Translation of "España" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "España" in a sentence and their turkish translations:

España se llama "España" en español.

İspanya'ya İspanyolcada "España" denir.

Ganado en España.

İspanya'da kazanılan tek kişi .

Vengo de España.

Ben İspanyalıyım.

Soy de España.

İspanyalıyım.

Estoy en España.

Ben İspanya'dayım.

España controlaba Florida.

İspanya Florida'yı kontrol altında tuttu.

Te amo, España.

Seni seviyorum, İspanya.

De la España ocupada.

işgal altındaki İspanya'nın en güvenli ve en iyi yönetilen bölgesi yaptı.

Barcelona está en España.

Barselona İspanya'dadır.

Estoy viajando a España.

İspanya'ya yolculuk yapıyorum.

Cataluña no es España.

Katalonya, İspanya değildir.

Quiero volver a España.

Ben İspanya'ya geri gitmek istiyorum.

Viajé por toda España.

Ben bütün İspanya'yı dolaştım.

España aprobó el tratado.

İspanya antlaşmayı onayladı.

- En España existe democracia desde 1975.
- España es una democracia desde 1975.

- İspanya'nın 1975'ten beri bir demokrasisi var.
- İspanya'da 1975'ten bu yana demokrasi bulunmaktadır.

- En España se hablan varias lenguas.
- En España se hablan muchas lenguas.

İspanya'da birçok dil konuşulur.

A España para hacerse cargo.

üstlenmesi için İspanya'ya geri gönderdi .

Y no solo en España...

Ve sadece İspanya'da değil ...

España es un país Europeo.

İspanya bir Avrupa ülkesidir.

Esperamos visitar España este verano.

Bu yaz İspanyayı ziyaret etmeyi umuyoruz.

Se ha ido a España.

O İspanya'ya gitti.

Vivieron unos años en España.

Birkaç yıl İspanya'da yaşadılar.

En España se habla español.

İspanya'da İspanyolca konuşulur.

Voy a España en otoño.

Sonbaharda İspanya'ya gideceğim.

Muchos americanos culparon a España.

Birçok Amerikalı İspanya'yı suçladı.

España es un país turístico.

İspanya turistik bir ülkedir.

Conocí a Mattias en España.

Mattias'la İspanya'da tanıştım.

Francia es colindante a España.

Fransa, İspanya ile komşudur.

Portugal y España son vecinos.

Portekiz ve İspanya komşular.

España es un país desarrollado.

İspanya gelişmiş bir ülkedir.

Desde el primer día en España,

İspanya'ya geldiğimiz ilk günden itibaren,

El parece haber vivido en España.

O, İspanya'da yaşamış gibi görünüyor.

En España se hablan muchas lenguas.

İspanya'da birçok dil konuşulur.

Usualmente no hacemos eso en España.

Normal olarak, biz onu İspanya'da yapmayız.

Muchos jóvenes en España son desempleados.

İspanya'da birçok genç insan işsiz.

España se llama "Espanya" en catalán.

Katalanca'da İspanya'ya "Espanya" denir.

España se llama "Espainia" en vasco.

Baskça'da İspanya'ya "Espainia" denir.

Él restaura casas viejas en España.

O, İspanya'daki eski evleri onarıyor.

Madrid es la capital de España.

Madrid, İspanya'nın başkentidir.

Se cena muy tarde en España.

İnsanlar İspanya'da çok geç yemek yerler.

Tenemos a un colega en España.

İspanya'da bir meslektaşımız var.

Francia comparte una frontera con España.

Fransa, İspanya ile bir sınırı paylaşır.

Se fue de casa a España.

O, İspanya'ya gitmek için evinden ayrıldı.

¿Has estado alguna vez en España?

Hiç İspanya'ya gittiniz mi?

Si visitas España, ven a verme.

İspanya'yı ziyaret edersen, gelip gör beni.

España gobernaba Cuba en ese tiempo.

İspanya o zaman Kübayı yönetti.

No he estado nunca en España.

İspanya'ya hiç gitmedim.

Quien nace en España es español.

İspanya'da doğan bir kişi İspanyoldur.

Badajoz es una ciudad de España.

Badajoz, İspanya'da bir şehirdir.

En la invasión de España por Napoleón.

bir kolordu yönetti .

Voy a España la semana que viene.

Gelecek hafta İspanya'ya gidiyorum.

- Soy español.
- Soy española.
- Soy de España.

İspanyalıyım.

Creo que él ha vivido en España.

- Sanırım o İspanya'da oturuyordu.
- Sanırım o İspanya'da yaşıyordu.

El fútbol es muy popular en España.

- Futbol İspanya'da çok popülerdir.
- Futbol İspanya'da çok sevilir.

España es la tierra de los castillos.

İspanya kaleler ülkesidir.

Se dice que sabe mucho sobre España.

Söylendiğine göre İspanya hakkında çok şey biliyor.

Esto es lo que compré en España.

Bu İspanya'da satın aldığımdır.

¿Quién no quiere al rey de España?

İspanya Kralını kim sevmez?

Muchos alemanes van de vacaciones a España.

Birçok Alman tatile İspanya'ya gidiyor.

No me voy a España de vacaciones.

Tatile İspanya'ya gitmiyorum.

"¿De dónde son sus amigos?" "De España".

"Arkadaşları nereli?" "İspanyol."

- Busco un libro acerca de la España medieval.
- Estoy buscando un libro acerca de la España medieval.

- Orta Çağ İspanyası hakkında bir kitap arıyorum.
- Ben Orta Çağ İspanyası hakkında bir kitap arıyorum.

Casi inaudito para las tropas francesas en España.

- İspanya'daki Fransız birlikleri için neredeyse hiç duyulmamış bir şey .

Han vivido un par de años en España.

Birkaç yıl İspanya'da yaşadılar.

Está hablando de ir a España este invierno.

Bu kış İspanya'ya gitmekten bahsediyor.

España fue gobernada por un dictador hasta 1975.

İspanya 1975'e kadar bir diktatör tarafından yönetildi.

Mi tío vive en el este de España.

Amcam İspanyanın doğusunda yaşar.

Fuimos desde Francia a España cruzando los Pirineos.

Pireneleri geçerek Fransa'dan İspanya'ya gittik.

Fueron a España para estudiar en la universidad.

Üniversitede okumak için İspanya'ya gittiler.

Madrid, capital de España, es una ciudad maravillosa.

İspanya'nın başkenti Madrit harika bir şehirdir.

España gobernó las Islas Filipinas en otro tiempo.

İspanya bir zamanlar Filipin Adalarını yönetti.

Francia había firmado un tratado secreto con España.

Fransa İspanya ile gizli bir antlaşma imzaladı.

En ese momento, el territorio pertenecía a España.

- O zamanlar bölge İspanya'ya aitti.
- O zamanlar bölge İspanya'ya aitmiş.

Portugal tiene sólo un vecino y es España.

Portekiz'in sadece bir komşusu vardır ve o İspanya'dır.

- España es el país anfitrión de las Olimpiadas de 1992.
- España fue la sede de las Olimpiadas de 1992.

Olimpiyatların ev sahibi ülkesi 1992'de İspanya'dır.

- España es el país que más pescado consume después de Japón.
- España es el segundo país que más pescado consume tras Japón.
- España es el país que consume más pescado, sin contar Japón.
- Descontando Japón, España es el mayor consumidor de pescado del mundo.

İspanya, Japonya’dan sonra dünyada en çok balığın tüketildiği ikinci ülke.

Luego supervisó la ocupación francesa del sur de España.

Daha sonra Güney İspanya'daki Fransız işgalini denetledi.

El ejército Omeya invadió España en el año 711.

Emevi orduları 711'de İspanya'yı istila etti.

España necesitará pedir prestados cien mil millones de euros.

İspanya'nın 100 milyar euro borç alması gerekecek.

Mi tío vive en Madrid, la capital de España.

Amcam İspanyanın başkenti Madrit'de yaşıyor.

Es uno de los autores más famosos de España.

O, İspanya'nın en ünlü yazarlarından biridir.

Lleva un grupo de alumnos a España cada verano.

O her yaz bir grup öğrenciyi İspanya'ya götürür.

Lida nunca me contó por qué vino a España.

Lida, İspanya'ya neden geldiğini bana asla söylemedi.

Tengo un amigo en España que habla cinco idiomas.

İspanya'da beş dil konuşan bir arkadaşım var.

Córdoba es una ciudad en el sur de España.

Cordova güney İspanya'da bir şehirdir.

Debes aceptar al rey de España como tu soberano.

İspanya kralını senin liderin olarak kabul etmelisin.

En 1779, España entró en guerra contra los británicos.

İspanya 1779 yılında İngilizlere karşı savaşa girdi.

Las fuerzas de Franco tomaron el control en España.

Franko'nun güçleri İspanya'da kontrolü ele geçirdi.

Luego de muchos debates, decidimos pasar nuestras vacaciones en España.

Uzun tartışmadan sonra, tatilimizi İspanya'da geçirmeye karar verdik.

En ese tiempo México aún no era independiente de España.

O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.

España es el segundo país más grande de Europa Occidental.

İspanya batı avrupa'da ikinci en büyük ülkedir.