Translation of "Mover" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Mover" in a sentence and their turkish translations:

En cómo mover monolitos, o mover grandes piedras.

büyük taşların nasıl kaldırıldığı hakkında çokça deneysel arkeolojimiz var.

No me puedo mover.

Hareket edemiyorum.

No puedo mover esto.

Bunu taşıyamam.

No me podía mover.

- Hareket edemedim.
- Taşınamadım.

- ¿Me ayudas a mover la mesa?
- ¿Puedes ayudarme a mover la mesa?

Masayı taşımama yardım edebilir misin?

Apenas puedo mover la pierna.

Şu anda bacağımı zar zor kımıldatabiliyorum.

Apenas puedo mover la pierna.

Şu anda bacağımı zar zor kımıldatabiliyorum.

No puedo mover las piernas.

Bacaklarımı hareket ettiremiyorum.

No puedo mover mi pierna.

Bacağımı kımıldatamıyorum.

Ayúdame a mover esta piedra.

Bu taşı taşımama yardım et.

¿Podrías mover un poco la silla?

- Sandalyeyi biraz oynatabilir misiniz?
- Sandalyeyi biraz kaydırır mısın?

Costó mucho trabajo mover los muebles.

Mobilyayı taşımak çok enerji aldı.

La ayudé a mover los muebles.

Mobilyayı taşımada ona yardım ettim.

No me quiero mover demasiado rápido.

Çok hızlı hareket etmek istemiyorum.

Debemos mover esta estatua muy cuidadosamente.

Bu heykeli çok dikkatli taşımalıyız.

¿Me ayudarás a mover este escritorio?

Bu masayı taşımama yardım eder misin?

El chico intentó mover el pesado sofá.

Çocuk ağır kanapeyi taşımaya çalıştı.

mover arena de esta zona a esa zona.

kumu burdan al ve buraya taşı.

Ayudé a mi hermano a mover su escritorio.

Erkek kardeşimin masasını taşımasına yardım ettim.

Tom ayuda a Mary a mover el mueble.

Tom Mary'nin mobilyayı taşımasına yardımcı olur.

Nancy no podía mover el escritorio por sí sola.

Nancy masayı kendisi hareket ettiremedi.

Tom y Mary no podían mover el pesado tronco.

Tom ve Mary ağır bagajı taşıyamadı.

Ellos no se pueden mover tan rápido como Mary.

Onlar Mary kadar hızlı hareket edemezler.

Costó mucho trabajo mover el refrigerador de su sitio.

Buzdolabını yerinden kaydırmak çok güç oldu.

- La fe mueve montañas.
- La fe puede mover montañas.

İnanç dağları taşıyabilir.

De mover y poner de pie objetos enormes y pesados,

büyük ve ağır nesneleri ayakta hareket ettiriyorum;

No te puedes mover tan rápido como lo hace Mary.

Sen Mary kadar hızlı hareket edemezsin.

Tom debía haber ayudado a Mary a mover el sillón.

Tom Mary'nin kanepeyi taşımasına yardım etmeliydi.

Mi gato enloqueció en cuanto el carro se empezó a mover.

Araba hareket etmeye başlar başlamaz kedim aşırı heyecanlandı.

Tom estaba buscando gente que le ayudara a mover su piano.

Tom piyanosunu taşımak için ona yardım edecek bazı kişiler arıyordu.

Tom no se puede mover tan rápido como lo hace Mary.

Tom Mary kadar hızlı hareket edemez.

Le pedí a alguien que me ayudara a mover el piano.

Ben birine piyanoyu taşımama yardım ettirdim.

- Mi mano está tan entumecida con el frío, que no puedo mover los dedos.
- Mi mano está tan dormida con el frío, que no puedo mover los dedos.

Elim soğuktan o kadar uyuşmuş ki parmaklarımı hareket ettiremiyorum.

Y pueden atacar mucho más rápido de lo que yo me puedo mover.

Benim hareket etmemden çok daha hızlı saldırabilirler.

Puede mover fácilmente la enfermedad por millas más adelante ya que puede volar

uçabildiği için kilometrelerce ilerideki bir yere kolayca hastalığı taşıyabiliyor

Es la clase de cosa que los mineros usarían para mover suministros por las canteras.

Bu, madencilerin bu bölgede malzeme taşıdıkları bir şey olmalı.

Ahora vamos a mover nuestra dirección en dirección noroeste. Y vamos de nuevo 60 km.

Şimdi yönümüzü kuzey-batı yönünde ilerletelim. Ve yine 60 km hızla gidelim.