Translation of "Cura" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "Cura" in a sentence and their turkish translations:

No hay cura.

Tedavi yok.

- Soy sacerdote.
- Soy cura.

Ben bir rahibim.

Pero no se cura normalmente

güç iyileşmesine kronik yara denir.

¿Existe cura para la estupidez?

Aptallık için bir tedavi var mı?

La calvicie no tiene cura.

Kelliğin tedavisi yoktur.

- No hay cura para el resfrío común.
- No hay cura para el resfriado común.

Soğuk algınlığının tedavisi yoktur.

No hay cura para la estupidez.

Aptallığın tedavisi yoktur.

Mi hermano se ha hecho cura.

Erkek kardeşim papaz oldu.

- Tom es cura.
- Tom es sacerdote.

Tom bir rahiptir.

No hay cura para las pesadillas.

Kabuslar için hiçbir tedavi yoktur.

Algunos trastornos mentales ya tienen cura.

Bazı akıl hastalıklarının zaten tedavisi var.

Este es el cura que los casó.

Bu, onları evlendiren rahip.

Ellos crearon una cura para esta enfermedad.

Onlar bu hastalık için bir tedavi buldular.

- El tiempo todo lo cura.
- El tiempo lo cura todo.
- El tiempo sana todas las heridas.
- El tiempo cura todas las heridas.
- El tiempo todo lo calma.

- Zaman bütün yaraları iyileştirir.
- Zaman her şeyin ilacıdır.

En definitiva, los hongos alicinógenos, ¿cura la depresión?

Sonuç olarak sihirli mantar depresyonu ortadan kaldırabilir mi?

Se cura solo por haber sido mal diagnosticado.

kendi kendine iyileşen birinin hikâyesi.

No hay cura para eso, ya lo gugleé.

Google'a baktım. Tedavisi yok.

No tiene cura, pero existen bla, bla, bla, bla...

Tedavisi yok ama pek çok a-la-la-la-la.''

A día de hoy, no hay tratamiento efectivo o cura,

Bugüne dek hastalığa kanıtlanmış bir tedavisi ya da çare bulunamadı,

Sólo el tiempo cura las heridas de un corazón roto.

Kırık bir kalbin yaralarını sadece zaman iyileştirir.

- Mi primo recibió la llamada de Dios y se metió de cura.
- Mi primo recibió la llamada de Dios y se metió a cura.

Kuzenim Tanrı'nın çağrısını kabul etti ve rahip oldu.

Va a más con el tiempo, y no tenemos una cura.

Zamanla da ilerliyor ve tedavimiz yok.

Para la que no tenemos cura, por lo que deberíamos prevenirla.

bu yüzden, bunu önlememiz gerekiyor.

Ninguna cura fue posible, a pesar de la reducción de síntomas.

Semptomlardaki azalmaya rağmen tedavisi mümkün değildi.

Los científicos todavía no han hallado la cura contra el cáncer.

Bilim adamları henüz kanser için bir çare bulmadılar.

El cura que habla francés estará aquí la semana que viene.

Fransızca konuşan rahip gelecek hafta burada olacak.

Se convierta en una cura potencial, y no solo en un tratamiento.

gerçek bir iyileştirme anlamına geleceği bir gelecek tasavvur edebiliyorum.

Una vida donde hemos creado una cura a través de la colaboración.

İşbirliği sayesinde tedavi bulduğumuz bir hayat.

- El párroco me dio su bendición.
- El cura me dio su bendición.

Rahip bana hakkını helal etti.

Y a pesar de grandes logros científicos, aún no encontramos una cura definitiva.

Verilen büyük bilimsel çabalara rağmen kesin bir tedavi yöntemi bulamadık.

Cuando caes y caes la rodilla, intentas encontrar una cura para ella juntos

düşüp dizi kanadığında beraber ona çare bulmaya çalışırdın

La herida hecha con el cuchillo se cura, la herida hecha con la lengua no.

Bıçak yarası geçer, dil yarası geçmez.