Examples of using "Estatua" in a sentence and their turkish translations:
O heykeli seviyorum.
Daha kasıntı.
Heykelin kafası yok.
Gelecek nesiller senin heykeline hayran kalacaklar.
Onlar mermerden bir heykel yontuyorlar.
Bu heykel Tom'a ait.
Bu heykeli çok dikkatli taşımalıyız.
Bu heykel mermerden yapılmıştır.
Heykelin dökümü ertelendi.
Sezar, Kleopatra'nın altından bir heykelini dikti.
Bu anıt on yıl önce dikildi.
Onlar Gandhi'nin anısına bir heykel diktiler.
Özgürlük Anıtı'nı görmek istiyorum.
O bir Yunan heykelinin güzelliğine sahiptir.
Okulun önünde öğretmenin heykeli var.
Okulun yakınında bir öğretmenin heykeli var.
Sfenks, Mısırdaki en büyük heykeldir.
Özgürlük Anıtını hiç ziyaret ettiniz mi?
Özgürlük anıtı Amerika'nın sembolüdür.
Kapıda bir aslan heykeli vardı.
Özgürlük Heykeli Amerika'nın sembolüdür.
Özgürlük Anıtı New York'ta bulunmaktadır.
"Bu heykel için 50 bin veririm." "Kim daha fazla verir?"
Özgürlük anıtı Amerika'nın sembolüdür.
Üniversite kampüsünün merkezinde kurucusunun heykeli duruyor.
Mezarlıkta, kendi kuyruğunu ısıran bir yılan heykeli var.