Examples of using "Crecen" in a sentence and their turkish translations:
Bitkiler büyür.
bir diğer macera olarak gördükleri
Üzümler salkımla yetişir.
Çocuklar çok çabuk büyürler.
gelişmiş dünyada görürken
Elmalar ağaçlarda büyür.
Bitkiler Güneş'e doğru büyür.
Bitkiler güneş ışığına doğru yönelir.
Bu çiçekler sıcak ülkelerde yetişir.
Portakallar sıcak ülkelerde yetişirler.
boyu 30 santimetreyi aşabilen bu hayvanın...
kurumlarda yetişen çocuklar,
Tepede bir sürü bodur ağaçlar büyümektedir.
Şu ağaçta yetişen tüm mangolara bak.
Bedenler yavaş yavaş büyür, çabucak ölür.
Amerikalı çocuklar bu sözcükleri işiterek büyürler.
Karayip flamingo yavruları çok hızlı büyür.
Bitkiler yağmurdan sonra çabuk büyür.
Elma ağaçlarının tohumdan yetiştiklerini bilmiyordum.
Kakao ağaçları, yağmur ormanlarında yetişirler.
2000 metreden daha yüksekte ağaçlar yetişmez.
Yağmurdan sonra ormanda birçok mantar yetişir.
Birbirinin üzerinden geçen kökler karmakarışık. Derin bir çamur var.
Büyüdükçe annelerinden talepleri de artıyor.
Bu yavrular o kadar hızlı büyüyor ki, daha şimdiden timsahtan koşarak kaçabiliyorlar.
bir bakıyorsun orada böyle çiçekler var doğal ortamda yetişmiş
Sanayinin büyüme hızına şaşırdım.
Hindistan ve Pakistan arasında ki Keşmir gerginliği ateşleniyor.
El tırnakları ayak tırnaklarına göre yaklaşık dört kat daha hızlı büyür.
Ananasın toprak altında yetiştiğini düşünen insanlar var.