Examples of using "Dará" in a sentence and their turkish translations:
Ben acıkacağım.
Onun çabası meyve verecek.
Tom acele edecek.
Temmuzda doğuracak.
Hangisi bize en iyi korumayı sağlar?
Kararlılık meyvesini verecektir.
Onu Jack'e verecek.
Tom onu yarın bize verecek.
Creative Europe programı 300.000'in üzerinde sanatçıya
- Bu bize biraz vakit kazandıracak.
- Bu bize biraz zaman kazandıracak.
Bu sana kaba bir fikir verecek.
Sadece zaman cevabı verecektir.
Bu konuda farklı kişilerden farklı cevaplar alacaksınız,
Bu da kış boyunca onları idare eder.
Burada ne kadar uzun süre kalırsam o kadar üşür
Burada bulunduğum sürece daha çok üşüyorum
- O kolayca vazgeçmeyecek.
- O kolayca pes etmeyecek.
Bu seni sıcak tutacak.
Toplantı gelecek pazar gerçekleşecek.
Başbakan yarın bir basın toplantısı düzenleyecek.
Tom bu ayın sonunda bir konser veriyor.
Tom detayları daha sonra Mary'ye verecektir.
Bu biraz ışık verecektir. Tamam, şimdi yılanı bulmaya çalışalım.
Ayakların ıslanırsa, grip olursun.
Tom, Mary ile el sıkışmayacağını söylüyor.
Bu biraz ışık verecektir. Tamam, şimdi yılanı bulmaya çalışalım.
Bu biraz ışık verecektir. Tamam, şimdi yılanı bulmaya çalışalım.
Çoğu insan bunu fark etmeyecek.
Sadece zaman gösterecek.
Tom'un ne kadar yalnız olduğumu fark edip etmediğini merak ediyorum.
Tom'un günde kaç saat çalıştığımı fark edip etmediğini merak ediyorum.
Mary'nin Tom'un gerçekten ne kadar fakir olduğunu fark edip etmediğini merak ediyorum.
İzlandaca bir cümlenin İngilizce çeviri varsa, ve İngilizce cümlenin Savahili dilinde bir çevirisi varsa, öyleyse dolaylı olarak, bu, İzlandaca cümle için bir Savahili çeviri sağlayacaktır.