatoria. La instrucción técnica y profesional habrá de ser generalizada; el acceso a los estudios superiores será igual para todos, en función de los méritos respectivos.

Her şahsın öğrenim hakkı vardır. Öğrenim hiç olmazsa ilk ve temel safhalarında parasızdır. İlk öğretim mecburidir. Teknik ve mesleki öğretimden herkes istifade edebilmelidir. Yüksek öğretim, liyakatlerine göre herkese tam eşitlikle açık olmalıdır.