Examples of using "Frecuencia" in a sentence and their turkish translations:
Sık sık okurum.
Akşam yemeği için sık sık balık yer misin?
Sık sık tavuk eti yerim.
Burada sık sık yağmur yağar.
Bu sık sık burada olur.
Burada sık sık kar yağar.
Ben sık sık kitap okurum.
Oraya sık sık gider misin?
Ben sık sık burada yemek yerim.
Biz sık sık oraya gideriz.
Ne sıklıkta içersin?
- Sık sık onu ziyaret ederim.
- Ben sık sık onu ziyaret ederim.
Onu sık sık yapıyor musun?
Sık sık sesli kitaplar dinler misin?
Ne sıklıkta kusuyorsunuz?
Ne sıklıkla pratik yapıyorsun?
Bunu daha sık yapmalıyız.
Ne sıklıkta duş alırsın?
Sık sık Londra'ya giderim.
Bu ülkeyi sık sık ziyaret eder.
O, sık sık soğuk algınlığına yakalandı.
Hava sık sık değişir.
Onu çok sık ararım.
Tom arada bir buraya gelir.
O ne sıklıkta olur?
- Ben sık sık kayak yaparım.
- Sık sık kayak yaparım.
Ne sıklıkta onu görürsün?
Ne sıklıkta Fransızca konuşursun?
Ne sıklıkta bir şeyler kaybedersiniz?
Ne sıklıkla spor yaparsın?
Ellerinizi sık sık yıkayın!
Ne sıklıkta alkol alıyorsunuz?
Ne sıklıkla banyo yapıyorsun?
- Buraya sık sık gelir misiniz?
- Buraya sık sık gelir misin?
Tom ne sıklıkta hokey oynar?
- Yurtdışına ne kadar sıklıkla gidersiniz?
- Ne sıklıkta yurt dışına gidersin?
Ben sık sık kitapçıya giderim.
O, sık sık Tokyo'ya gider.
- Ne sıklıkla diş hekimini görmen gerekir?
- Ne sıklıkla diş dokturuna görünmen gerek?
Ne sıklıkta e-postanı kontrol edersin?
Sık sık çiğ balık yeriz.
Ne sıklıkta havyar yersin?
Tom sık sık Boston'a gider.
Anne babana sık sık yazar mısın?
O sık sık balık tutmaya giderdi.
Sık sık aynı rüyâyı görürüm.
Onu sık sık İngilizce konuşurken duydum.
Tom sık sık Mary'ye yalan söylüyor.
Tom Mary'yi sıkı sık arar.
O sık sık bir metro kullanır.
Mary genelde açık kıyafetler giyer.
Ne sıklıkta profil düzenlersin?
Sık sık uçar mısın?
Telefonunu ne sıklıkta kullanırsın?
O sık sık bir şeyler içmek için dışarı çıkar.
Bana sık sık yazmanı istiyorum.
- Kulağınız sık sık ağrıyor mu?
- Sık kulak ağrısı yaşıyor musunuz?
anımsama sıklıklarını devasa bir şekilde düşürdü.
hastaneler genelde bizi daha hasta yapıyor.
Keşke daha sık biftek yiyebilsem.
Ne sıklıkta giysilerini yıkarsın?
Tom çok sık partilere gider.
Ne sıklıkta eğitimlere katılıyor?
Sık sık geleceğimiz hakkında konuşurduk.
Ben sık sık Tom'u görmem.
Tom, oldukça sık balık avlamaya gider.
Ne sıklıkta yeni kıyafet alıyorsun?
Tom genellikle siyah bir şapka giyer.
Tom sık sık tatil yapmaz.
Kızım zaman zaman beni görmeye geldi.
Şu sıralardaki deprem sıklığı bizi endişelendiriyor.
Bay Newman sık sık Japonya geliyor.
Bu yüzden sık sık tartışıyoruz.
Bu düşündüğünden daha sık olur.
Bu günlerde bana gittikçe daha az sıklıkta yazıyor.
Metadon bir ağrı kesici olarak yaygın bir biçimde reçete edilir.
Babam sık sık balık tutmaya giderdi.
- Saçını ne sıklıkta yıkarsın?
- Ne sıklıkla saçını yıkarsın?
Onu sık sık görüyor musun?
Tom genelde sabahın onunda sarhoş durumda olur.
Genel gürültüyü delip geçen bir frekansta çağrı yapıyorlar.
Ne sıklıkta balıkları beslersin?
Babam iş için sık sık Paris'e gider.
Tom'u daha sık egzersiz yapması için teşvik ettim.
İnsanlar okurken sık sık uyuyakalıyorlar.
İstediğim kadar sık sinemaya gitmem.
Ne sıklıkta plaja gitmek istersin?